Paylaş
Uzun süredir görüşemediğim oyuncu arkadaşım Osman Cavcı’yla geçtiğimiz günlerde telefonda konuştuk. Hayatındaki değişimlere şaşırmadım desem yalan olur: “İstanbul’dan taşındım. Ege güzel Ege! Foça’da, denize tepeden bakıyordum ama sonra sıkıldım. Oyunculuğu bırakmış gibi hissettim ama İstanbul’a dönmeyi aklımdan geçirmedim. İzmir’e geldim. Bir tiyatro kursu açayım dedim, sabah bir kalktım benim sokakta 20 tane tiyatro kursu veren yer var. Antika, eski toplamaya başladım. Sonra ‘Son Yeşilçamlı’ diye tek kişilik bir teatral gösteri hazırladım ve seyirci karşısına çıktım. Şimdi YouTube kanalıma ‘Uyan da Balığa Çıkalım’ adlı bir sitcom yazıp oynayıp yönetiyorum.17 bölüm çektik, devam. Bence televizyon bitti, yakında sinema salonları da bitecek. Herkes artık cep telefonundan film izliyor. Ben de yeni mecrada yerimi hazırladım.”
Resim sergisi yolda
Gazeteci arkadaşım Gülay Fırat ile sohbet ettik bu hafta.
Bir dönem ses getiren haberleriyle tanıdığımız eski Milliyet ve Sabah gazetesi muhabiri Fırat, şu sıralar serbest gazeteci olarak mesleğine devam ediyor. İki sene önce yayınlanan ilk romanı “Acemi Çöpçatan”ın ardından, bir süredir yeni romanı üzerinde çalıştığından bahseden Gülay, bu sırada resim sanatıyla da fazlasıyla haşır neşir olmuş.
Geç tanışıp hemen ısındığı resim sanatında özellikle tuval üzerine yağlı boya çalışan Gülay, şu sıralar usta ressamların resimlerini yaparak fırça kabiliyetini geliştirdiğini söylüyor.
Kendini hazır hissettiğinde resim sergisi açacağı bilgisini de veriyor.
Görünüşe göre meslektaşım Gülay Fırat gazetecilik yeteneği kadar sanatsal çalışmalarıyla da dikkatleri üzerine çekecek.
Geçmiş olsun kıymetli Kıymet
Yazmak, okumak, okutmak, anlatmak, dinletmek, öğretmek gibi kavramlar ruhun senfonisi gibi.
Çok sevdiğim Fatma Kıymet Börekçi, öğretmen olmak için doğmuş insanlardan. Sevgili arkadaşım Gülenay’ın annesi... “Anadolu’da Tanin” kitabıyla tanıdığımız merhum tarihçi Çetin Börekçi’nin de eşi.
Bakırköy Yahya Kemal Beyatlı Lisesi, Alman Lisesi ve son olarak Notre Dame de Sion’da öğretmenlik yaptı. Bugünlerde ciddi bir ameliyat geçirdiği için evde yatak istirahatinde. Bol bol da kitap okuyor. Şu sıralar elinde Hikmet Birand’ın “Alıç Ağacı ile Sohbetler” kitabı var.
Diyor ki “Bu kitabı okuduktan sonra insan artık hiçbir ota, hiçbir ağaca kayıtsız kalamıyor çünkü onlar bize bizi bizden iyi anlatıyorlar, eğer kulak verirsek.”
İyi bir insan olmanın bütün hallerini yaşayan sevgili Fatma Kıymet Börekçi’ye tekrar geçmiş olsun. Kendisinin Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’ndaki bir fotosuna ulaştım.
İşte o fotoğraf...
Kim ne okuyor?
◊ Gazeteci yazar Asu Maro, Margaret Atwood’un “Ahitler” adlı romanını okuyor.
◊ Yazar Kürşat Başar, Lawrence Durrell’in “Monsieur ya da Karanlıklar Prensi” adlı kitabını okuyor.
◊ Gazeteci Menderes Özel, Turan Akıncı’nın “İşgal: İstanbul’da Yabancı Güçler 1918-1923” adlı tarihi incelemesini okuyor.
◊ Uluslararası İş Geliştirme Direktörü Selin Acundaş, Arif Ergin’in “Tekvin” adlı kitabını okuyor.
◊ İşletmeci Oğuz Şenol, Grigory Petrov’un “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” adlı romanını okuyor.
Paylaş