Paylaş
Hadise’nin duyduğu suçluluk duygusunu...
Hollanda radyosu FunX’in yardım yayınına katılan Hadise gözyaşlarını tutamadı: “Uyuyamadım, kendimi suçlu hissettim, enkaz altındakileri yalnız bırakıyormuş gibi hissediyorsun...”
O kadar haklısın ki Hadise.
O suçluluk duygusunu hepimiz hissettik.
Onlar orada nefes alamazken solumaktan, onlar açken yemek yemekten, onlar üşürken sıcak olmaktan, onlar sesini duyuramazken konuşmaktan sonsuz utandık.
Hadi ekran başında yine bir derece...
Ben, fotoğrafçı arkadaşım Levent Kulu ile birlikte felaketin ilk gününden itibaren bir hafta afet bölgesindeydim.
Gaziantep, Kahramanmaraş, İslahiye, Nurdağı, Elbistan, Pazarcık gibi depremin yıkıp geçtiği illerden, ilçelerden ve köylerinden haber ve fotoğraflar geçtik.
Kaldırımlara sıra sıra dizilmiş ölüleri gördük. Enkaz başında bir ferdini daha kurtarabilmek için çırpınan aileleri... Feryat figan ağlayanları...
Hastaneye kaldırılan yaralıları...
Yardımların kendilerine ulaşmasını bekleyen aç, üşümüş insanları ve çocuklarını...
O soğukta canla başla uykusuz çalışan yerli ve yabancı kurtarma ekiplerini...
O kadar haklısın ki Hadise, iyi olmaktan, iyi durumda olmaktan utanıyor insan.
Kendimi tutamayıp çok ağladım. Levent metanetliydi güya, o da uykusundan bağırarak uyanıyordu gece arabada.
Çocukken hiç süper kahraman olmak istememiştim. Ama orada istiyorsunuz. “Keşke şu beton blokları tuttuğum gibi alıp yana koyabilsem” diyorsunuz.
Ama işinizi en hızlı ve en doğru şekilde yerine getirmekten başka yapabileceğiniz bir şey yok. Korkunç bir çaresizlik hissi.
Bilgileri gazeteye geçip fotoğraflarını çekip enkaza dönmüş bir ilçeden, bir başkasına doğru yola düşüyorsunuz.
Trabzonspor’un deprem koreografisini
UEFA Konferans Ligi play-off turunda oynanan Trabzonspor-Basel maçı öncesinde tribünde çok etkileyici bir koreografi yapıldı. Tüm dünyadan gelen yardım ekiplerinin bayraklarının baretinde yer aldığı arama-kurtarmacıyla kucağındaki çocuk figürü, Türk bayrağı tutan dev bir el ve çalışmalar sırasında ölen arama kurtarma köpeği Proteo’nun resmi vardı. Trabzonspor, bu mesajla seslendi insanlığa. Çalışmayı, deprem bölgesine yardımdan dönen Vira Taraftarlar Derneği’nden 30 gönüllü iki günde hazırlamış.
Aleyna ve Sefo'nun oynadığı mendil kapmacayı
Aleyna Tilki’ye hiçbir çocuksuluk böyle yakışmamıştı. Rap’çi Sefo’yla birlikte afet bölgesine gittiler, depremzede çocuklarla oyunlar oynayıp onları eğlendirdiler.
Aleyna, çocuklar için oyuncak ve oyun alanı bağışı çağrısı da yaptı.
Oyuncu Gizem Karaca’nın sosyal medya isyanını...
Deprem bölgesinde günlerce yardım faaliyetlerine katılan Gizem Karaca, sosyal medyadaki paylaşımlara patladı: “Normalleşme ayağına bu kadar saçma hikâyeler paylaşmasanız! Çok mu zor bir süre daha yediğinizi, içtiğinizi, kuaförde fönlü saçlarınızı, oranızı, buranızı göstermemeniz?” Ne kadar haklı.
Sen yakışıklı abim, sen güzel bacım... Eksik kalsın üç-beş gün daha kaslarınız, yeni cicileriniz. Sosyal medya hâlâ yardımlaşma için kullanılıyor. Kalabalık yapmayın.
Kemal Sunal’ın dürüstlüğünü ve ahlakını...
Efsane komedyen Kemal Sunal öleli 22 yıl oldu, depremle ne alakası var diyeceksiniz belki. Müteahhitler tutuklanırken, bazıları yurtdışına kaçarken Kemal Sunal’ın eşi Gül Sunal’ın anlattığı bir anı tekrar gündeme geldi. Vaktiyle Antalyalı bir firma reklamında oynaması karşılığında Kemal Sunal’a bir daire teklif etmiş. Kemal Sunal reddetmiş.
