Salya Akdeniz’e iner mi?

Ata Demirer Bozcaada açıklarından müsilaj görüntüleri paylaşınca “Marmara’daki deniz salyası Ege’ye de iner mi?” diye yazmıştım, 15 gün önce.
Ohoo... Yunan adalarına vardı bile.
Belli ki koşulları uygun bulduğu sürece kuzeyde Karadeniz’e doğru ve güneyde ilerlemeye devam edecek. Bu sadece bir çevre problemi değil, aynı zamanda çok ciddi bir turizm sorunu.
Güneyde henüz Marmara’daki gibi bir panik yok. Erdek ve civarında olduğu gibi insanlar ev kiralamaktan, plaja-otele gitmekten vazgeçmedi.
Tabii henüz...
Ama bu iş böyle devam ederse başımız ağrıyacak gibi.Gurur duyduğumuz Çeşme, Bodrum, Marmaris, Fethiye, Kaş sahillerinden benzer görüntüler geldiğini düşünsenize...
İnsanların denize girdiği koyların, kumsalların, iskelelerin falan “üstüne insan bassa taşıyacak kalınlıkta” müsilajla dolduğunu...
Turizmde tam da pandeminin yaralarını sarmaya hazırlandığımız şu dönemde...
Rusya gibi önemli bir turizm partnerimiz uçuşları yeniden başlatmışken...
Cennet sahillerimizden benzer tek bir kare ajanslara düşse rakiplerimizin bunu nasıl kullanacakları o kadar belli ki. Reuters’ın yaptığı ayrımcılık daha yeni, hatırlarsınız: Güya bütün dünyada normalleşme haberi yapıyorlar, Paris’te Sen Nehri kıyısından pırıl pırıl bir görüntü...
İstanbul’dan başka fotoğraf yokmuş gibi, virane görüntüsü koyuyorlar.
Böyle çekilecek tek bir fotoğrafı evire çevire öyle bir döndürürler ki, neye uğradığımızı şaşırırız.
E şimdi kendinizi koyun gelecek turistin yerine...
Bütün sene çalışmışsınız, 1 haftacık tatil yapacaksınız, onda da müsilaj küvetine girmek ister misiniz?
Tatil için gittiğiniz turizm acentesinde size o fotoğrafı gösterdikleri anda dakika bir gol bir, hemen başka ülkeye çevirirsiniz istikametinizi.
Sektör tam kendine gelecekken, “Türk sahilleri kirli” lafı...
Allah korusun.
Yıllarca silemeyiz o imajı.

Formula yeniden Türkiye’de

9 senenin ardından kasım ayında Formula-1 tekrar Türkiye’de düzenlenmişti.
Yarışmanın yapıldığı Intercity İstanbul’un CEO’su Vural Ak’a o zaman “Bunun devamı gelecek mi?” diye sormuştum.
“Bu seneki yarışı farklı bir paketle sağladık. Bütün operasyon ve maliyet bizim üstümüzde. 1 yıllık kontrat. Yarışı başarıyla tamamladığımızda önümüzdeki yıl uzun vadeli kontrat imzalayacağız” diye cevap vermişti.
Belli ki o başarı sağlanmış.
Formula, 1-3 Ekim’de yine İstanbul’da.
Umalım ki bu sefer seyircili izlenebilecek koşullar oluşsun.
Vural Ak ve çalışma arkadaşları tebriki layıkıyla hak ediyor.

Sen ne güzel bir insansın

Doktor Mahmure Birsen Sakaoğlu... Benim güzel ilan etmem ne hacet? Resmi olarak tescilli. 1936 Türkiye Güzeli.
Mirasını kendisini iki kez yangından kurtaran Fatih Belediyesi İtfaiyesi çalışanlarına bıraktı.
Miras davası karara bağlandı, 25 milyon lira 272 kişi arasında paylaştırıldı.
Can için canlarını ortaya koyan itfaiyeciler için az bile. Vefa ne hoş bir şey değil mi?
Yaşarken güzel
olan insanı,
öldüğünde daha da güzel yapıyor.

PANDEMİ GÜNLÜĞÜ

Bana moralin resmini çizsene Abidin Abi

İsrail aşılamada en hızlı ülkelerin başında geliyordu. Yasakları kaldırdılar, kapalı ve açık alanlarda maskeleri bile attılar.
Bu hızla gidersek yakın zamanda biz de rahatlayacağız...
Diye girip girip, sürü bağışıklığı için aşılamada gereken orana ne kadar kaldığını hesaplıyordum...
Kötü bir haber geldi.
Delta varyasyonu yüzünden o ülkede yasaklar yine başlamış.
Moralimi bozmak istemiyorum da...
Kendi kendine bozuluveriyor bu meret.
Biz bu illetten asla kurtulamayacak mıyız?
Hadi biz orta yaşlı insanlar, bugüne kadar dünyanın koronasız halinin tadını sürdük.
Ya gençler? Daha 17 yaşındaki yeğenim?
“Bir çıkar/bir tak”, ömrübillah maskeyle mi yaşayacaklar?