Paylaş
Anladık, hiçbir şeye ‘doymak’ istemiyoruz, hepsinden ‘little little’... Tamam, kendimizinkiyle yetinmeyip komşunun tabağına sulanıyoruz, artık her şey ‘in the middle’. Cem Yılmaz ‘little little, into the middle’ esprisini dillere pelesenk ederken, bu olacaklardan haberi yoktu muhtemelen ama yemek kültürümüzle makara geçtiği şovunda, Mehmet Yaşin tespitlerinden bile dikkatle dinlenecek bir mevzu varmış: Büyük bir fikir olarak küçük porsiyonlar...
QSR Magazine de aynı fikirde foodbusinessnews.net de: 2013’ün sofralardaki en önemli trendi gittikçe küçülen porsiyonlar, küçüldükçe paylaşılan mutluluklar...
Ufak porsiyon denilince akla başta tapaslarıyla İspanya, Lübnan ve Yunanistan gibi ülkeler geliyor. Ufak porsiyonun bizdeki yansımasıysa meze. Hacmi ufak da olsa sadece aynı anda birçok çeşit lezzeti değil, bir arada vakit geçirme, sohbet, paylaşım gibi değerleri de akla getiriyor. Beğendiğin bir mezeden karşındakine tavsiye hatta tabağına bizzat servis etmenin lezzeti kaç çeşit yemekte olabilir ki?
Peki dünyadaki bu trendden Türk gastronomisi nasıl faydalanabilir, yelkenlerini bu rüzgârla doldurup, kendini dünyaya ne kadar tanıtabilir? Yoksa şakşuka için o büyük gün geldi mi?
Biraz Zaytung gibi olacak ama atalım yine de ara başlığımızı:
TÜRK MEZECİLİĞİ PATLAYACAK
Ülkenin damak çatlatan kepçeleri de geçen işte bu mevzuya kafa yormak için önemli bir zirve gerçekleştirdi. Adahan, Park Şamdan gibi mekânların executif ve şefleri Şişhane’deki Safi Meyhane’de toplandı. Park Şamdan Rixos Executive Şefi Hakkı Ağsar’a göre bu gelişmenin nedeni “kilo kontrolü ve bir öğünde çok lezzeti tatma isteği.”
Avrasya Aşçılar Derneği Başkanı Aydın Demir bu güzel pasa kayıtsız kalamıyor ve topa milli gol sevdasıyla dalıyor: “Porsiyonların küçülmesi trendi mutfak DNA’sında meze kültürü olan Türkiye gibi ülkelerin lezzetlerinin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak.”
Adahan Oteli Executive Şefi Maria Esgici’den ofsayt düdüğü: “Klasik meyhane atmosferini modern çağa yansıtan örnekler açılmalı ki biz meze barlarını fikir olarak da olsa ihraç edebilelim.”
Zirvenin evsahibi Safi Meyhane’nin İşletme Müdürü Ersel Şen bunun işaretlerini şimdiden aldıklarını anlatıyor: “Yurtdışından gelen misafirlerimiz meze sunum ritüellerini tapasla eş tutuyor. İmam bayıldı, zeytinyağlı yaprak sarma favorileri.”
Yok demesinler diye mönüde birkaç ana yemek var
NEREDE? Küçük porsiyon tribi şehri de sarmış durumda: İstanbul’un ilk meze restoranı geçen hafta Emre Çapa tarafından Şişhane’de açıldı: Duble.
Pera Palas’ın çaprazındaki Palazzo Donizetti Oteli’nin üst katında açılan Duble, iki katlı bir teras restoranı. Beyoğlu’ndaki Vira Vira, Balkon ve Hardal gibi diğer teraslarla komşu; Haliç’e bakan çok güzel bir manzarası var.
NESİ GÜZEL? Duble’nin alameti farikası, işte tam da ‘küçülen porsiyonlar’ trendine uygun bir yer olması. Burada ana yemek değil, mezeler başrolde. Emre Çapa “ Bütün dünyadaki gidişata paralel olarak biz de mezeyi uvertür olmaktan kurtarıp assolist yapmak istedik. 40 çeşit mezemiz var. Sırf yok demesinler diye mönüye dört de ana yemek koyduk” diyor.
NE YENİR? Emre Çapa klasik yapılışlarından biraz farklılaştırarak sunduğu mezelerini sanki çeyizi gibi mekânın girişindeki koca bir masada her gelene tek tek tanıştırıyor. En beğenilenleri pastırma turşusu, şeftali ağacıyla tütsülenmiş biber borani, hardallı levrek, Pers pilavı ve keçi peynirli paçanga.
