Paylaş
◊ Hangi başarın daha çok göğüs kabartıyor: Genç yaşta Armin Van Buuren için yaptığın remiksler mi, Tiesto’nun club life listesine girmiş olman mı?
- İkisi de tarzının büyük ikonları... Ama çocukluğumdan beri kendisini izlediğim ve bu müziği yapmaya karar verme sebeplerimden olduğu için Tiesto’yla çıkmak diyorum.
◊ Sabancı soyadı bu piyasada avantaj mı oldu, dezavantaj mı?
- Dezavantaj olduğunu düşünüyorum çünkü etrafınız sizden faydalanmaya çalışan sahte yüzlerle donatılıyor.
◊ DJ olmaya karar verdiğinde aileden destek mi gördün, yadırgadılar mı?
- Ailem en başından itibaren her zaman en büyük destekçim oldu.
◊ Aynı zamanda aile işinde de çalışıyorsun, en alttan başlamışsın. Hangisi daha öğretici oldu: Depoda çalışmak mı, Lassa’da lastik taşımak mı?
- Depo ve stok yönetimi bir ürünü taşımaktan daha öğretici diyebiliriz buna.
““Fenerbahçe ile annemin asbaşkanlık yapmış olmasından ötürü ayrı bir bağım var. O yüzden 100’üncü Yıl Marşı düzenlemesi çok severek yaptığım bir iş oldu.””
◊ Her ikisiyle de şarkı çıkardın. Birlikte çalışırken hangisiyle daha çok eğlendin: Norm Ender mi, Sagopa Kajmer mi?
- Sagopa’nın gerek müzisyenliği gerek tecrübesiyle öğretici tarafı daha ağır basmıştı benimle olan diyaloğunda. Ender’inse pratik zekâsı hemen kendini belli ediyor. Ayırması zor. İkisiyle de çalışmak çok eğlenceliydi benim için...
◊ En son Eypio ile “Anakonda” isimli bir şarkı yaptınız. Tamam mı, devam mı?
- “Anakonda” daha çok yeni. İleride zaman neler gösterir bilmiyoruz tabii. Ama ben devam diyorum
◊ Futboldan pek hazzetmiyorsun ama Fenerbahçe’nin 100. Yıl Marşı’nı yeniden düzenledin. Rica işi mi, kaderin cilvesi mi?
- Fenerbahçe ile annemin asbaşkanlık yapmış olmasından ötürü ayrı bir bağım var. O yüzden çok severek yaptığım bir düzenleme oldu.
◊ Ruhunu şekillendirmede hangi türün daha çok etkisi oldu: İlk başladığındaki trance mi, sonradan yöneldiğin house mu?
- Trance. Çünkü trance geçmişim bugün yaptığım şarkılar da kendini gösteriyor.
◊ En büyük hayalinin Anıtkabir’e bir Grammy götürmek olduğunu söylüyorsun. Yakın mısın, yolun başında mı?
- Her zaman yolun başındayım, çünkü çıkılacak hep yeni basamaklar olmalı.
GÜZELLİK GÖRECELİDİR AMA SERMAYE DEĞİLDİR
◊ Hayatın bir film olsa: Müzikal mi olurdu, komedi mi?
- Kesinlikle komedi olurdu, orası kesin.
◊ Sence hangisi daha avantajlı: Zengin ama çirkin doğmak mı, fakir ama güzel doğmak mı?
- Zengin ama çirkin doğmak sanırım, Çünkü güzellik görecelidir ama sermaye değildir... (Gülüyor)
◊ Para saadet getirir mi, getirmez mi?
- Para saadet getirmez, odağı para olanların saadeti bulduklarını hiç görmedim.
◊ Hangisinin aklını okuyabilmek isterdin: Sevgilinin mi, en büyük düşmanının mı?
- Düşmanımın aklını okuyabilmeyi tercih ederdim tabii. Temkin ve tedbir her zaman önemlidir.
◊ Bir şeyi gece planlamak mı, sabah planlamak mı?
- O bende şöyle işliyor daha çok: Geceden planlayıp sabah uygulamak.
◊ İçgüdü mü, mantık mı?
- Mantık.
◊ Hatır için çiğ tavuk... Yenir mi, yenmez mi?
- Yenmez. Sizden çiğ tavuk yemenizi isteyen birinin de sizde bir hatırı olmasın zaten.
◊ Zaman makinesi icat ettin, nereye giderdin: Geçmişe mi, geleceğe mi?
- Galiba geçmişe gidip merak ettiğim çağları görmek isterdim.
◊ Pozitif ama sıkıcı insanlar mı, negatif ama ilginç insanlar mı?
- Negatif ama ilginç tabii... Pozitifliğe de sıkıcılığa da tahammülüm yok.
ÖZEL MESELELER
Benim unutmam mümkün değil
◊ 18 Haziran, İkizler erkeği... Nesi daha zor: Çabuk sıkılabilmek mi, değişken ruh halleri mi?
- Aniden değişen ruh halleri... Yakınlarında İkizler burcu olanların iyi bileceği bir zorluk. Ne zaman, ne olacağı hiç belli olmuyor maalesef. (Gülüyor)
◊ Hangisi daha kötü senaryo: Kimselere âşık olamamak mı, her aşkının kötü bitmesi mi?
