Paylaş
Genç müzisyen şimdi yeni romanıyla karşımızda: “Olağanüstü, Sıradışı ve Mükemmel!”
April Yayıncılık’tan çıkan romanda aşk, macera, polisiye ve gizem temaları baskın.
Hikâye tanıdık...
Yıllardır yaptığı dizi yönetmenliği işinden bıkan ve kendini bulmak isteyen karakterimiz bir yazlık siteye gidiyor, yeni yüzlerle karşılaşıyor ve tam hayalindeki kitabı yazmaya girişecekken çözülememiş bir olayın ortasında buluyor kendini... Dedeoğlu’nun romanını tüm polisiye roman severlere öneriyorum.
Goethe Enstitüsü Çeviri Destek Programı
Ülkemizde Alman edebiyatı gitgide popülerleşiyor. Klasikler kadar modern dönem yazarları da okurda karşılığını buluyor. Yayınevlerinin Almanca eserleri dilimize kazandırmasında desteklerin de elbette önemli bir rolü var. Goethe Enstitüsü, okurları Almanca kitaplarla buluşturuyor. Goethe, Çeviri Desteği Programı ile Almanca yazılmış çağdaş kurgu ve kurgu-dışı eserler, çocuk ve genç yetişkinlere yönelik kitaplar için yayıncılara destek oluyor.
Yaklaşık 50 yıldır süren programla 45 farklı dilde yaklaşık 7 bin kitabın yayınlanmasına destek olundu. Bu seneki çeviri programı için başvurular ise 1 Mart’a kadar sürecek.
Bakalım destek, dilimizde hangi yeni yazarları okumamıza vesile olacak?
İnsana dair bir hikâye
Kendisi de İstanbullu bir azınlık ailenin üyesi olan yazar Stella Aciman son kitabı “Ateş Su Toprak”ta insanlık tarihi ve bugününü; etnik, kültürel, azınlıklara dair hikâyelerle aktarıyor okuyucuya.
Aciman’ın edebiyatının en güçlü kökü İstanbul’a bağlıyken, diğer kökleri çok geniş coğrafyalara uzanıyor. “Ateş Su Toprak”, konuşulması zor konulardan doğal akışı içinde bahsederken hayatı, dostlukları, çok sesliliği savunuyor ve bize madalyonun görünmeyen yüzünü göstermeye çalışıyor.
Kısa Almanya tarihi
Kronik Kitap, meraklıları için önemli ülke kitapları yayımlamayı sürdürüyor.
Çin, Japonya, Fransa ve Avusturya’dan sonra sıradaki durak, Avrupa’nın bir başka devi olan Almanya. Kutsal Roma İmparatorluğu’nun temellerini atan Charlemagne, Kutsal Roma İmparatorluğu’nun en güçlü lideri Frederick Barbarossa, zekâsı ve siyasi manevralarıyla Alman prensliklerini birleştirmeyi başaran Otto von Bismarck, Kilise’nin etkisi kırarak yepyeni bir mezhep ortaya çıkaran Martin Luther, fikirleriyle hem siyaseti hem de felsefeyi derinden etkileyen Marx, Nietzsche, Hegel ve Schopenhauer gibi çağları aşan isimler, tarihçi Mary Fulbrook’un usta kalemiyle tekrardan hayat buluyor.
Almanya’nın Oscar adayı
Geçen hafta İlker Çatak imzalı “Öğretmenler Odası” filmini Kadıköy Sineması’nda izleme fırsatı buldum. Bu film aynı zamanda Alman eğitim sistemini de derinlikli bir şekilde sorguluyor. Leonie Benesch’in etkileyici başrol performansı da sizi hayata bağlıyor. “Öğretmenler Odası”, sıradan bir gerilim filminin ötesine geçiyor çünkü okul sistemindeki hiyerarşiyi, güven eksikliğini ve insan ilişkilerini sorgulayan derin bir hikâyeyi anlatıyor.
İlker Çatak’ın yönetmenlik becerisi ve senaryonun incelikli dokusu, filmin izleyicide bıraktığı etkiyi artırıyor. Türk asıllı İlker Çatak’ın “Öğretmenler Odası” filmi Oscar’a da aday olmuştu. Yolu açık olsun.
Bir anne kız ilişkisi
Yazar, editör ve eğitmen Özlem Çetinkaya’nın alışılmışın dışında bir anne kız hikâyesi anlattığı yeni romanı “Anne Çiçekleri”, Düşbaz Kitaplar’dan çıktı! Çetinkaya içten, şefkatli ve gerçekçi üslubuyla kaleme aldığı “Anne Çiçekleri”nde, yaşlı ve hasta bir anneyle kızı arasındaki sevgi-nefret ilişkisini ve yaşanan yüzleşmeleri psikolojik çözümlemelerle ele alıyor.
Kim Ne Okuyor?
∆ Cem Erciyes, Osman Akınhay’ın “Heveskar Çevirmen” adlı eserini okuyor.
∆ Elif Tanrıyar, Thomas Wolfe’un “Yalnızlığın Anatomisi” adlı eserini okuyor.
∆ Arzu Çağlan, Füruzan’ın “Berlin’in Nar Çiçeği” adlı eserini okuyor.
∆ Bahar Gerçek Doğru, Italo Calvino’nun “Görünmez Kentler” adlı eserini okuyor.
Paylaş