Teoman’ı işe alır mıydınız?

Öğrenciyken reklam ajanslarına yazdığı özgeçmişi okusam, kesinlikle evet. Kendiyle öyle güzel dalga geçiyor ki, elemana ihtiyacım olmasa bile çağırır tanışmak isterdim bu afacanla.

Haberin Devamı

İnternette şarkıcı Teoman’a ait olduğu öne sürülen bir CV dolaşıyor. Henüz yalanlamadı.
Vaktiyle bir reklam şirketine iş başvurusu yaparken hazırlamış.
Şöyle başlıyor özgeçmiş, ne şirin ve eğlenceli, değil mi:
“1967’de İstanbul’da doğdu. Kariyerini şövalyelik değerleri üzerine oturttu. Kendini Boğaziçi Sosyoloji’de sabitledi.”
Kendiyle öyle güzel dalga geçiyor ki, elemana ihtiyacım olmasa bile çağırır tanışmak isterdim bu afacanla:
‘Sosyolog şarkıcı’ modasının çıkacağına inancı tam.
Bu sayede yırtma hayalleri kuruyor.
Televizyona bile çıktı. ABD’de yaptığı röportaj ve araştırmalarla hazırladığı ‘sado mazoşizm’ konulu çalışma, en çok yalvaran dergide yer alacak.”
Özgüven tavan:
“Bir reklam şirketinde adına staj demeye utandığı bir süre geçirdi. İşi sevdi, yapacağına da inanıyor.”
Bu kadar iyi bir eğitim almasına rağmen, eğitimle ilgili tespitleri çok radikal:
“Üç dakikalık şarkıların” her birinin kendisine okuldan çok şey verdiğini söylüyor.
Tehdit de cabası: “İyilerin dostu, fenaların düşmanı kahramanımızın tük reklam şirketlerine ortak bir mesajı var: Beni şimdi almazsanız sonra çok yanarsınız. Eylemlerim sürecektir!”
Kendini böyle esprili ve yaratıcı şekilde tanıtan bir gencin reklamını yapacağı ürünler için de harika fikirler geliştireceği kesinmiş.
Reklam ajansları şu anda yanıyor mudur bilemem.
Ama iyi ki bu fırsatı kaçırmışlar da “Paramparça”, “17”, “Gönülçelen”, “Rüzgâr Gülü” gibi şarkılar kulaklarımızı şenlendirmiş.

Haberin Devamı

Teoman’ı işe alır mıydınız

Hani herkesin kıyafetine kimse karışmıyordu...

Başlıktaki cümle bozukluğu bana ait değil.
“Hani kimse kimsenin kıyafetine karışmıyordu” demek isteyip de bunu yazan, “Bergen” filminin galasındaki kıyafeti eleştirilen Farah Zeynep Abdullah.
Ah Farah sen mevzuyu tamamen yanlış anlamışsın.
O kıyafete karışmama meselesi, ahlakçı açıdan bakıp da kimin ne giydiğine, dekoltesine falan müdahale etmekle alakalı.
Yoksa kıyafetlerin tarzı hakkında yorum yapmak hâlâ serbest.
Abdullah’ın paylaşımının altına gelen yorumlar da bunu doğrular cinsten zaten.
◊ “Abla giymeyeceksen gönder, ben onu ameliyathanede giyerim” diyen var.
◊ “Seni kaçırdılar sandık aşkım” diyen...
◊ “Bizımla değilsin” diyen...
◊ Arda Kural’ın dizi halini paylaşan...
Ben şuna takıldım: Galadan sonra Erik Dalı oynarken niye çıkarmış ki kıyafeti? Tam olurmuş.
Yine de Farah’ın o çirkin kılığın içinde bile ışıl ışıl parladığını söylemeyi es geçmeyelim.

Haberin Devamı

Batı’nın Rus ruleti

Ruslar kültür sanat, felsefe ve bilim alanında dünyanın en verimli halklarından.
Onların birikiminden, her türlü katkısından kendini mahrum bırakmak...
İyi yanlarını protesto edeceğim derken...
Farkında olmadan belki de en kötü geleneklerinden birine sarılmaya benziyor: Rus ruleti.

PANDEMİ GÜNLÜĞÜ

Pandemiden kalan tek sert önlem

Deprem, sel, tsunami, yangın, salgın... Ne kuşakmışız sevgili günlük, bir nükleer savaşımız eksikti, o da telaffuz edilmeye başladı.
Neyse ki pandeminin sokağa çıkma yasaklı en karanlık günleri geride kaldı.
Birkaç küçük ayrıntı haricinde tabii.
Edis, 12’den sonra müzik yasağını hatırlatan paylaşım yaptı.
Maske, HES kodu gibi zorunlulukların gevşetilmesiyle pandemiden kalan tek sert önlem olarak duruyor bu uygulama.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca kaldırılan önlemleri açıkladığı toplantıda “Yakın dönemde kalkacağı kanaatindeyim” dedi. Umarım müzik dünyası bir an önce içinde bulunduğu bu zor durumdan kurtulur.

Yazarın Tüm Yazıları