Yerli sinema yersiz mi yerli?

Sinema yapımcılarıyla salon işletmecileri arasındaki tartışmanın nereye bağlanacağı henüz netleşmedi.
Kelebek ve Cengiz Semercioğlu bu işin nabzını en başından beri çok iyi tutuyor, ne olacağını hep beraber izleyip göreceğiz.
Bu tartışmada benim kafama takılansa Türk filmlerinin neden yurtdışında Türk dizilerinin ticari başarısını yakalayamadığı...
Öyle ya, eğer Türk sineması da Türk dizileri gibi dış pazarlarda kapış kapış gitse, kendine yeni gelir, yeni soluklanma alanları bulabilse...
Sadece Türkiye’deki salonlara mahkum olmasa...
Acaba bir salon işletmecisi yetkilisi bu kadar pervasızlaşabilir miydi?
ABD’de benzer birinin “Gerekirse yeni Jim Carrey’ler çıkar” diye sektörün ikonlarıyla polemiğe girdiğini düşünsenize...
***
İnsanın aklının almadığı nokta şu: Aynı oyuncular, aynı senaristler, aynı ses, kamera, ışıkçı, aynı teknoloji...
Dekorda, fonda aynı şehir, aynı İstanbul.
Nasıl oluyor da diziler kendilerine Sırbistan’dan Polonya’ya, İran’dan Körfez’e, Latin Amerika’dan Japonya’ya kadar pazar buluyor da sinemada bu olmuyor?
Yunanistan’da dizilerden çat pat konuşacak kadar Türkçe öğrenmiş, yaşlı bir kadınla tanışmıştım.
Nasıl oluyor da Körfez ülkelerinden uçaklara doluşup, İstanbul’a dizinin çekildiği yalıyı ziyarete gelenler, Kıvanç Tatlıtuğ’un “Hadi be Oğlum” filmi çıkınca, ülkesinde sinemaya gitmiyor, iPad’ine indiremiyor?
Aklıma uluslararası dağıtım tekelleri geliyor ama benzer koşullar diziler için de geçerli.
Öyle bir talep olsaydı, bir şekilde arzını yaratırdı. Suudi Arabistan’da yasak olsa Brezilya’da vizyona çıkardı.
***
İşin içinden kendim çıkamayınca sinema yazarımız Uğur Vardan’a danıştım.
Namı diğer “Lezzet Abi”, pek mülayim bir insandır.
Arayıp “Ya Uğur, bizim filmler neden yurtdışında diziler gibi satmıyor” gibi tuhaf sorularıma kızmaz, bütün sabrıyla cevap vermeye çalışır.
“Evet, oyuncular aynı oyuncular ama” dedi, “Dizide oynayan oyuncu, iş sinemaya gelince daha seçici oluyor. Entelektüel filmlerde oynamak istiyor...”
Buldum ya halim selim adamı, susmuyorum:
İyi ama Türkiye’de popüler işler de yapılıyor.
Hollywood endüstrisine karşı yerli film izlenme oranları çok yüksek ama iş yurtdışına gelince tık yok.
Peki bu nasıl oluyor?
Lezzet Abi’nin cevabı şu: “Sinemamızın popüler kanadı (özellikle gişenin en üst sırasında yer alan komedi filmleri) biraz ‘fazla yerli’.
Diziler ise daha evrensel (elbette ki ‘aşk’!) konuları yakalıyorlar muhtemelen.”
Doğru galiba.
Sizce?