Paylaş
◊ Bir kadın, boşanınca soyadını neden değiştirmez? Alışkanlık mı, devamlılık mı?
- Birkaç nedeni var. Birincisi, sanat hayatımda kullanmaya başladığım bir isim olması. İkincisi, kızımın soyadıyla aynı olması. Üçüncüsü, sanat hayatımda önemli bir yeri olan hocam, aynı zamanda kayınpederimin soyadı olması...
◊ Uçaktan indiniz... Japonya mı daha şaşırtıcıydı, 17 yıl sonra temelli döndüğünüz Türkiye mi?
- 1981 senesi, İstanbul’dan Tokyo’ya gidiş macerası... Karaçi-İslamabad-Pekin-Tokyo... Pakistan Havayolları ile. Tokyo, o zamanın en yeni, en teknolojiye hakim, en zengin şehri olarak büyük bir şok yaşatmıştı. Ama canım ülkemi hiçbir yerle mukayese etmem. O yüzden büyük değişim geçiren ülkem bana daha şaşırtıcı gelmişti.
◊ Tokyo’da yabancı öğrenci kabul etmeyen Güzel Sanatlar Akademisi’nin kapısını aylarca aşındırdınız ve okulun ilk yabancı öğrencisi oldunuz. Azim mi, inat mı?
- Biliyor musun, her ikisi de.
◊ Hayatınızda hangisi daha önemli: Topkapı Sarayı’nda birlikte çalıştığınız Prof. Dr. Süheyl Ünver mi, Japonya’daki üstadınız ve sonradan kayınpederiniz olan Takua Kato mu?
- Bana bu ruhu aşılayan hocam Süheyl Ünver ile kimseyi kıyaslamak istemem. Ama Takuo Kato üstadım... İki kültürün birbiriyle etkileşimine kimlik kazandırması, kendi kültürümü taçlandırması konusunda bana yol çizen kişi olması dolayısıyla o da çok önemli. Allah rahmet eylesin.
◊ Sanatınızda her ikisinden de etkileniyorsunuz. Tasavvuf mu, Zen felsefesi mi?
- Her ikisini de kendi topraklarında, ritüelleriyle yaşamış biriyim. Güzel ahlak, erdemli insan olmak, Yaradan’ın varlığını, evrenin oluşumunu açıklayan her iki yol da çok kıymetli. Fakat tasavvuf bana çok daha yakın.
◊ Japonya’da adınıza okul açıldı ve hocalık da yapıyorsunuz. Öğrenmek mi, öğretmek mi?
- Şunu hiç unutma: Aslında öğretmek için öğrenilir.
◊ Tokyo’nun sanat ortamı mı, İstanbul’un sanat ortamı mı?
- Birbirlerini andırıyorlar ama Tokyo çok muhafazakâr. Japonya’da geleneksel sanatlar çok baskın.
◊ Sergiyi hangisi daha iştahlı gezer: Türk ziyaretçi mi, Japon ziyaretçi mi?
- Japonlar daha bir iştahlı tabii...
◊ Sonuç olarak... Hayatınız bir film olsa kim yönetirdi: Akira Kurosawa mı, Atıf Yılmaz mı?
- Atıf Yılmaz.
Geceden planlamak
daha verimli
◊ İmkânınız olsa hangisiyle kahve içmek isterdiniz? Picasso mu, Dali mi?
- Aslında ben en çok Nakkaş Osman’la kahve içmek isterdim. 16’ncı yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun baş minyatürcüsü. Ona soracak çok soru var aklımda.
◊ Performanslarınızdan birinde hangisiyle çalışmak daha eğlenceli olurdu: Yılmaz Erdoğan mı, Ata Demirer mi?
- İkisini de almayayım, çünkü ben yalnız çalışıyorum.
◊ Hayatınızda ve sanatınızda hangisi daha baskın: Mantık mı, içgüdü mü?
- İçgüdü.
◊ Bir şeyi gece planlamak mı, sabah planlamak mı daha verimli?
- Geceden planlamak.
◊ Zaman makinesi icat ettiniz, nereye giderdiniz? Geçmişe mi, geleceğe mi?
- Seçmek zorunda mıyım?
Her ikisine de gitmek isterim.
Merak bu ya!
ÖZEL MESELELER...
O yaşlarım geçti benim yavrum
◊ Yılın hangi dönemi daha romantik? İlkbahar-yaz mı, sonbahar-kış mı?
