Paylaş
Türkiye’yi infiale sürükleyen olay, İstanbul-Bağcılar’da 11 yaşında bir çocuğun okuldan eve geç kalmasıyla ortaya çıkıyor.
Yapılan araştırma sonucunda çocuğun 60 yaşındaki su bayisi sahibi Metin Şenay’ın aracına bindiği tespit ediliyor.
Meğer bu sapık, dükkânın gizli bir bölümünde çığlıklar duyulmasın diye kurduğu ses geçirmez odada, kendi akrabaları dahil birçok çocuğu tehdit ve şantajla yıllarca istismar etmiş. Aralarından biri bu yüzden felç kalmış.
Bütün bunları da kendi çektiği yüzlerce görüntüden anlıyoruz. Çocuklar korkularından kimseye bir şey anlatamamış.
Onların o çığlıkları geliyor gözüme, hem yazıyorum hem ağlıyorum şu anda.
Türkçeme güvenirim ama edecek kötü söz bulamıyorum!
Hepsi yetersiz kalıyor!
İşin daha vahim tarafı, aynı sapık 2009’da İstanbul’un başka bir semtinde yine bir çocuğa cinsel istismardan yargılanmış, delil yetersizliğinden beraat etmiş.
Eğer hukuk sistemimiz o zaman o çocuğa inanmış olsaydı, aradan geçen 14 yıl boyunca başka çocuklara işkence edemeyecekti.
O felç geçiren çocuk sağlıklı bir birey olacaktı. Ah kuzum, kimselere söyleyemeden ne yaşamışsın sen!
Çocuk gelişim uzmanı Emine Ergin diyor ki: “Evet, çocukların hayal gücü geniştir. Evet, çocuklar olmamış olayları olmuş gibi anlatabilir. Ama çocuklar cinsel istismar konusunda yalan söylemez. Olmamış olayları olmuş gibi anlatmaz. Bir çocuk maruz kaldığı cinsel istismarı anlatıyorsa mutlaka önemsenmelidir.”
Adliyelerimiz çocuklarımızı korumalı, sapıkları değil. Bunun için değişmesi gereken yasa masa her ne varsa bir an önce gözden geçirmeliyiz.
İki farklı yurda dönüş...
◊ Birincisi, “Hayat Bilgisi” dizisindeki Barbie rolüyle tanıdığımız İpek Erdem. 4 yıl önce Paris’e taşınıp kariyerine orada devam etmeye başlamıştı. Döndü. “Orada sanat yönetmenliğine kadar ilerledim” diyor: “Türkiye son dönemde yükselen değer. Kendi kıymetimizi bilmiyoruz. ‘Taş yerinde ağırdır’ diyerek geri döndüm.”
İpek Hanım orada sanat yönetmenliğine kadar ilerlediğini söylüyor ama bana kalırsa işler pek iyi gitmemiş. Ayrıca Türkiye şimdi yükselen değer de 4 sene evvel düşüşte olan değer miymiş? Ülkemizin kıymetini bilmiyormuşuz. Biz biliyorduk. Sizin de öğrendiğinize çok sevindik.
◊ İkincisi, 3 yıl önce şarkıcı olmak için Londra’ya giden oyuncu Serel Yereli’nin dönüşü. Yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor: “Kalacak yerimin olmadığı günlerim oldu. Param bitince belli yerlerde sahne aldım. Para konusunda bir düzen kuramadım. Ek gelir olarak sunuculuk yaptım.”
Kısacası nağme yapmıyor, “Başaramadım dönüyorum” diyor. Ha şöyle, harbi ol canımızı ye.
Dede Korkut gibi
Bir dönemin efsane reklamcısı ve müzisyen Serdar Erener, eşi Nil Karaibrahimgil ve oğulları Aziz Arif’le birlikte şehirden taşınıp ormana yerleşti. En son bir fotoğrafını gördüm Kelebek’te bu yeni hayatından.
Beyazlamış uzun sakalları, kafasında beresi, elinde değneğiyle Dede Korkut gibi olmuş Erener.
“Şehir eşittir tehlike benim için” diyormuş. E haklı tabii, trafik kazaları, deprem, bin bir çeşit insan...
Şehirler güvenli olacağına orman daha güvenli hale geldi resmen.
Paylaş