Paylaş
Pantene Altın Kelebek’in 47 yıllık tarihinde ender rastlanan bir şey yaşanıyordu o akşam Zorlu PSM’de:
Nurgül Yeşilçay, “en iyi kadın oyuncu” ödülü için sahneye bir değil, aynı anda iki oyuncuyu davet etti.
“Masumlar Apartmanı” dizisinin başrolleri, aynı zamanda çok da yakın arkadaş olan Ezgi Mola ve Merve Dizdar birlikte almaya çıktılar ödüllerini.
Zaten salonda da yan yana oturuyorlardı, ha deseniz el ele tutuşacak ilkokul çocukları kadar sevimliydiler.
Merve Dizdar kızacak ama...
Kıyafeti kötüydü.
Merve Dizdar kızacak ama...
Konuşması da kötüydü.
İçerik, ne anlattığı, vermek istediği mesaj anlamında söylemiyorum.
Cümlelerini tam toparlayamadı, kelimeleri tekrarladı.
Kendisi de farkındaydı konuşmasının kötü olduğunun, “Başından beri prova yapıyorum aslında” diyerek özür de diledi salondakilerden.
Halbuki bize ne canım...
Biz onu “hatip”
kontenjanından değil, “sanatçı” kontenjanından ödüllendirmiştik ve ellerimiz kızarana kadar da alkışladık.
Cannes kırmızısı
Merve Dizdar daha önce de Afife gibi birçok ödül almıştı. Ama Altın Kelebek gecesi kazandığı “en iyi kadın oyuncu” ödülü, “Cannes kırmızısı”na uzanan yolda bir ilk adımdı belki de.
Başrol oynadığı “Kuru Otlar Üstüne” filmi için Nuri Bilge Ceylan ile birlikte tuttular Fransa’nın yolunu. Cannes’ın gediklisi ünlü yönetmenle birlikte prömiyerde 11 dakika boyunca ayakta alkışlandı.
Ertesi gün dizi çekimi için tekrar İstanbul’a dönecekti Dizdar ama fazla bilet satışından dolayı uçakta yer bulamadı.
Komik değil mi: Sen tut, Cannes’da 11 dakika boyunca ayakta alkışlan ama uçakta yer bulup ülkene döneme...
“Her işte bir hayır vardır” denir ya, tam o hesap.
Sanki evren ona “Türkiye’ye hemen dönme kızım, seninle bir küçük işimiz daha var” mesajı veriyormuş gibiydi.
Ödül töreninde ismi açıklanınca önce bir afalladı, bocaladı Merve Dizdar. Sanki böyle bir ödülü hiç beklemiyormuş gibi. Sonra hemen yan koltuğunda oturan Nuri Bilge Ceylan’a sarıldı sevincinden.
Sahneye çıktı, n’olur n’olmaz diye önceden hazırladığı konuşma metnini okudu.
Merve Dizdar kızacak ama... Kıyafeti yine kötüydü. Merve Dizdar kızacak ama... Konuşması da yine kötüydü.
İçerik, ne anlattığı, vermek istediği mesaj anlamında söylemiyorum.
Cümlelerini tam toparlayamadı, kelimeleri tekrarladı:
“Yaşadığım coğrafyada bir kadın olmak, Nuray’ın (canlandırdığı karakter) duygusunu ezbere bilmeyi gerektiriyor. Bu ödülü Nuray ve onun gibi kadınların mücadelesine güç verebilmek için, kendisine layık görülenlere boyun eğmeyip eyleme geçen, bu uğurda her şeyi göze alan ve ne olursa olsun umudunu kaybetmeyen kız kardeşlerime armağan ediyorum...”
Türkiye’de ve dünyanın başka coğrafyalarında çeşitli zorluklarla baş etmeye çalışan milyonlarca kız kardeşi de eminim, alıp başlarının üstüne koymuşlardır bu armağanı.
Kimsenin ne kılığına, ne kıyafetine ne de konuşurken teklemesine takıldığını da zannetmiyorum.
Paylaş