Haftanın en komikleri

Gündemden içimiz daralıyor bazen. Ne pandemisi bitti, ne iklim krizi, ne kadın cinayeti, ne siyasi gerilimi... Ciddiye alacak yerlerimiz ağrıyor. Neyse ki imdadımıza insani haller yetişiyor. “Anı yaşamak” derler ya, biz fukaralar da iki kıkırdayıp böyle “an”ı unutuyoruz.

Haberin Devamı

◊ Can Yaman’ın gece kulübünde uyuyakalması
İddia o ki Ortaköy’de bir gece kulübünde eğleniyor, o sırada bir kızla flört etmeye başlıyor. Fakat kapıda paparazziler var... Diyor ki “Aynı anda çıkmayalım, sen önden çık, sonra buluşuruz.” Kız çıkıyor. Kapıda bekleyen gazetecilere “Bu akşam yeni tanıştık” diyor.
Ama Can yok... Bekle, bekle çıkmıyor. Meğer içeride uyuyakalmış.
A) Siz kızın yerinde olsanız n’aparsınız?
B) Can Yaman ne yapmaya çalıştı?
A’nın cevabı basit: Engellersin, bir daha telefonlara bile çıkmazsın. Ha sırf Can Yaman’a istisna yapmak istiyorsan, o ayrı.
B’nin cevabı daha karmaşık: Birkaç olasılık var...
Ya kızdan kurtulmak istedi, “Sen önden çık” deyip sonra sattı.
Ya içkiyi gerçekten fazla kaçırdı, olduğu yere yığıldı kaldı.
Ya da henüz gelişme çağında olduğu için kemikleri büyüyor, sık uyku bastırıyor yavrucağa...
Ahah... Ahahahah...

Haberin Devamı

◊ Uzaktan eğitimde mikrofonu açık unutan üniversiteli
Uzaktan eğitim, İspanyolca dersi... Ya da İtalyanca. Ama Türkiye.
Hoca ekrandan yoklama yapıyor.
Tek tek isimleri sayıyor, herkes sırayla “Presente” (Buradayım) diye cevap veriyor.
Öğrencilerden aklıevvelin biri, ve tabii ki erkek, kendi sırasını savdıktan sonra başka bir öğrencinin “Prezente” demesiyle dalga geçmeye başlıyor. Dalga geçtiği öğrencinin ne taşralılığı kalıyor, ne başka bir şeyi. Küfür kıyamet...
İkinci “Hugo vakası”.
Hugo’da yapan çocuk olunca gülümsüyorsunuz ama eşek kadar üniversiteli yapınca rezil oluyor, sosyal medyanın diline düşüyor.
Bu ayıp ona mezuniyete kadar yeter.
Ahah... Ahahahah...

◊ Serenay Sarıkaya’nın estetik kod adı Marilyn Monroe vaktiyle basını atlatmak için otel, restoran rezervasyonlarını “Zelda Zonk” adıyla yaptırırmış. Hatta Karaköy’de bu isimle bir bar bile vardı 5-6 yıl mukaddem.
Son çıkan habere göre; Serenay Sarıkaya da meme estetiği için özel bir hastaneye “Seray Kaya” ismiyle rezervasyon yaptırmış.
N’apalım, Türkiye’den Marilyn çıkmıyor; bizimkilerin yaratıcılıkları da bu kadar işte.
Serenay Sarıkaya daha çok genç. Önünde inşallah uzun yıllar ve nice estetikler var.
Gelin şimdiden yardımcı olalım da böyle başını kuma gömmüş devekuşu gibi sobelenmesin.
Erenay Arıkaya...
Seren Aykaya...
Zeldenay Sarı...
Yok, Seren Zonk...
Ahah... Ahahahah...

Haberin Devamı

Şurasını burasını falan değil toptan Hande Yener’i sansürlemişler

“Anı Yaşamak”, “anı unutmak” demişken...
Hande Yener’in “Carpe Diem - Anı Yaşa” albümü İran’da da satışa çıktı.
Molla rejiminin sansürleri malum. Ama bu sefer biraz abartmışlar, orasını burasını kapatmak yerine toptan Hande Yener’i sansürlemişler.
Şarkıcıyı albüm kapağından hepten silmişler. Geriye kala kala albümün ismi, boş oda, bir priz, bir de fiş kalmış.
“Anı yaşa”, fiş, priz...
Bravo çok güzel sansürlemişsiniz.
Haftanın en komikleri

Aslı Enver’in PR’sız dobralığı

Oyuncu Aslı Enver, katıldığı bir programda “İnsanların senin hakkında düşündüğü ama öyle olmayan şey nedir?” sorusuna şöyle cevap vermiş:
“Çok hanım hanımcık olduğumu düşünüyorlar. Hiç alakası yok. Siz beni bir de kendi alanımda görün.”
Oh be yaa!
Biri de çıkıp ne kadar mükemmel, ne kadar muntazam, kurallara uygun, ilişkisi de seviyeli, kendisi de saraylı, kocası da “Sulhi Bey” olduğunu anlatmasın.
Kendimi çok yalnız hissetmeye başlamıştım.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları