Paylaş
Bodrum Marina’da 110 yıllık tarihi bina... Kocadon Museum Hotel... Bodrum’un eski belediye başkanı Mehmet Kocadon’un aile yadigarı konağı. 10 odalı bir butik otel yapmış burayı, içinde de Bodrum ve denizle ilgili bir ton obje. O yüzden adı “Museum Hotel”. Şirin mi şirin, 50 kişilik bir avlusu var. 110 yılda kim bilir ne davetlere, yemeklere, nişanlara, düğünlere ev sahipliği yapmıştır. Bu avlu şimdi MasterChef’in korkulan, yarışmacıların karşısında tir tir titrediği Mehmet Şef’e (Yalçınkaya) emanet.
Yarışma ne olacak?
Korkacak bir şey yok aslında. Mehmet Şef’in sertliği yarışmaya özel. Mekânına girdiğinizde karşınızda sizi özel hissettirmek için çırpınan, yemeklerini anlatmak için fırsat kollayan, patrondan ziyade, misafir ağırlamak için bütün ekibi seferber eden bir ev sahibi özeniyle karşılanıyorsunuz.
Peki yarışma başladı, hem İstanbul’da çekimler hem Bodrum’da dükkân... Nasıl olacak? İlk bunu soruyorum Yalçınkaya’ya.
Çünkü insanlar mekânına gittiğinde illa ki onu görmek, tanışmak, bir fotoğraf çektirmek isteyecekler.
“Devamlı gidip geliyorum” diyor; “Ayrıca işin başına kardeşimi koydum, ben olmadığım vakit gözüm hiç arkada kalmıyor.”
Denizden, adından da anlaşılacağı gibi bir balık restoranı. “Bodrum’da 10 gün kaldım, her yerde aynı mezeleri, taklit teknikleri, benzer tabakları gördüm. İnsanlar bundan fazlasını hak ediyor. Biz de kitapla aynı isimde bir yer açtık” diye anlatıyor yazlık macerasını.
Ahtapot sakızla buluşunca
Yalnız menü hakikaten kitap gibi, kitabi. Evvelce Mehmet Şef’in elinden külde ahtapot yemişliğim vardı, tadı hâlâ damağımda, burada iyice döktürmüş.
Üstü vişne soslu sarma yaprak ve kabakçiçeği dolmasıyla zaten kafadan bir tokatlıyor insanı. İnce ince anlattı neyi, nasıl farklı yaptığını, masada gurme kadınlar vardı, onlar anladı; ben anlamıyorum.
Ben “kafa sallayıp habire yutan” kontenjanından oradayım. Somon pastırma, üstü kereviz rendeli çiğ balık ve öldürücü darbe: Sakızlı ahtapot...
Bunların hepsini ortaya paylaşımlık söylüyorsunuz, üç kişiye hayda hayda yetiyor, içki hariç kişi başı yaklaşık 2000 lira ödüyorsunuz.
Bu ve diğer bütün yemeklerin tarifleri “Denizden” adlı kitapta da mevcut, evde kendiniz de yapabilirsiniz.
Çılbıra hak ettiği değer
Geçenlerde New York Times çılbır tarifi yayımladı, ortalık sallandı resmen, diğer paylaşımların üç misli yorum aldı. Bence de çok güzel bir yemek ama hiçbir restoranın, kafenin menüsünde rastlamıyorsunuz.
MasterChef ekibi çılbıra hak ettiği değeri kazandırabilmek için Bodrum’da seferber olmuş gibi. Geçen hafta MasterChef 2020 birincisi Serhat Doğramacı’nın yeni açılan Mezra Yalıkavak’ın menüsüne çılbır koyduğunu yazmıştım.
Tıpkı talebesi gibi Mehmet Şef de menüye çılbır koymuş. Ama tabii ki “A la Mehmet Şef”.
Bildiğimiz çılbırı karidesle yorumlamış. Karides tabakta parmağı andırıyor, aman dikkat, yiyeceğim derken parmaklar gitmesin sakın.
Paylaş