- Kimselere âşık olamamak birçok güzel deneyimi kaçırmak anlamına gelir. Bence öbüründen daha kötü.
◊ Aşkın karşıtı: Nefret mi kayıtsızlık mı?
- Bana göre bütün hallerin içinde kayıtsızlık en ağırı.
◊ Hangisini tercih edersin: Tek başına ağlamak mı, birinin omuzunda ağlamak mı?
- Duygularımı yakınlarımla paylaşırım, o yüzden tercihim birinin omuzunda ağlamak olurdu.
◊ Affetmek mi, unutmak mı?
- Affetmek... Çünkü unutmam mümkün değil benim.
◊ Bir yemek olsan: Tatlı mı, tuzlu mu?
- Tuzlu olurdum, tuzlu yemekler daha geniş bir yelpazeye sahip.
◊ Bir renk olsan: Ateş kırmızısı mı, deniz mavisi mi?
- Sanırım ateş kırmızısı beni daha iyi anlatıyor.
GÜNDELİK HALLER
Köprüyü geçince bir huzur geliyor
◊ İstanbul’un... Anadolu yakası mı, Avrupa yakası mı?
- Anadolu yakası. Köprüyü geçip Anadolu yakasına girdiğim an itibarıyla şöyle bir huzur geliyor.
◊ Ayaklarına kara sular inmiş: İyi bir roman mı, iyi bir film mi?
- Aa iyi bir film! Yorulduğum bir günün sonunda çok iyi gider.
◊ Eve yatılı misafir geldi, horlamasından uyunmuyor. Uyandırır mısın, uykusuz mu kalırsın?
- Öncelikle eve yatılı misafir gelmemesi için elimden geleni yaparım. (Gülüyor) Şayet yine de gelirse yapacak bir şey yok. Uyandırmam, nezaketli davranırım.
◊ Az tanıdığın birine... Telefon açmak mı, mesaj atmak mı?
- Samimiyet seviyem ne olursa olsun telefon açmak. Mesajlaşmayı tercih etmiyorum.
◊ Sofrada hangisine tahammül daha zordur: Obura mı, gevezeye mi?
- Gevezeye tahammülüm olmaz. Ama obur biriyle yemek yemeyi çok severim.
◊ Uçakta/otobüste habire omuzunda uyuyan bir teyze var... İnce ince ittirir misin, hostese mi şikâyet edersin?
- Bilmem, ince ince ittirir, onun da rahatını bozmadan... Bir şekilde durumu toparlamaya çalışırım.
KÜÇÜK KEYİFLER
Hayat kebapla daha güzel!
◊ Deniz-kum-güneş mi, orman-ağaç-temiz hava mı?
- Şu sıcak yaz günlerinde deniz-kum-güneşten daha iyi bir üçlü düşünülemez.
◊ Bodrum-Gümüşlük mü, Çeşme-Alaçatı mı?
- Ben her zaman Çeşmeci oldum. Nedenini bilmiyorum, bana daha sıcak geliyor.
◊ Tren yolculuğu mu, gemi yolculuğu mu?
- Tren yolculuğundaki huzuru çok seviyorum. Özellikle de güzel bir coğrafyadaysa...
◊ Peki yolda: Tavla mı, satranç mı?
- Satranç. Çünkü bir şans oyunu değil. Düşünülüp hesaplanması gereken varyantlar daha fazla.
◊ Gündoğumu mu, günbatımı mı?
- Gündoğumu çünkü doğan güneşle yeni bir sayfa açtığınızı hissedersiniz.
◊ Renk körü olmak mı, tat duyusunu yitirmek mi?
- Tat duyusunu yitirmek daha zor gelir bana. Lezzetlerin olmadığı bir hayat renklerin olmadığı bir hayattan daha karanlık olurdu.
◊ Hangi üçlü seninki: Rakı-balık-Ayvalık mı, kebap-şalgam-Adana mı?
- Tercihim kebap-şalgam-Adana. Neden dersen, hayat kebapla daha güzel!
◊ Birinden vazgeçmek zorunda kalsaydın: Kırmızı et mi, deniz mahsulleri mi?
- Deniz mahsullerinden vazgeçerdim herhalde. Çünkü kırmızı eti daha fazla tüketiyorum.
◊ Peki biraz yoldan çıkmak istedin: Mantı mı, iskender mi?
- Aa iskender tabii ki! Gerçekten, tam anlamıyla 10/10 bir yemek. (Gülüyor)
◊ İlkinde 28 bin, ikincisinde 244 bin takipçin var: Twitter mı, Instagram mı?
- Instagram daha keyifli bir uygulama bence, Twitter’da çok aktif değilim.
◊ Kedi mi, köpek mi?
- Bir kedi sahibi olarak cevabım net olarak kedi.
POPÜLER ŞEYLER
Ajda ile üzerinde çalıştığımız bir parça var
◊ Türkiye’de rock’ın kralı... Cem Karaca mı, Barış Manço mu?
- Barış Manço’nun diskografisinde birçok farklı tarzın elementlerini görebiliyoruz. Cem Karaca bana daha saf rock gibi geliyor.
◊ Birlikte bir pop çalışması yapsan... Sezen mi, Ajda mı?
- Aslında Ajda Hanım ile üzerinde çalıştığımız bir parça var... O yüzden bu soru kendi kendini cevaplamış oldu. (Gülüyor)
Paylaş