Paylaş
“Nerede ‘Çıııııktık açık alınla, 10 yılda her savaştan’ diye başlayan 10’uncu Yıl Marşı...
Nerede ‘Müjdeleeeer var yurdumun, toprağına taşına’ diye başlayan 50’nci Yıl Marşı...
Nerede ‘İzmir’in dağlarında çiçekler açaaaar’ diye başlayan İzmir Marşı... Nerede Fazıl Say’ın yaptığı 100’üncü Yıl Marşı...” diye yazmıştım.
O ayarda bir marş, hatta belki daha da iyisi beklentisine çok sokmuşum kendimi.
Oysa biraz zor (Bazen heceler melodilere sığmıyor) ve insana gaz verme açısından duygusu zayıf bir marşla karşılaştım. Puanı: 7
Neşe Aydınlar’ın 100’üncü Yıl Marşı da var mesela. Güzel tabii. Ama marştan çok, şarkı gibi. Sözler de zayıf geldi.
Puanı: 7
Erol Evgin de 100’üncü yıl için bir beste yaptı. Sözleri çok güzel: “Sen, ben, o hepimiz, birlikte Türkiye’yiz / Gazi Mustafa Kemal Paşa biz senin izindeyiz...” Ama Türkiye turnesi kapsamında gittiği her yerde senfonik söylüyor, marş formunda söylenince bakalım nasıl olacak? O yüzden sonra artırma şartıyla...
Puanı: 7
Soner Arıca’nın da marşı var. Aranan kan, o da değil ama içlerinde en eli yüzü düzgünü. Klibi de Haluk Levent’in İzmir Marşı klibi gibi çekilmiş biraz. “Cumhuriyeti sonsuzluğa taşıyacak / Başkumandan Atatürk’ün gençleriyiz biz” diyor. Akılda kalıcı, söylemeye uygun. 100’üncü yılın en iyisi olamasa bile ileride hatırlanacak, söylenecek bir çalışma olduğu kesin. Puanı: 8
Candan Erçetin ise İzmir Marşı’na yeni sözler yazdı ve 100’üncü yıla uyarladı.
“Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa / Adın yazılacak mücevher taşa” nakaratı muhafaza edilmiş, diğer sözlerde şöyle yenilikler var: “Kimse yok edemez yüzyılımızı / Yaşa Cumhuriyetim sen çok yaşa, adın yazılacak 100’üncü yıla...”
Melodi zaten biliniyor, çok kuvvetli. Yeni sözlerle zenginleştirilmesi, günümüze uyarlanması fikri de çok güzel. Candan Erçetin de layıkıyla okumuş zaten.
Çok iyi... Puanı: 10.
Yoksa en iyi 100’ncü yıl marşı, yine başka bir marşın cover’ı mı olacak? Çok heyecanlı.
Kadir yine kendini aldattı
Neslihan Atagül ile dillere destan aşkı ve evliliğiyle gündemden düşmeyen Kadir Doğulu, Çeşme’deki bir gece kulübünde bir başka kadınla görüntülendi.
Kadir Doğulu’nun karısından başka dini nikâhlı bir eşi daha olduğu, Neslihan Atagül’ün de bunu bildiği iddiaları bomba gibi düştü gündeme.
Bunların ne kadarının doğru, ne kadarının uydurma olduğunu önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz.
Ama geriye kalan her şey hayal ürünü olsa bile ortada bir gerçek var:
Kadir Doğulu eşinden başka bir kadınla sarmaş dolaş, dudak dudağa eğleniyor.
E hani gördüğümüz, görebileceğimiz en iyi ilişkiydi?
Hani gözleri aşktan başka hiçbir şeyi, hiç kimseyi görmüyordu?
Hani doğru dürüst kavga bile edemiyorlardı, hemen barışıyorlardı?
Hani Kadir Doğulu sadece bir kere bir kız arkadaşını aldatmıştı ve onda da “aslında kendini” aldatmıştı?
Şimdi merak konusu şu:
Kadir Doğulu’nun tekrar “aslında kendini” aldatmasından sonra hemen barışıverebilecekler mi?
Ajda tanıtımlarda kullanılmalı
Ajda Pekkan’ın Vogue özel sayısı için çektirdiği fotoğrafların yenileri ortaya çıktı.
1950’lerin, 60’ların havasını yansıtan bir kare.
Bir yatağın üstüne oturmuş, üzerinde beyaz bir gecelik var.
Audrey Hepburn ya da Marilyn Monroe filmlerinden fırlamış gibi.
Bu kadın Türkiye’nin tartışmasız en Batılı figürü.
Hatta biz bekliyormuşuz da o çoktan AB’ye girmiş gibi.
Türkiye’nin vasat pop ortalamasından hep bir basamak yukarıda, hep bir adım önde.
Bence yurtdışındaki Türkiye tanıtımlarında mutlaka kullanılması, faydalanılması gereken bir yüz.
Abone artırmayı bıraksın olanı korumaya baksın
Şeyma Subaşı’nın paralı özel kanalına abone olanların 200 bin kişiyi bulduğu ve bu işten 12 milyon lira kazandığı iddia edilmişti.
Hemen her konuda konuşan Şeyma bu mevzuyla alakalı olarak televizyon kanallarına da bağlanmış ama iddiaları asla yalanlamamıştı.
Belli ki bu hayali sayıların ortada dolaşması onun yararınaydı.
“Yahu 200 bin kişi abone olmuşsa vardır bunda bir şey” diye düşünülmesi işine geliyordu.
Fakat gerçek, kendisine abone olan 5 bininci ve 10 bininci kişilere hediye vereceğini açıklamasıyla ortaya çıktı.
Yani bırakın 100 binleri, 200 binleri henüz 5 bin bile olamamış.
Yine o da büyük para ama daha önce de yazmıştım: Instagram’da 3 milyon takipçisi olmak başka şey, bunu para verip izlemek başka.
Hani meraktan bir ay girdin abone oldun, ikinci, üçüncü ay hâlâ vermek isteyecek misin o parayı? O ücrete değecek ne içerik var?
Zaten merak unsuru içeren bir şey olduğunda bir şekilde başka mecralardan da düşüyor önünüze.
Koca koca ünlüler kendi mavi tikleri için yıllık o parayı ödemeyi reddediyor, mavi tiklerini kaybediyorlar bu yüzden mesela.
O yüzden 135 lira isteyen Subaşı takipçi artırmayı bıraksın, olanı korumaya baksın.
Paylaş