Paylaş
Semtin adı Yeniköy. Ama en taze mekânlarından biri Eski Yer. Bu tatlı karşıtlığın hikâyesiyse ta Bodrum’a kadar uzanıyor.
Yalıkavak’taki Balıkçı Sait ününe ün katıp artık Yalıkavak Marina’ya taşınmaya karar verince çalışanlardan bazıları yeni yere gitmek istemiyor.
Beş ortak “Biz burada kalalım” diyerek emektar restoranı devralıyor ve kendileri işletmeye başlıyorlar. Adını da ‘Eski Yer’ koyuyorlar.
Demek dükkân uğurlu ki onların da işleri iyi gidiyor; gel zaman git zaman İstanbul’a şube açmaya karar veriyorlar.
Yeniköy’deki Yelken Balıkçısı’nı devralıyorlar. Bodrum’da tanındıkları için müşteri çok, işler gayet iyi ama pandemi patlıyor.
Artık yüzde 50 kapasiteyle çalışabildikleri için restoran üç katlı olmasına rağmen yer bulmak daha zor.
“Herkes aynı anda oturup birkaç saat sonra aynı anda kalktığı için çok zorlanıyoruz” diyor serviste çalışanlar.
İstiyorsanız kalkmayın! Polis göz açtırmıyor. Yasağın başladığı 19.00’u iki dakika geçe caddeden video çekmeye başlıyor. 7’yi 10 geçe hâlâ boşalmamışsa “Hayrola” diye dükkâna giriyor.
ESKİ YER’DE NE YEMELİ?
- Balığınızı mevsimine göre garsonunuzla teati edeceksiniz. Formülü yok. Ama en başta gelen lakerda deniz mahsulü sevmeyenleri bile baştan çıkarır.
- Bebek kalamarın ister ızgarası, ister tavası... Lezzetin sırrını soruyorum, “Ürünün peşinden çok koştuk, yedi teknenin bütün mahsulünü biz kapattık” diyorlar.
- İşaretparmağınızın ucu kadar sardıkları etli sarma çok meşhur. Bana kötüsü denk geldi herhalde. Yaprağı sert, içi lapaydı. Siz yine de şansınızı deneyin.
İKBAL HANIM’IN TARTOLETLERİ
Eski Yer, semtin anacaddesi Köybaşı’nda. Çıkınca solunuz Tarabya... Türk filmlerinde gördüğümüz meşhur Tarabya Oteli çok hüzünlü. Teraslar kapalı, masalar kaldırılmış...
Az daha ileride Therapia ve Melisa balıkçılarına kadar yolumuz var. Bu şirin mahalle mekânlarını semt sakinleri doldurmuş.
Ama kahvaltısıyla meşhur Sırçacı 14 artık yok.
Eski Yer’den çıkınca sola değil de sağa dönerseniz istikametiniz İstinye. Cadde boyunca sol kolda Aleko’nun Yeri, Pero, Marcel Pastanesi... Marcel açılalı daha bir sene oldu ama şimdiden bölgenin en gözde yerlerinden. Tahinli San Sebastian Cake’ini denemelisiniz. 30 lira. Aynı tatlı, iki yandaki lüks Boğaz restoranı Azur’da da servis ediliyor. Güler yüzlü işletmecisi İkbal Hanım’la ahbap olmayı unutmayın, tartolet ikram ediyor.
Tahinli San Sebastian
İkisinin arasında Timothy’s Kitchen ile Emek Cafe var. İkisi de uzun oturmalık. Dünyanın en güzel manzaralı ve en ucuz kafesinin şehrin en kalburüstü bölgelerinden birinde olması ne garip. Pastırmalı menemen 28 lira. Ondan sonra da yalı-kafe Gazebo ve Sait Halim Paşa Yalısı zaten...
Sedona’nın ahalisi
Bunların karşı hizasındaysa yine sırasıyla Yeni Damla ve komşusu Balun Pastanesi...
Arkasından katar katar Meat & Taste, Fiko Ocakbaşı, Yeniköy Börekçisi, Camella, Fettan Cafe, Emek Mantı (pırasalı kolböreği 26 lira) ve Mua Dondurma. Bir de Kasap Kadın... Etobur deyimiyle ‘lokum-land’.
Ve tabii bisiklet-kafe Sedona. Biraz ilginç bir yer. Ne zaman önünden geçsem sürekli insan var. Ama herkes tek tek oturuyor ve hepsi dümdüz caddeye bakıyor. Herhalde bir çeşit ‘bisiklette olma ve yalnız sürme tribi’...
İşin güzel yanı cadde boyunca sağlı sollu kontrol ediyoruz, pandemide kapanan mekân neredeyse hiç yok. Yürüdükçe sevincime sevinç katılıyor: 200 gramlık hamburgerleriyle Hopdedik, soğuk kahveleriyle Cafe Society ve müdavim mekânı Molka bile yerinde!
Paylaş