Paylaş
Şok açıklamalar, karşı açıklamalar, etkiler, tepkiler...
Olayların dönüp dolaşıp kilitlendiği nokta şu:
“Madem her şeyi SMS’ler belirleyecek, o zaman biz bütün sezon neden cansiperane mücadele ediyoruz?”
İyi güzel de, yarışmanın formatı bu.
Kızacak, küsecek bir şey yok.
En başından beri, sezonlar boyudur böyle:
Son sözü seyirci, yani halk söylüyor.
Bugün gördüğümüz insanlar da yine seyircinin oylarıyla orada olan, orada kalan, bu sayede birer fenomene dönüşmüş insanlar.
Performans tabii ki önemli ama bu bir spor müsabakası değil ki.
Öyle olsa onun yerine oturup tekrar tekrar Olimpiyatları seyreder insanlar.
Benim bakış açımdan gözden kaçırılan şu:
Bu format sayesinde pek çok başarılı milli sporcumuzdan çok daha fazla şan, şöhret, para ve imkâna sahip oldukları...
Cedi o odaya nasıl sığdı?
Ebru Şahin ile Cedi Osman’ın düğün fotoğrafları her yerde. Kapadokya’daki evlilik teklifinden görüntüler de ekranlarda dönüyor yeniden.
Balonların önünde romantik bir evlilik teklifi ve Makedonya’da nikâh...
“Başkası adına mutlu olmak” derler ya... Bu çifti görünce mutlu oluyor insan. Umarım bizi ettikleri gibi hayat boyu kendileri de mutlu olurlar.
Zaten bütün karelerinde gülümseyen yunus gibi bir çift...
Makedonya’da evlenmelerini anladık, Cedi Ohri doğumlu.
Yalnız anlamadığım, Ürgüp Göreme’de kaldıkları o mağara oteli kimin seçtiği.
Tamam mağara odalar trend ama tavanlar zaten basık, damat 2.01 metre. İçeride herhalde iki büklüm dolaşmıştır...
Gece de bacaklarını pencereden dışarı uzatmış olmalı.
Özcan Deniz’in handikabı
Özcan Deniz, Harbiye Açıkhava konseri sonrasında eski eşi Feyza Aktan ile arasında geçen velayet savaşı hakkında konuştu.
Bildiğimiz iddialarını da tekrarladı, iddialarına bazı yenilerini de ekledi.
Velayetin bir silah olarak kullanılmaması gerektiğini söyledi.
Gerekirse bu uğurda bütün kariyerini, kazanımlarını, birikimini feda edeceğini anlattı.
Mesele, bütün bunları anlatırkenki vücut dili ve gözlerinden taşan ateş.
Her ne söylüyor olursa olsun, karşı tarafın iddialarını güçlendiren, kızgın, kavgalı, aşırı sert bir havası var Özcan Deniz’in.
Bu polemikte bence en büyük handikabı da bu...
Bu hafta sona ermeden….
* Katılın: Yarın 10.00’da Ortaköy Feriye’de acemiler için iki saatlik heykel atölyesi var. 450 liraya hem içeceklerini alıyorsunuz hem de bir heykel sahibi oluyorsunuz...
* Güldürün:
Çarşamba günü 20.30’da Beşiktaş BKM Mutfak’ta “Açık Mikrofon” gecesi yapılıyor. Belki de içinizde gizli bir komedyen yatıyordur. 100 lira.
* Yaşayın: Perşembe Gayrettepe Metro İstasyonu’nda “Karanlıkta Diyalog” etkinliği var. Zifiri bir ortamda, görme engelli rehberler eşliğinde şehri dolaşıyorsunuz. İnanılmaz bir deneyim. 69 lira.
* Eğlenin:
Cuma günü Beşiktaş IF Performans’ta DJ Mummy ile R&B hiphop partisi var. Hünerlerinizi sergileyin.
50 lira.
* Pişirin:
Cumartesi Mecidiyeköy’ USLA’da sokak lezzetleri kursu var. Tantuni, nohutlu pilav, midye tava ve lokma dökmeyi öğretiyorlar. Pişirdiklerinizi eve götürebiliyorsunuz.
600 lira.
* Dinleyin: Pazar akşamı 22.00’de Aqua Florya’da İstanbul Arabesque Project konseri var. 68 lira.
Zidane sen ne yaptın?
Sağlığın, bakımın, dış görünüşünle ilgilenmen güzel.
Bunun için Türkiye’yi tercih etmen ayrı güzel.
Ama biz seni kel halinle bellemiş, öyle kabullenmiş, öyle sevmiştik ya Zidane...
Kelliğin son derece yakıştığı ender insanlardan biriydin.
Saçı erken dökülenlerin önünde çok da rol model yok ki böyle.
Bir sen, bir Bruce Willis, belki bir de Yul Brynner...
Herkesin kellik hayalini suya düşürdün şimdi.
Yahu en azından Taksim’de bantlı kafayla görmeyelim seni.
Paylaş