Danlaya danlaya göl olur mu?

Danla Bilic kendisine influencer denmesine isyan etti:

“Müzik dünyasında müzisyenler nasıl bir meslek birliğine üye oluyorlarsa, influencer’larda da aynı şey olmalı. Herkes ‘influencer’ım’ diyor. Her 50-60 bin takipçisi olan, affedersiniz eskortlar bile kendini influencer olarak tanıtıyor. Sonra bir yerde influencer’lar konuşulduğunda bizleri de eskort sanıyorlar.”

Daha önce de depremde influencer’ları eleştirmişti Bilic.

Bir depremzedenin enkaz altındayken protein tozu bulup onunla beslendiğini açıklaması üzerine, hesabından protein tozu reklamı yapan bir influencer’ı şöyle eleştirmişti Danla:

“Normale dönerken tabii ki bizden izin almayacaksınız, dönebilen dönsün, ne mutlu ama enkaz altından örnek vererek protein tozu linklemek normal mi geri zekâlılar? Sadece soruyorum. Bu düşüncesizliğiniz yüzünden hor görülen hep siz oluyorsunuz.”

Influencer dünyasına içeriden çuvaldız sokuyor Bilic. Influencer’lığın itibar kaybetmesine neden olan yanlışları tespit ediyor, bunlar üzerine kafa yoruyor.

Meslek birliği öneriyor mesela. Bu işin belli kurallara bağlanması gerektiğini öne sürüyor. Tam çerçevesi belli olmadığı için fenomenliğin ele ayağa düştüğünü anlatmaya çalışıyor.

Diğerleri buna ne mi diyor?

Hepsi fırsatını bulmuşken küpünü doldurabildiği kadar doldurma derdinde. Kimsenin durup düşünecek, “Ben ne yapıyorum” diye sorgulayacak ne vakti ne de etik kaygısı var.

Danla Bilic gibi bu işlere kafa yoranların çabaları “danlaya danlaya” göl olur mu, hep beraber göreceğiz.  

Yönetmenlerin gözünden Çin, Hindistan, ABD ve Rusya

Şehrin iki yakası, uluslararası ödüllü iki Türk yönetmenin seyahat fotoğraflarından oluşan sergilere ev sahipliği yapıyor.

Anadolu Yakası’ndaki Müze Gazhane’de Zeki Demirkubuz’un “Hayat” isimli fotoğraf sergisi açılıyor bugün.

2009’dan bu yana Türkiye ve Japonya, Meksika, ABD gibi ülkelerde çektiği 78 fotoğraf var. Henüz gezemedim ama merak ediyorum.

Avrupa Yakası’nda kapılarını yeniden ziyaretçilerine açan İstanbul Modern’deyse Nuri Bilge Ceylan’ın sergisi var.

“Başka Bir Yerde” isimli bu sergi de yönetmenin Türkiye ve Hindistan, Gürcistan, Çin, Fas, Rusya gibi coğrafyalarda çektiği 22 portreden oluşuyor. Onu gezebildim.

Bu karelerdeki sakin ifadeler, yönetmenin filmlerinde sıklıkla karşılaştığımız “başka bir yerde” olmayı arzulayan karakterlere de gönderme yapıyor.

Yanlış anlayan bizmişiz gibi

Selen Görgüzel yeni şarkısı “İyisin”in tanıtımını eski eşi Hamdi Alkan üzerinden yaptı:

“Hamdi’yi aldattım evet, ama gözle. Yakışıklı çocuk geçtiğinde bütününe bakarım. Hamdi’yi düzenli olarak aldattım. Hamdi’ye de hep bakıyordum. Güzel kadına, eve, arabaya ve çiçeğe bakarım...”

“Hamdi’yi düzenli olarak aldattım” başlıkları bir anda manşete çıktı, Selen Görgüzel sosyal medyada falan şöyle bir esti bu sayede. Şarkıyı duyurmak için gündem yaratmaya çalışması takdire şayan. Fakat keşke ismini kullanıp arada Hamdi’yi harcamasaydı tabii.

Yeterince gündem olduktan sonra sözlerine açıklık getirdi Görgüzel: “Her zamanki gibi yine yanlış anlaşıldım. Ben örf ve adetlerine bağlı ve ona göre hareket eden bir insanım. Benim öyle bir şey yapmam mümkün mü?”

Yok, yanlış manlış anlaşılmadın sen Selen Görgüzel.

Tam da anlaşılmak istendiğin gibi anlaşıldın hatta. Vermek istediğin sansasyonel bir mesaj vardı; neyin, nasıl başlık olacağını bile bile bu açıklamayı yaptın.

Attığın taş, ürküttüğün kurbağa... Kurbağanın ne kadar zıplayacağı... Hepsi ölçülü/planlı. Ama yanlış anlayan bizmişiz gibi zekâmızla dalga geçme bari.

Anne karakter analizi

Geçen cuma Swissotel Chalet Restaurant’ta Kelebek ve Amazon Türkiye iş birliğiyle “Anneler Günü Buluşması” vardı. Etkinlikte, Amazon.com.tr’deki Anneler Günü hediye alternatifleri ve indirim fırsatları da duyuruldu.

Pelin Akil Altan ve moda yazarımız Hande Can, annelere hediye seçmenin püf noktalarını anlattı, “anne karakter analizi”ne göre hediye seçme oyunları oynandı.

Ziynet Sali, Tülin Şahin, Pelin Uluksar, Gizem Hatipoğlu, Nilsu Berfin Aktaş, Ece Vahapoğlu gibi ünlülerin katıldığı davette Emre Altuğ ile ayaküstü sohbet ettik.

Herkesin keyfi yerindeydi, bu tür buluşmaların daha sık yapılması dileğiyle.