Paylaş
Fenomen Murat Övüç’ün köpeği Fırfır ölmüş. Ağlayarak çektiği bir videoyla duyurdu haberi. Ama ne ağlamak... Üzülüyor insan tabii. Besleyenler bilir...
Zamanla o evin, o ailenin bir parçası haline geliyor evcil hayvanlar. Ve kayıpları, benzetmek gibi olmasın ama aileden birinin kaybı gibi acı verebiliyor.
Tabii Murat Övüç böylesine acı çekip ağıt yakarken bir karış mesafeden kendini niye videoya çektirmiş... Hadi diyelim ki biri kaydediyor, “Çek şunu tepemden” niye demiyor, orası ayrı mesele.
Geçen gün Bodrum’daki bir arkadaşımla laflıyoruz. Köpeği artık yaşlandığı için bir gün ondan ayrılacağı fikrine kendini alıştırmaya çalışıyor.
Köpeğine mezar bile bakmış. “Kız mezarı n’apacaksın? Bayramda ziyarete mi gideceksin?” diye sordum. “Olsun, yeri belli olsun. Öyle herhangi bir bahçeye gömemem” dedi. Girdik, Bodrum Evcil Hayvan Mezarlığı’nın Instagram hesabını incelemeye başladık.
“Melekler Şehri” koymuşlar mezarlığın adını. 3500 liraya kadar çıkıyormuş yerlerin fiyatları. Kimisi etrafını çitle çevirtmiş, çiçekler ekip fotoğrafını ve heykelini koymuş köpeğinin. Çupra’yı geçen hafta kaybetmiş sahibi. Ardından şöyle yazmışlar:
“Seni ilk gördüğümüzde ağzında çupra vardı ve ismin hep Çupra kaldı. Bize yaşattıkların için çok teşekkür ederiz. Seni hiç unutmayacağız melek kızımız...”
Kimisi de Yumoş’un sahibi gibi mermerden yaptırmış mezarı. Üstüne karanfiller ekilmiş. Kediler de var, mesela Wilma’nın mezar taşında şöyle yazıyor: “Hep evimizin neşesi, mutluluğu oldun, seni çok seviyoruz bulut göbeklim...”
Tuhafıma gitti biraz açıkçası.
Daha tuhafı da yaşarken birbirlerini kovalayan kedi ve köpeklerin burada yan yana huzur içinde yatması...
İspanya’da II. Arda dönemi
Real Madrid’e rekor ücretle transfer olan futbolcu Arda Güler’in Madrid’de ailesi ve sevgilisiyle çekilmiş bir fotoğrafı düştü.
Galatasaray’ın basketbolcusu Duru Nayman’ın böylece aileye girmiş olduğu yorumları yapıldı.
Fotoğrafta ailenin Madrid’deki bir Türk restoranına gittiği anlaşılıyor. Duvarlarda Ankara, İstanbul, Antalya fotoğrafları, tabaklarda köfte, bardaklarda ayran...
İnsanın kendi kültürüne sahip çıkması tabii ki güzel bir şey ama Arda’yı sadece bir futbol sınavı beklemiyor İspanya’da. Orada sadece performansını, tekniğini geliştirmeyecek genç yetenek.
Çünkü daha 18 yaşında. Aynı zamanda dünya görüşünü, başka kültürlerle ilişkisini, kişiliğini, gustosunu da büyütüp geliştirecek.
Sakın içine kapanma Arda, orada olduğun sürede aç ufkunu açabildiğin kadar.
Becerebildiğin ölçüde Avrupa ve dünyayı gör.
Yeni diller, yeni mutfaklar, yeni mimariler keşfet.
Sadece Türklerle oturup kalkan, evine Türkleri toplayıp gece-gündüzünü sadece onlarla geçiren, Türk kanallarından, Türk lokantalarından başka bir şey bilmeyen biri olma.
Önüne çıkan bu fırsatı sadece futbol kariyeri olarak değil, her anlamda iyi kullan.
Arda Turan, Barcelona’da top koştururken bu fırsatı iyi değerlendirememişti bence.
Etobur-vegan atışması
DJ-yazar Oben Budak yeni kitabı “Ilımlı Vegan”da bana çatmış:
“Gazeteci Savaş Özbey köşesinde yazmış: Neden kendi güzelliklerinizi öne çıkarmak yerine biz etoburları taklit ediyorsunuz?”
Veganların vegan köfte, vegan burger, vegan sosis gibi ürünler tüketmesirni kastetmiştim o yazıda.
Gözünü daldan sakınmadan kitabında şöyle girişmiş Sayın Budak: “Etoburları taklit etmek mi? Benim doğduğumdan beri tükettiğim bazı tatları arıyor olma hakkım yok mu? Gökten vegan olarak inmedim ki. Öğrendim, kafam açıldı, daha önce hayvanların bu kadar sömürü altında olduğunu kestiremiyordum ama gerçekleri görünce değiştim...”
Değişti, hakikaten vegan olunca çok değişti Oben. Bir ermişlik geldi üzerine.
Artık her şeyi biliyor, her sırra vakıf gibi bakıyor etrafa ve biz geride kalan sıradan insanlara.
Kızdırmayı seviyorum ben de:
Diyorum ki:
Medeniyetimizi et yemeye borçluyuz. Doyurucu eti yediğimiz için başka işlere vakit kaldı, oyun oynadık, icat yaptık, sanat yaptık. Eğer inekler gibi sabahtan akşama kadar besleyici değeri düşük saman yiyip geviş getirseydik daha mö’den me’ye geçememiştik. Kızıyor.
Diyorum ki:
Bizim asıl dostumuz bitkiler. Oksijenimizi, nefesimizi onlar sağlıyor. Asıl bitkileri yememek lazım. Onlar tabakta değil; tarlada, bahçede, ormanda güzel. Çok kızıyor.
Diyorum ki:
Alıştığın tatları araman, onların yerine muadil koymaya çalışmana kimsenin itirazı yok. Benim itirazım, vegan lahmacun, vegan kebap gibi isimler vererek aslında etobur kültürü yeniden üretmeniz, yeniden çoğaltmanız. Köpürüyor.
İlahi Oben...
Paylaş