KİM GİDER? Benim biraz fazla tarçınlı ve ‘Ermenize’ bulduğum mezelerin Rıfat Dedeman, Melda Kosif, Mahmut Anlar, Sanem Çelik gibi meraklılarının yanında sırf helvalı sufle yemek için gelen Ralf Tezman gibi müdavimleri de var.
SEVDİN Mİ? Haftanın her günü 19.00-02.00
arası açık. Soğuk mezeler
9-16, sıcaklar 10-25 TL. (212) 244 01 88
Evrene bir SECRET yolladı bakalım polis şiddeti duracak mı?
Kim demiş artık ‘iyi politik müzik’ yapılmıyor diye? Belki de artık daha pop sularda kulaç atıyor, daha laci kliplerde temaşa ediliyor o kadar...Mesela Madonna... Kariyerine dünyanın belki de en ‘dinsiz’ müziğiyle başlayan Madonna şu sıra underground bir muhalif olarak karşımızda. Hatırlayacaksınız Rusya’da, yasaklara karşı konser alanının önünü gay’lerle doldurmuştu. ‘Benim bedenim, benim kararım’ kampanyasına destek olmak için de bir tek Türkiye’deki konserinde göğsünü açmıştı.
Birkaç ay başa saralım: Madonna aylardan beri yönetmen Steven Klein ile çalıştığını söylediği ve zadece adını bildiğimiz yeni projesinden bahsediyordu: ‘Secret Project’. Önce projeyle ilgili kısa bir fragman yayınlandı. Fragmanda polis şiddeti konu alınıyor; Madonna ve başka insanlar işkence görüyorlardı. Yadırgayanlara Madonna’nın tepkisi gecikmedi: “İstemeyen takip etmesin!”
Bundan birkaç hafta önce nihayetlenip yayına verildi kısa film projesi. 17 dakikalık bu müzikli, danslı, konuşmalı filmde Madonna bol çıplaklık ve şiddet eşliğinde ‘özgür dünya’ projeksiyonunu ortaya koyuyor; en ‘virgin’inden bir birlikte yaşama manifestosu attırıyor. Kısa filmin dağımıysa beklenildiği gibi, iTunes, Amazon gibi online satış sitelerinden değil her gün milyonlarca insanın korsan film ve müzik indirdiği bir torrent sitesinden yapıldı... ‘Material Girl’ lakablı satış kraliçesinden kimse böyle bir hareket beklemiyordu tabii. Ama ‘McDonna’ “Ben bir özgürlük savaşçısıyım. Anarşist bir hareketi de parayla satamazsın ki!” diyerek herkesi ters köşe yaptı. McDonna’nın samimiyetine inanmak, paşa gönüllerinizin keyfine keder. Ama polis şiddeti deyince, benim gönlümün gözü bizim priMadonna’ları da aynı hassasiyette görmek istiyor.
İstanbul’da yaşıyorsun, peki bunları biliyor musun?
‘Köşebaşı’ konseptinin yaratıcısı Ali Akkaş’ın her şeyi oğluna devrederek
Karaköy’de altlı üstlü modern ocakbaşı ve bar açıldığını: Ali Ocakbaşı ve Grifin Haliç Bar...
Ot dergisi tayfasının artık Leman Kültür gibi bir yerlerinin olduğunu: Karaköy Kamondo Merdivenlerinden çık, sağa bak. Ot’u göreceksin, sakın şaşırma!
Çocuklarına yeteri kadar zaman ayıramayan babaların, 1-3 Kasım’da Hillside Beach Club’ın, ‘Baba & Oğul Kampı’nda üç gün boyunca oğullarıyla birlikte vakit geçireceğini... E hani anne-kızlar? (212) 362 30 30
Şişhane’nin en yenisinin Autoban’ın eski yerine açılan Wolf Junior olduğunu... Kuşüzümlü waffle arası elma ve tarçınlı krem peynirini 15 TL’den sattıklarını...
Kadıköy Barlar Sokağı’nda Red House adında yeni bir bistro açıldığını ve yemekleri ‘Doktor No’ adlı esrarengiz bir aşçının hazırladığını...
Şehrin şu andaki en sıcak pistleri
Türkçe sevenlere
Özgür Aras’tan aldığı danışmanlık ve ünlü desteğiyle Chanta, Asmalımescit. (541) 299 99 99
Yabancı sevenlere
FG Ve Lounge FM’in müzik direktörü Uğur Özgönül’in parti organizasyonlarıyla Propaganda, Tünel. (212) 252 71 81
Karışık sevenlere
DJ Tarık Koray’ın çok kıvamında Türkçe attırışlarıyla Zelda Zonk, Karaköy. (212) 240 77 13
Paylaş