Paylaş
Etrafımdaki pek çok kadının tek bir gündemi var şu sıra: Kuaför ve bakım salonlarının pazar günleri kapatılması.
“Pazar en rahat günümüzdü. Dip boya, balyaj, manikür, pedikür, hepsini tek bir seferde aradan çıkarıyorduk” diyorlar.
“Hafta içi vakit yok; pazartesi fön, salı manikür, çarşamba dip boya, perşembe balyaj. Günlere mi böleceğiz” diye soruyorlar.
“Kuaföre gidebilmek için yıllık iznimizden mi kullanalım” diye çıkışan var.
Açıkçası bu “kadın-pazar-kuaför” meselesinin bu kadar mühim bir şey olduğunu hiç bilmiyordum.
Birkaç kadın arkadaşıma ve kuaför esnafına danıştım; ortaya iyice ilginç bir tablo çıkıyor.
Mesela düğün sezonundayız ve çoğu cumartesi-pazar yapılıyormuş.
Pazar akşamki düğün saçı, gelin başı cumartesiden mi yapılacak diye bir sorunsal mevcut.
Meğer bu karar 2022 yılında alınmış ve 2024/089 tamim numarasıyla uygulamaya konulmuş:
“İstanbul Valiliği Ticaret İl Müdürlüğü’nün 05.10.2022 tarihinde alınan karar gereği (...) 01.07.2024 tarihi itibariyle (...) erkek berberleri, kadın kuaförleri ve güzellik salonlarının (...) haftanın her pazarı kapalı olmaları uygun görülmüştür.”İşin ilginç yanı, “Birimiz açık, diğerimiz kapalı, haksız rekabet oluyor” diye bizzat kuaförlerden gelmiş olması.
Sosyal medyadaki tepkiler de onlara yönleniyor haliyle:
“Tatil yapmak herkesin en doğal hakkıdır fakat insanların ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak bunu hafta içi herhangi bir gün olarak karar alabilirler...”
“Pazarları nöbetçi kuaförler olacakmış...”
“AVM’lerdeki kuaförler açık olacakmış. Peki bu haksız rekabet değil mi?”
“Pazar günü mecbur eve çağıracağız. Parasından geçtim, aynı alet edevat, lavabo, koltuk benim salonumda yok ki...”
“Düğün davetiyesini gösteren pazar hizmet alabilecekmiş. N’apsak sağdan soldan davetiye mi toplasak?”
Bütün bu kafa karıştırıcı soruları İstanbul Kadın Kuaförleri Odası Başkanı Ali Yakın’a sordum.
Başkan Yatkın diyor ki “Bu talep esnaftan geldi. Kuaförlük hizmet değil, hizmetçiliğe dönüştü. 20 yıldır çoluğu çocuğuyla bir hafta tatili yapamayan esnaf var...”
Sonra ekliyor: “Biz bakanlığa pazar değil de hafta içi başka bir gün tatil olmasını teklif ettik ama kanunen yasakmış.”
AVM’lerdeki kuaförler de bu uygulamaya tabiymiş.
Bunun tek istisnası gelin başı, kına gecesi gibi durumlarda odanın web sitesine girip izin almakmış.
Peki çakallık yapıp o pazar için kendine düğün davetiyesi düzenlere ne yapılacak?
Elbette böyle sahteciliklere başvuran olurmuş ama ancak bir kere, iki kere yapabilirmişsiniz, bunun sonu yokmuş.
O zaman yazarınızdan size dev hizmet: Pazar günleri bir tek otel içlerindeki kuaförler bu uygulamadan muafmış.
Otellerde kuaför üstüne kuaför açılmaya başlarsa şaşırmayın.
Toksik ilişki diye buna derim: Icardi ile Wanda
İcardi ile eşi Wanda Nara arasında sular durulmuyor.
Wanda Yenge memleketi Arjantin’de zaten tanınmış bir sunucu ve fenomen. Ama biz onu İcardi’nin menajeri olarak tanıdık transfer sürecinde. Fakat bir ayrıldılar, bir birleştiler; Wanda’nın başkalarıyla adı çıktı.
Fakat Icardi sanki büyü yapılmış gibi her seferinde barıştı.
Ve yine her seferinde duştan, havuz başından kareler, paylaşımlar...
Şimdi yine ayrıldıklarını duyurdu yengemiz, takipten bir çıkıp sonra tekrar aldı Icardi’yi.
Son olarak birlikte seksi klip çektiği Arjantinli rapçi L-Gante ile bir gece kulübünde görüntülendi.
Icardi ise “sümüklü sümüklü” parmağındaki nikah yüzüğü görünür şekilde paylaşımlar yapıyor, ilişkimiz bitmedi dercesine.
Ah şu Wanda’nın kaynanası Türk olacaktı, hoca hoca gezip oğlunun üstündeki büyüyü bozdurup bir de kısmetini bağlattıracaktı ki görsün rap’çiyi, L-Gante’yi...
Suna Kan’ın kemanı, Ajda’nın mikrofonu, Sezen’in telesekreteri
Teoman 30 yıldır bestelerini yaptığı gitarını Çocuk Esirgeme Kurumu yararına açık artırmayla satışa çıkardı.
Kocaman bir bravo Teoman’a.
Fakat gitar yabancıya gitmedi,
466 bin liraya Kenan Doğulu sahiplendi.
Kocaman bir bravo Kenan’a.
Böylece hem hayırlı bir yapılmış oldu hem de “Paramparça” gibi efsane şarkıların yapıldığı bu ikonik enstrüman emin ellerde kalmış oldu.
Çocuk Esirgeme gibi çok özel bir kurumu hepimize hatırlatmış olmaları da cabası.
Hepsini Kenan Doğulu satın alsın demiyorum tabii ama keşke burada kalmasa, başka sanatçıların ikonik enstrümanları da böyle değerlendirilse.
Mesela Kayahan’ın gitarı...
“Bizim şarkımız ‘Sarı Şekerim’ diyen hangi zengin, evlilik yıldönümü için alıp hediye etmez ki eşine?
Yahut Ahmet Kaya’nın bağlaması...
Suna Kan’ın kemanı...
Ajda Pekkan’ın mikrofonu...
Sezen Aksu’nun aklına bir melodi geldiğinde unutmamak için kendi evini arayıp mırıl mırıl sözlü mesaj bıraktığı telesekreteri...
Paylaş