Her insan kendi yarattığı düşmanıyla ayakta kalıp var olur

◊ İmza şarkılarından hangisi daha değerlin: “Deli Mavi” mi, “Son Bir Sigara İçelim” mi?

- Tabii ki hepsi. Ama “Deli Mavi” kült oldu. Çok düğüne gittim o şarkıyla.


◊ 90’larda tam olarak ne yaşadık biz: Pop müzik rönesansı mı, bir nevi tüp patlaması mı?

- Aslında ben de bulamıyorum. Zaten kafası karışık bir ülkeydik, iyice gitti akıl.

◊ Saint Benoit Lisesi’nin üzerine İTÜ’de Klasik Türk Müziği... Kendi fikrin miydi, müzisyen baban Dursun Salkım’ın etkisiyle mi?

- Aksine, rahmetli babam beni çok uyardı, “Yapma, girme kızım, sana göre değil, üzülürsün” dedi. Haklıymış adam. Keşke öğretmen olsaymışım.

◊ Müzisyenliğin yanı sıra Altın Portakallı bir oyuncusun. Oyunculuğunu hangi karakter daha iyi ortaya koydu: “Şarkıcı”da “en iyi kadın”ı aldığın Sevda Erses karakteri mi, “Eşkıya”daki Emel karakteri mi?

- “Eşkıya” dönüm noktam ama “Şarkıcı” tabi ki. Aslında ben seçemiyorum ya... İçimdeki kadınlar çeşit çeşit!

◊ Geçmişle, bugünle hatta gelecekle sürekli mücadelen:
Yoruyor mu, ayakta mı tutuyor?

- Her insan kendi yarattığı düşmanıyla ayakta kalıp var olur. Dolayısıyla kötüler oldukça savaşa devam.

◊ Pandeminin başında “COVID salgını yok” diyordun, sonra babanı bu hastalıktan kaybettin. Arkasında mısın, pişmanlık var mı?

- Babamı bu hastalıktan kaybetmedim. Yardımcısı aşı olunca COVID oldu. Ve maalesef sapasağlam adama geçirdi. Hastaneye yattığında “10 günde çıkar” dediler ama kaybettik. Ben artık maalesef bilime güvenmiyorum.

◊ Bir dönem Rumelihisarı konserlerinden Kral TV ödüllerine sanat camiasının en güçlü kadınıydın. Sonra bu güç elden gidince... Özgürleştin mi, yalnız mı kaldın?

- Özgürleştim tabii. Çünkü zaten olmayan bir gücüm vardı. Küfür kasetini hatırlatırım. (Cem Uzan’ın meşhur telefon konuşmasını kastediyor.) Bir kadına yapılacak en ağır hakareti duydu bu kulaklar. Hangi güç? Bir kurban arayıp beni seçtiler.

◊ 12 Nisan, Koç kadını... Nesinden daha çok çektin: Zaman zaman kibirli görünmesinden mi, ilişkilerde kıskanç-
lığından mı?

- Dışarıdan kibirli düşünülmesinden... Ama kişi karşısındakini kendi gibi görürmüş.

◊ Hatır için çiğ tavuk... Yenir mi, yenmez mi?

- Yok canım, hele bu zamanda! Hatır gönül işleri pek karışık, üzemem kendimi.

◊ Bir şeyi gece planlamak mı, sabah planlamak mı?

- “Sabah ola hayrola” demişler. Belki öleceğiz yahu, hiç sevmem plan yapmayı.

◊ Mantık mı, içgüdü mü?

- Mantık hiç olmadı ki bende. Hesap kitap yapamam. İçimden ne geliyorsa o. O yüzden içgüdü. 

◊ Zaman makinesi icat ettin, nereye giderdin: Geçmişe mi,
geleceğe mi?

- Geçmişi biliyorum zaten.
Geleceğe götürsünler de bir işe
yarasın bari...

◊ Sence hangisi daha avantajlı: Zengin ama çirkin doğmak mı, fakir ama güzel doğmak mı?

- Her ikisi de çok avantajlı. Çünkü para her şeyi hallediyor, çirkinler güzelleşiyor, güzeller de zenginleşiyor.

ÖZEL MESELELER
Arben İçli ve İlker İnanoğlu Forbes listesinin yanından geçeme

◊ Yılın hangi dönemi daha romantik? İlkbahar-yaz mı, sonbahar-kış mı?

- Sonbahar-kış daha romantik. Çünkü yazın sadece “gezelim, yiyeyim, eğlenelim” var artık.

◊ Aşkta alıcı kuş musun, çantada keklik mi?

- Çantada keklik! (Gülüyor) İki güzel söze inanırdım ben eskiden. Şimdi 7 yıldır aşka kapadım kendimi.

◊ Hakan Eratik hariç diğer dört eşin Forbes listesi gibi... Para saadet getirir mi, getirmez mi?

- Nasıl da yanlış bilgi! Saysana şu listeyi, ben de bileyim yahu. Evlendiğim adamlar arasında Hakan Uzan hariç hepsi normal, çalışan insanlar. Üstelik çocuklarım aşk çocuğu. İkisinin de babaları kendini ve çocuğunu geçindirmeye ancak yeter. Komik vallahi, adamları zengin listesine de soktum ya, aferin bana. Arben İçli ve İlker İnanoğlu, Forbes listesinin yanından bile geçemez.

◊ Aşkın karşıtı: Nefret mi, kayıtsızlık mı?

- Kayıtsızlık. Ben çabuk silmem. Ama bitti dersem ha duvar ha ben.

◊ Hangisinin aklını okuyabilmek isterdin: Sevgilinin mi, en büyük düşmanının mı?

- Tabii ki sevgilimin. Düşmanı alt edersin de sevgiliden gelen darbe çok koyuyor insana.

