Paylaş
Ceren Hindistan, Sofia Vergara gibi kadın.
“Bayan Popo” lakaplı Sevtap Parman’ın varisi olarak gösteriliyor.
Allah bir göz vermiş, siroz eder insanı. Maldivler gibi, seyret seyret demlen.
Zaten Maldivler’de tatildeyken patlattı açıklamayı.
Bir takipçisi, “Bilerek mi zengin sevgili seçiyorsun, yoksa öyle mi denk geliyor?” diye sorunca, “Fakiri ne yapayım?” cevabını verdi.
Ah be Ceren’im Maldiv’im, sen hiç anlamamışsın olayı.
Sandığının tam aksine, fukaranın başka şeyi olmadığı için aşkı daha kuvvetli, daha kıymetli aslında.
Hiçbir şey bilmiyorsan, kır dizini de iki şarkı dinle.
Ne diyor Sezen:
“Yarin gözü yüksekte, benim bir kuru aşkım var...”
“Fakirin Aşkı” şarkısında ne diyor Müslüm:
“Fakirlik Allah’tan şükürler olsun / Bizi böyle hor görenin gözü kör olsun...”
Onu asla istemeyiz, o güzel gözlerine bir şey olmasın tabii ama... Söylenecek söz, edilecek laf mıydı bu? Zalim, senin Allah’ın yok mu?
Bizon mu vizon mu?
Kıdemli oyuncu Nebahat Çehre, üstünde kürkle görüntülenince “Benimki büyükbaş. Eti için kesiyorlar, derisini satıyorlar” demiş.
Bu konuda Bülent Ersoy’u çok sıkıştırmanın da doğru olmadığını salık vermiş. Kürkten falan anlamam ama üzerindeki inek derisine falan benzemiyor. “Büyükbaş” derken bizonla vizonu karıştırmış olmasın?
Ah bu kürk merakınız yüzünden yaptığınız saçma sapan açıklamalar...
Sen şarkılar söyle içinden boşver, aldırma Tuğba
Murat Boz hayranı Tuğba Duran, şarkıcıya doğum günü hediyesi olarak bir şarkı yazıp bestelemiş ve klip hazırlamış.
Bir Beethoven olduğu söylenemez. Üstelik sesi fena. Sözler de vasat.
“Sevgili Murat sana yine bir sürprizim var” diyor; “Kalbini 12’den vurmak için buradayım...”
Sosyal medyada demediklerini bırakmadılar kadına.
Şarkı bir doğum günü hediyesi olduğu için “Adam doğduğuna pişman oldu” yorumları yapıldı.
Çok ayıp bence aşağılayıp dalga geçmek. Ne var yani?
Şarkıcıyım diye ortaya çıkmıyor ki.
Telif mi istiyor? Devlet sanatçılığı mı talep ediyor? Eurovision’a mı gidiyor?
Kapısına mı dayanıyor?
Sevmiş; düşünmüş; özenmiş. Vaktine, emeğine, parasına kıymış ve bir müzisyene bir şarkı hediye etmiş.
Beğenip beğenmemek hediyenin sahibine kalmış.
Kafanızı kaldırıp bir baksanıza neler yaşadığımıza... “Seviyor” denilen erkeklerin kadınlara neler yaptığına.
Keşke her erkek Tuğba Duran’ın Murat Boz’u sevdiği gibi sevse, sevebilse...
Bıçaklar, silahlarla değil; şarkılar türkülerle gösterse aşkını, tutkusunu.
‘İkinci normal’i de yanlış anladık
Aylar sonra bayram yeri gibiydi İstanbul. İmkânı olan kafe, bar, restoranlara; olmayan piknik alanlarına, parklara, sahillere koştu.
Ama biz “yeni normal”i yanlış anladığımız gibi, “ikinci normal”i de yanlış anladık, hiçbir kurala uymadık.
Vaka sayıları böyle artarsa her bayram gibi bu da çabuk bitti, önümüzdeki hafta sonu yine karantinada, evdeyiz.
Kabul: Biz ettik, yine bulursak da kendimiz bulacağız.
Ama işyeri kapanan garsonun, aşçının, işletmecinin günahı ne?
Tatile gideceğimiz şehir kırmızı olursa...
Mesela 1 ay önceden otelde yerinizi ayırttınız, kaporanızı verdiniz, uçak biletlerini aldınız...
Ama tatile gideceğiniz şehir son dakika kırmızıya döndü. N’olacak?
Yabancı turistlere hava hoş. Onlara ne mavi var, ne turuncu ne de kırmızı... Ama yerli turisti mağdur etmemek için oteller ve havayolu şirketleri böyle durumlara karşı şimdiden kafa yormalı.
Kırmızı dönem sonrası için alternatifler hazırlamalı.
Paylaş