Gül Sunal, “Ne güzel Antalya’da da bir evimiz olurdu, niye reddettin Kemal?” diye sorunca da şu cevabı vermiş efsane sanatçı:
“Gül yarın bir gün bu evler yıkılırsa ve insanlar ben reklamında oynadığım için bana güvenip o evleri almış olursa ben vicdanıma nasıl hesap veririm öyle bir durumda...”
İşte sen o bu yüzden bir efsanesin ve hep öyle kalacaksın Kemal Sunal.
Danla Biliç’in haklı çıkışını...
Bir de depremi bilinçli olarak kişisel çıkarı için kullananlar vardı. Enkaz altında kalan bir depremzede protein tozu bulup onunla beslendi diye protein tozu reklamı yapanlara seslendi fenomen Danla Biliç: “Normale dönerken tabii ki bizden izin almayacaksınız ama enkaz altından örnek vererek protein tozu linklemek normal mi geri zekalılar! ‘Herkes nasıl işine gidiyorsa, bu sektör de linkini verecek’ düşüncesizliğiniz yüzünden hor görülen hep ilk siz oluyorsunuz!”
Madonna’nın paylaştığı fotoğrafı...
Türkiye’ye dayanışma mesajı yayınlayan, yardım çağrısında bulunan Dua Lipa, Ricky Martin, Antonio Banderas, Russell Crowe, Hugh Jackman, Gigi-Bella Hadid, Selena Gomez, Shakira, Angelina Jolie, Penelope Cruz gibi dünya ünlülerinin arasında Madonna da vardı. Popun kraliçesi paylaşımında duvarında sapasağlam Atatürk resmi asılı duran bir enkaz fotoğrafı kullandı.
Kıvanç Tatlıtuğ’un bağış üstüne bağışını...
Televizyon kanallarının ortak bağış yayınında “Hayatım boyunca kalbim fiziksel olarak hiç bu kadar acımamıştı” diyen Kıvanç Tatlıtuğ da yardımın simge isimlerinden biri oldu. Önce 200 bin liralık yardım yaptı, sonra dayanamadı bir 950 bin liralık bağışta daha bulundu.
Danilo Şef’in kazan başındaki görüntülerini...
Yaşlı komşusuyla kavga etti diye ne kadar kızmıştık Halil Sezai’ye. Bir doğru da bir yanlışı düzeltmez, o yaptığı affedilmez tabii ama afet sırasında kalbindeki aydınlık tarafı da görmüş olduk. Önce Hatay’da, sonra da Gaziantep’te günlerce yardımları dağıttı, kazanların başında yemek pişirdi, hem depremzedelere hem de yardıma gelenlere. Yemek demişken...
Ortak bağış yayını için İstanbul’a gelip sonra tekrar bölgeye dönen Mehmet Şef (Yalçınkaya) ve MasterChef Türkiye ekibi fabrika gibi yemek yapıyor. Somer Şef, Avustralya Sidney’deymiş; oradan katkı veriyormuş çalışmalara.
Onun dışında ülkemizde gösterdiğimiz bütün rağbet helal olsun o Danilo Zanna’ya. Malatya’daki İnönü Üniversitesi’nin mutfağında ilk günden itibaren 60 bin kişilik yemek çıkardılar. Meğer Danilo Şef daha önce “Hayatımın en güzel yemeğini orada (Malatya) yedim” demiş.
Nekka köfte okka bağış!
Soho House, dünyanın önemli şehirlerinde şubeleri bulunan bir sosyalleşme-eğlence kulübü. İstanbul Beyoğlu’nda da eski Amerikan Konsolosluğu’nun olduğu binada bir şubesi var.
Tuhaf ötesi bir duyuru yaptılar:
“İngiltere ve Avrupa’daki House’larımızın menülerinde mart ortasına kadar Soho House İstanbul menüsünden köfte yer alacak. Sipariş edilen her köfte için (1 Euro/20TL) bağış Afet Acil Durum Komitesine (DEC) verilecektir...”
Yani diyorsunuz ki ne kadar köfte o kadar bağış!
Hem Türkiye’deki hem de yurtdışındaki Soho House’larda çalışan Türk-yabancı, aklı başında tanıdıklarım var.
Yahu hiçbiriniz mi demediniz: “Bu olmaz, yanlış anlaşılırız, yapacaksak doğru dürüst bağış yapalım...”
İstanbul şubede köfteye ek olarak mantı siparişi geliri de depremzedeye.
Akıl alır gibi değil. Bari şampanya patlatanı da ekleseydiniz üstüne.
Üyelere dün için bir de çağrıları vardı: “Afetten etkilenenler için sıcak çay eşliğinde atkı ve bere örme atölyesi.”
Bak zaten canımız burnumuzda, sinirlerimizle “iki ters bir düz” oynamayın.
Paylaş