Paylaş
1999 yılı. Henüz Emmy’si yok ama Haluk Bilginer, yine “Haluk Bilginer”.
Robert Kolej’den dört kafadar bir film çekmeye karar veriyor.
Genç olmalarına rağmen projeleri iyi. Bir yol senaryosu. İnce bir komedi.
Gençler ellerinde projeyle çalmadık kapı bırakmıyorlar.
Kime gitseler kapı yüzlerine kapanıyor.
Bir kişi hariç: Haluk Bilginer.
Projenin kalibresini hemen anlıyor; gençlere inanıyor; filmdeki rolü küçük olmasına rağmen kompleks yapmıyor ve kabul ediyor.
Film çok gişe yapmasa da sonradan İstanbul Film Festivali’nde gösteriliyor, çeşitli festivallerden yedi ödül alıyor, hatta zamanın Hülya Avşar’ı, izledikten sonra “Teklif gelmiş olsa ben de oynardım” açıklaması yapıyor...
İşte Haluk Bilginer’i Emmy’ye taşıyan, ne en başta saydığım özellikleri ne de “Şahsiyet” dizisindeki rolü. Aslında bu vizyon.
Filmin adı “Fasulye”.
Denk gelirseniz mutlaka izleyin, farkını göreceksiniz.
Hikayeyi nereden mi biliyorum? O dört kafadardan biri, gazeteci abimiz Fikret Ercan’ın oğlu Özgür.
Yönetmen: Bora Tekay.
Yapımcılar: Haluk Özenç ve Kaan Kural.
Açık hava tımarhanesinde bugün
◊ Durduk yere fenomen Selin Ciğerci’nin futbolcu kocası Gökhan Çıra’nın ayaklarını yumula yumula öpmesine şahit olduk sosyal medyada. Tepki gelince eşi ayaklarıyla para kazandığı için böyle bir şey yaptığını açıkladı.
Demek şanslıyız. Ya Gökhan Çıra masabaşı bir işte çalışıp, oturduğu yerden para kazansaydı?
◊ 32 yaş küçük sevgilisi Rüzgar Mağden’le bir AVM’de gazetecilere konuşan Gönül Yazar, hiç küsmediklerini, hiç ayrılmadıklarını, onları ayırmaya çalışan kötü insanlar yüzünden bu haberlerin çıktığını söyledi.
Evet sanal alemde cinsel mesajları ortaya çıkan sevgilisi değil, Can Yaman. Televizyonlara bağlanıp bittiğini söyleyen kendisi değil, Seda Sayan. Bir soru daha sorulsa “Rüzgar kimdi ya” diyecek olan da ben...
Eski kocasının soyadına yapışan kadınlar - 2
Salı günü bazı kadınların ısrarla eski eşlerinin soyadlarından vazgeçmediğini yazmış, bunu iki nedene yormuştum.
İlki; ünlü bir kadın için evliyken oluşturduğu marka ismi sıfırlamak istememesi.
İkicisi; eğer eş tarafı daha “saygın” bir soyada sahipse, o payeyi kaybetmek istememesi.
Üçüncü neden de bir okurumdan geldi: Çocuklarla farklı soyadlarına sahip olmanın güçlüğü. Lüzumlu-lüzumsuz yerlerde boşanmış oldukları ortaya çıkıyormuş.
Paylaş