- Yılın her döneminin ayrı romantizmi var diyelim buna.
◊ Beyaz yalan ne zaman hoş görülebilir? Sevdiğiniz zaman mı, sevildiğiniz zaman mı?
- Bilmem, sevdiğiniz zaman herhalde.
◊ Bir insan için hangisi daha ağırdır? İhaneti bilip de susmak mı, habersiz yaşamak mı?
- İkisi de çok ağır bence...
◊ Hangisini tercih edersiniz/edegeldiniz? Tek başınıza ağlamak mı, birinin yanında ağlamak mı?
- Artık ağlamıyorum. Allah ağlatmasın.
◊ Affetmek mi, unutmak mı?
- Galiba ikisi de...
◊ Aşkın karşıtı: Nefret mi, kayıtsızlık mı?
- Ne demek o? Ben bu işleri bilmiyorum azizim!
◊ Hangisi daha kötü senaryo: Kimselere âşık olamamak mı, her aşkınızın kötü bitmesi mi?
- Bu soruyu almayayım.
◊ Sizce hangisi daha avantajlı: Zengin ve çirkin doğmak mı, fakir ve güzel doğmak mı?
- Bunu da geçelim.
◊ Hangisi iç gıcıklar: Göz kırpmak mı, göz kaçırmak mı?
- O yaşlarım geçti benim diyorum ya yavrum...
◊ Hangi dekoltenize güvenirsiniz: Sırt mı, bacak mı?
- Hiçbirine. Göstermedim, göstermem de!
◊ En son şunu sorayım bari... Erkek olsanız hangi Günseli’ye yürürdünüz: 32 öncesine mi, 32 sonrasına mı?
- İlahi çocuk! Şu anki yaşıma tabii.
İNSANİ HALLER...
Kafka’yı hiç almayayım soframa...
◊ Asla hatırlamadığınız biri size çok samimi davranıyor... Yekten hatırlamadığınızı mı söylersiniz, dolambaçlı sorularla kim olduğunu mu anlamaya çalışırsınız?
- Yekten sorarım kim olduğunu.
◊ Misafir gittiğiniz mangal partisinde köfteleri beğenmediniz. Tabakta bırakmak mı, çaktırmadan köpeğe vermek mi?
- Çaktırmadan köpeğe veririm herhalde.
◊ Evinize yatılı misafir geldi, horlamasından uyunmuyor. Uyandırır mısınız, uykusuz mu kalırsınız?
- Uykusuz kalırım. Huyum böyle.
◊ Uçakta/otobüste ha bire omzunuzda uyuyan bir amca var... İnce ince ittirir misiniz, hostese mi şikayet edersiniz?
- İnce ince ittiririm galiba. (Gülüyor)
◊ Evdeki halinizi hangi üçlü daha iyi tanımlar: Telefon-YouTube-sosyal medya mı, Facebook-okey-Twitter mı, pijama-terlik-televizyon mu?
- Pijama-terlik-televizyon...
◊ Hatır için çiğ tavuk... Yenir mi, yenmez mi?
- Vallahi yenir.
◊ Hangi üçlü sizinki: Rakı-balık-Ayvalık mı, kebap-şalgam-Adana mı?
- Kebap-şalgam-Adana.
◊ Biraz yoldan çıkmak istediniz... Mantı mı, iskender mi?
- İskender.
◊ Peki birinden vazgeçmek zorunda kalsanız... Kırmızı et mi, deniz mahsulleri mi?
- Kırmızı et.
◊ Sofrada hangisine tahammül daha zordur? Obura mı, gevezeye mi?
- İkisine de hiç sabrım yok vallahi.
◊ Sofrada hangisiyle daha lezzetli tartışılır? Kafka mı, Dostoyevski mi?
- Onları da hiç almayayım soframa...
HİÇ DÜŞÜNMEDEN HIZLI HIZLI...
◊ Gündoğumu mu, günbatımı mı?
- İkisi de.
◊ Deniz mi, havuz mu?
- Deniz.
◊ Twitter mı, Instagram mı?
- Instagram.
◊ Tekne mi, karavan mı?
- Tekne.
◊ Sezen mi, Ajda mı?
- Sezen.
◊ Yeşilçam’dan... Türkan Şoray mı, Filiz Akın mı?
- Türkan.
◊ Tarık Akan mı, Kadir İnanır mı?
- Tarık.
Paylaş