Her birimiz potansiyel birer Ufuk Özkan’ız

Karaciğer yetmezliği nedeniyle organ nakli başvurusunda bulunan Ufuk Özkan’ın üç ay önce sağlık sorunu yaşamadığını açıklamış.
Verdiği kilolarla ilgili gazetecilere şöyle demiş talihsiz oyuncu:
“Proje için ‘5-6 kilo verebilir misin’ dediler. Spor yapmayı sevmediğim için araştırarak Hollywood diyetini buldum. Adamlar, adam akıllı yapıyor tabii. Ama ben bir süre sonra sadece meyve yemeye başladım.
Karbonhidrat ve protein almayınca da bağışıklık sistemim çöktü. Çok daha hızlı kilo vermeye başladım.
Daha sonra kilo almaya başladım yeniden. Sağlıkla ilgili bir problem yaşamadım...”

Meğer kilo veriyorum, zayıflıyorum derken karaciğeri çöküyormuş bir yandan.
Sağlık sorunu yaşamıyorum zannederken üç ay sonra organ nakli başvurusu yapacak hale gelmiş.
Burada ilk yanlış, ekran insanları üzerindeki “zayıfla” baskısı.
Gördüğümüz üzere sadece kadınlara değil, kadın-erkek bütün oyunculara uygulanıyor bu şiddet.
Daha büyük yanlışsa beslenmeyi baskılayarak kilo verileceği algısı.
Hollywood diyeti gibi mucize formüllere sığınıyor insanlar.
Bazen onu da yanlış yapıyor, Ufuk Özkan gibi sadece meyve yemeye falan başlıyor.
Oysa bu tür zayıflama girişimlerinin mutlaka sporla desteklenmesi gerekiyor.
Ufuk Bey de ben dahil birçok insan gibi spor yapmayı sevmiyor işte.
Oysa uzmanların anlattığı matematik açık: Kilo verebilmek için vücuda girenden çok kalori çıkışı olması lazım.
Bizse sürekli girişi kısıtlamaya çalışıyoruz, sağlıklı yaşamın spor ayağını ihmal ediyoruz.
Bunu becerip hayat tarzı haline getirebilsek o zaman böyle şok diyetlere falan da gerek kalmayacak aslında.
Ufuk Özkan’a çok geçmiş, hepimize de ders olsun.

Küçükken esmerdim, büyüdükçe açıldım

Koskoca davranış bilimleri uzmanı, 11 kitabı var: Aşkımın Beden Dili, Beni Benimle Aldatır mısın”, Kadınlar Sağdan Erkekler Soldan... Söyleşilere katılıyor, seminerler veriyor, TV ve radyolara konuk oluyor.
İşin yabancısı, ağzından yanlışlıkla laf kaçıracak biri de değil Aşkım Kapışmak.
Ama yaptığı son açıklamayla linç ediliyor:
“Esmerler endorfini daha çok salgıladığı için daha yoğun cinsellik yaşar, libidosu yüksektir. Beyaz tenliler cinsellikten ziyade yan yana olmayı sever. O yüzden iyi bir cinsellik istiyorsan tercih esmer olmalı...”
Hoppala, edilecek laf mı bu şimdi? İnsanları ten rengine göre niye kategorize ediyorsun Aşkım? Milyonlarca sarışın ve kumralı böyle bir kalemde nasıl çizebiliyorsun? Hem sen nereden biliyorsun? Elinde anket, istatistik falan varsa açıkla. Yorumların birinde denk geldim, çok güldüm:
“Şimdi beyaz tenliler ‘Ben küçükken aslında esmerdim, büyüdükçe açıldım’ demeye başlayacak...”

Peki bu ne?

Burcu Güneş de Demet Akalın da Gülşen’in sahne kıyafetlerini eleştirmişti.
Hatta Demet Akalın transparan kıyafetler için “Yaşım 50. Artık transparan giyemem. Benim sahneme aileler geliyor” açıklaması yapmıştı.

Arka arkaya her ikisinin de sahnede giydikleri kıyafetler düştü.
Burcu Güneş iç giyim rengi hariç Gülşen’le bire bir aynı kıyafeti giydi.
“Transparan giymem” diyen Demet Akalın da mini şort ve bikini üstüne transparan giydi.
O kıyafetin de neredeyse bire bir modelini yine Gülşen’in üstünde görmüştük. E bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Bir senede düşünceleriniz mi değişti? Yoksa gıcığınız Gülşen’e miydi?

Serdar Ortaç 7x24 canlı yayın açsın

En son az daha evini yakıyordu.
Yıllardır MS hastalığıyla mücadele eden müzisyen, sosyal medyadaki bir canlı yayın sırasında bir takipçisinin uyarısı üzerine ocağı açık unuttuğunu fark etti ve hemen kapattı. Geçenlerde Sinan Akçıl sosyal medyada çok sık canlı yayın açtığı için kızmıştı Serdar Ortaç’a. Bırakın, adam açsın canlı yayın. Hatta 7x24 açsın. Hiç olmazsa bu şekilde hayranları ona göz kulak oluyor.