Paylaş
Sinema ve eski zamanlar demişken biliyorsunuz, şu anda İstanbul Film Festivali devam ediyor. Gösterimler arasında çok özel de bir belgesel var: Aşk, Ateş ve Anarşi Günleri: Türk Sinematek’i ve Onat Kutlar...
Bu belgeselde Sinematek’te yıllar önce yapılmış özel gösterimler anlatılıyor. O yıllarda filmlerde altyazı olmadığı için seyircilere önceden filmi anlatan bir özet verilirmiş. Veriliyor ki filmde ne olup bittiğini anlayabilsinler. Hatta salonda, filmdeki replikleri çeviren bir simültane tercüman da olurmuş. Düşünsenize siz filmi izliyorsunuz, köşede biri de lafları çeviriyor...
“Aşk, Ateş ve Anarşi Günleri”ni merak edenler için 19 Nisan’da tekrar gösterimi var. Bu belgesel üzerine öğrendim ki Serra Yılmaz da böyle tercümeler yaparmış festivallerde. İtalyanca bildiği için İtalyan filmlerini çevirirmiş.
Bahsettiğimiz de çok eski değil, 80’li yılların sonu...
Vampir dişleri için kendi dişlerini törpületti
Oscar’lı oyuncu Nicolas Cage, yeni filmi “Renfield”daki Drakula rolü için dişlerini törpületti.
Vampir görüntüsünün ve ifadesinin daha gerçekçi olması için törpülenen dişlerin üzerine takma dişler oturtulmuş.
Bizimkilerse botokstan bırakın ifadeyi, artık kaşlarını gözlerini oynatamıyor.
Oscar’lı oyuncu kolay olunmuyor tabii. Helal olsun Cage’e. Sırf işine duyduğu saygı için bile gidilir cuma günü gösterime girecek “Renfield”e.
Dozer kepçesiyle gül banyosu
Evde temizlik yaptığı için eşi Engin Polat tarafından dolar buketiyle ödüllendirilen Dilan Polat bu kez de doğum günü için dozer kepçesiyle kafasından gül dökülmesiyle gündem.
Hayır, yanlış okumadınız; evin kapısına kepçesi gül dolu bir dozer geliyor,
Polat kepçenin altında duruyor ve sonra operatör gülleri başından aşağı döküyor. Bu sırada hediye mücevherler ve pastası sunuluyor.
Evet bildiniz, bu anlar da sosyal medyadan paylaşılıyor.
Haliyle görgüsüzlük yorumları gırla...
Aslında kocasıyla eğleniyor işte, ne var bunda?
Ama keşke paylaşıp gözümüze sokmasa.
Bize hazırlayacakları bir sonraki sürpriz ne olabilir diye düşünmeden edemiyor insan.
Şimdi durduk yere fikir vermiş olmak istemem ama havuzu gül yaprağı doldurup içine atlarlar mı karı-koca?
Lale Orta çok mu ortada
Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanı Uğur Dündar gece yarısı paylaşım yapıp Karagümrük maçında verilmediği iddia edilen penaltıyla ilgili sert bir açıklama yaptı: “Fenerbahçe sadece rakibe karşı değil, hakeme ve VAR’a karşı da oynuyor.”
Bu açıklamasını yaparken de hakem Fırat Aydınus’un TV8,5’ta yaptığı şu yorumu alıntıladı: “Net Penaltı. VAR çağırmalıydı. VAR neden çağırmaz? Kendimi VAR hakeminin yerine koyuyorum... Mantıklı bir neden bulamıyorum!”
Merkez Hakem Kurulu Başkanı Lale Orta ise hakemlere yazılı bir ültimatom gönderdi: “Müsabaka öncesinde, sırasında ya da sonrasında herhangi biri telefonla, mesajla, bir ortak tanıdık vasıtasıyla ya da bizzat yanınıza gelerek herhangi bir görüşmede bulunursa veya görüşme talebinde bulunursa lütfen anında Merkez Hakem Kurulu Bölge Sorumlunuzu ve beni haberdar edin. Aksi bir durumda disiplin hükümleri uygulanacaktır.”
İyi güzel de söz konusu penaltıyla ilgili bakın Rıdvan Dilmen ne diyor: “Bugün Valencia’nın penaltısının verilmemesinin nedeni, Lale Orta’nın yayıncı kuruluşa çıkıp hakem hatalarını konuşmasıdır. Çok net. Hakemler bu baskıyla çıkıyor maçlara.”
Yani hakemleri yönlendiren bir başkanın, çıkıp televizyonda kararları yorumlaması da bir başka müdahale olarak algılanıyor camialarda.
Bir MHK Başkanı olarak Lale Orta... Acaba bu kadar ortada/ekranda/mikrofon başında mı olmasa?
Kendiyle dalga geçebilen insan...
∆ Hatalarını kabul etmeye daha yatkındır.
∆ Kendiyle dalga geçe geçe mizah duygusu da keskinleşmiştir.
∆ Özgüvenlidir.
∆ Hoşsohbettir.
∆ Dostluğu daha makbul, düşmanlığı daha vicdanlıdır.
Paylaş