Paylaş
19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında basılan edebiyat dergilerinde yayınlanmış anonim kedi yazıları ilgi çekici. Metinlerin sıradan kedi güzellemeleri olmadığını söylemem gerek. Şahane kedi
illüstrasyonlarıyla bezeli kitabı okurken insan ve kedi ilişkisinin her haline tanık oluyorsunuz. Kedilerle dostluk, yoldaşlık da var, kedi düşmanlığının kökenlerinde yatan dürtüler de... Fondaki eski İstanbul ışıltısı da cabası. Bir kedi sever olarak tavsiye ederim.
Kadim şehrin balıkları
İstanbul’da doğan ve çocukluk yıllarını Boğaz’ın eşsiz manzarasını görerek geçiren Meltem Ulu’nun son kitabı “İstanbul’un Balıkları” eğlenceli bir Boğaz macerası.
Kitap, altı yılı aşkın süredir devam ettiği serbest çizerlik mesleğinde uluslararası işlere imza atan Venezuellalı çizer Marynel Camacho’nun rengarenk çizimleri ile hayat buluyor.
Camacho’nun daha önce hiç görmediği İstanbul’un balıklarını resmetmekteki başarısı hayal gücünün yetkinliğini gözler önüne seriyor.
Hikayede Boğaz’da yaşayan çeşit çeşit balıkların, başlarına gelen bir felaketle nasıl mücadele ettiklerine tanıklık ediyoruz. Palamuttan uskumruya, kırlangıçtan lipsoza ve pisi balığından yunusa kadar sayısız balık, “İstanbul’un Balıkları”nda çocuklara eşlik ediyor. Üstelik balıklar bu mücadelede yalnız değil, insanlar da onların macerasının bir parçası.
Şubatta iki büyük kayıp
Edebiyat ve düşünce dünyamız şubat ayında iki önemli kayıp verdi: Demir Özlü ve Doğan Cüceloğlu... Demir Özlü öyküleriyle edebiyatımızın 50 kuşağının verimli yazarlarındandı. Tezer Özlü ve Sezer Duru kardeşleridir... “Bunaltı”, “Boğuntulu Sokaklar” adlı yapıtlarında kent insanının yabancılaşmasını verirken, giderek toplumsal duyarlıkla örülü eserler de verdi. Demir Özlü’nün “Bir Küçük Burjuvanın Gençlik Yılları”nı da unutmamak gerek. Yaşamının bir bölümünü yurt dışında sürdürdü. Doğan Cüceloğlu ise binlerce aileye umut aşılayan eserlerin yaratıcısıydı. Kaleme aldığı kitaplar hâlâ kuşaklar yetiştirmeye devam ediyor. Bunlar arasında “Başarıya Götüren Aile”, “Geliştiren Anne Baba”, “İletişim Donanımları” çok satanlar arasında. Yaşamöyküsü ise “Damdan Düşen Psikolog” adlı kitapta yer aldı.
KİM NE OKUYOR
◊ Gazeteci Mine Şenocaklı, Oya Baydar’ın “80 Yaş Zor Zamanlar Günlükleri” adlı kitabı okuyor.
◊ İşadamı Mustafa Taviloğlu, Bülent Eczacıbaşı’nın “İşim Gücüm Budur Benim” adlı kitabını okuyor.
◊ İşadamı Cefi Kamhi, Yuval Noah Harari’nin “Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi” adlı kitabını okuyor.
◊ Akademisyen, ressam Hülya Küpçüoğlu, yazarı Özlem Kumrular’ın “Sultanın Mutfağını” okuyor.
Kronik Kitap’ta neler oluyor?
Kendimize döndüğümüz şu pandemi günlerinde Ahmet Mümtaz Taylan’ın iç sesimiz olarak bize bir “ömür” hikâyesi sunan ve insan olmanın anlamını sorgulatan çalışması yakında çıkacak. Yine çağımızın hastalığı yalnızlığın ancak birlik olmayla üstesinden gelebileceğimizi bize hatırlatan Vivek H. Murthy’nin çalışması yayımlanacak; “Birlikte”.
Heyecan duyduğumuz bir alan olan Aile-Çocuk Kitaplığı’nda uzman doktor Furkan Kayabaşoğlu’nun kaleminden rehber niteliğinde bir çalışma yayımlanacak; hamilelik dönemi, doğum ve ebeveyn endişeleri üzerine tıbbi olduğu kadar duygu yüklü bir “yaşama merhaba” hikâyesi.
Eski Türk tarihçilerimizden Ahmet Taşağıl, İlk Türklerle yayınevimizdeki kitaplarına bir yenisini ekliyor. Tarih boyunca iki, bazen de üç kıtaya yayılmış Türklerin varlığını korumasının sebeplerini kökenlerine inerek anlatıyor. Gelecek ay, “Osprey Büyük Komutanlar” serimize sadece Türk tarihine değil, Avrupa tarihine de damga vuran Attila kitabı da eklenecek.
Paylaş