◊ Affetmek mi, unutmak mı?

- Unutulmaz ama affedilir. Bende ikisi de zor. Giderim. Bende deve kini var.

◊ Tek başına ağlamak mı, birinin omzunda ağlamak mı?

- Tek başıma.

◊ Bir renk olsan: Ateş kırmızısı mı, deniz mavisi mi?

- Mavi daima. En delisinden bir mavi olmak isterdim.

◊ Yemek olsan: Tatlı mı, tuzlu mu?

- Tatlı. Ben tatlı kızım, şekerim.

POPÜLER ŞEYLER
Şöhret bana yetti normal insan arıyorum

◊ Hangisine daha çok gülersin: Cem Yılmaz mı, Ata Demirer mi?

- Ata... Çok gülüyorum ona. Cem’i de severim de o kadar küfür beni aşar.

◊ Hangisiyle komşu olmak isterdin: Marilyn Monroe mu, Brigitte Bardot mu?

- Hiçbiriyle canım. Şöhret bana yetti, normal insan arıyorum. Seninle komşu olsak ya...

◊ Yeşilçam’dan: Türkan Şoray mı, Filiz Akın mı?

- Daima Türkan. Cilvesi ve gözleri yeter...

◊ Tarık Akan mı, Ediz Hun mu?

- Tarık Akan... Ama Ediz Hun da dünya asili bir adam. Bilemedim şimdi, kafam karıştı. İkisi birden!

◊ Şimdikilerden... Kıvanç Tatlıtuğ mu, Burak Özçivit mi?

- İkisini de beğenirim, seçim yapmak zorunda kalsam zorlanırım yani. Allah sahiplerine bağışlasın, ben Eric Bana alayım canım... (Gülüyor)

◊ Beren Saat mi, Serenay Sarıkaya mı?

- Beren, çünkü çok güzel bir kadın ve iyi oyuncu.

◊ Türkiye’de rock’ın kralı: Cem Karaca mı, Barış Manço mu?

- İkisi de kral, vallahi seçemem. İkisine de çok hayranım.

◊ Nâzım Hikmet mi, Orhan Veli mi?

- Nâzım Hikmet... Özgürlük düşkünü bir kadınım. Özgürlükçü insan seviyorum.

KÜÇÜK KEYİFLER
Sosyal medyadan bezdim yeminle çok sıkıldım

 ◊ Hangi üçlü seninki: Rakı-balık-Ayvalık mı, kebap-şalgam-Adana mı?

- Rakı-balık-Ayvalık tabii. Çünkü Gizem’e hamile olduğumu Ayvalık’ta öğrenmiştim, bende yeri ayrı.

◊ Deniz-kum-güneş mi,
orman-ağaç-temiz hava mı?

- Orman-ağaç-temiz hava. Mis gibi kahve, güzel bir kitap, yanında sevdiğin... Düşünsene! Dur biraz hayal kurup geliyorum. (Gülüyor)

◊ Gündoğumu mu, günbatımı mı?

- Batarken ufukta bir akşam güneşi, gözler hüzünlü, mis...

◊ Birinden vazgeçmek zorunda kalsan; kırmızı et mi, deniz mahsulleri mi?

- Kırmızı et sevmem ama “Denizden babam çıksa yerim” derler ya. İşte o ben.

◊ Tavla mı, satranç mı?

- Satranç severim ama çok iyi bilmem. İddialı değilim ama oynarım yani.

◊ Bir daha asla sosyal medya kullanmamak mı; bir daha asla film izlememek mi?

- Sosyal medyadan bezdim, yeminle çok sıkıldım. Reytingler gibi...

◊ E ama ilkinde 450 bin, ikincisinde 684 bin takipçin var... Twitter mı, Instagram mı?

- Bir de bunlar organik takipçi. Ama bana sorarsan ikisi de değil aslında. Çünkü adı üstünde: Sanal.

DÜŞÜNMEDEN HIZLI HIZLI

◊ Biraz yoldan çıkmak istedin: Mantı mı, iskender mi?

- İskender.

◊ Dolmabahçe Sarayı mı, 25 yaşına dönmek mi?

- 25.

◊ Az tanıdığın birine... Telefon açmak mı, mesaj atmak mı?

- Telefon.

◊ Tren yolculuğu mu, gemi yolculuğu mu?

- Tren.

◊ Ayaklarına kara sular inmiş: İyi bir roman mı, iyi bir film mi?

- Roman.

◊ Çaycı mısın, kahveci mi?

- Kahve.

GÜNDELİK HALLER
Artık herkes horluyor

 ◊ Evdeki halini hangi üçlü daha iyi tanımlar: Telefon-YouTube-sosyal medya mı, pijama-terlik-televizyon mu?

- Pijama-terlik-televizyon. Çok sıkıldım teknolojiden. Sohbet istiyorum ama artık hiç yok maalesef.

◊ En çok hangi dekoltene güvenirsin: Sırt mı, bacak mı?

- Sırt, bacak hepsi aynı. Nasıl dekolte olduğu önemli, aşırılıkları sevmiyorum.

◊ Eve yatılı misafir geldi, horlamasından uyunmuyor. Uyandırır mısın, uykusuz mu kalırsın?

- Uyandırırım herhalde... Ama maalesef artık herkes yorgunluktan horluyor. Buna ben de dahil.

◊ Hatırlamadığın biri sana çok samimi davranıyor. Yekten hatırlamadığını mı söylersin, dolambaçlı sorularla kim olduğunu mu anlamaya çalışırsın?

- Ne uzatıp kendimi kasacağım, “Hatırlamıyorum sizi” derim. Çok oluyor öyle: “Şurada tanışmıştık...” Yahu ben dün yediğim yemeği unuttum... (Gülüyor)