Paylaş
Her sene mutlaka bir kere uğrar, o sezon yeni ne var ne yok, kolaçan ederim.
Bu sene kafayı atıklarını kompost yapmaya, kendi ürünlerini yetiştirmeye, peyzajda su istemeden yaşayabilen yerel bitki örtüsüne falan takmışlar mesela. The Beach of Momo’nun Bodrum şubesiyse Edition otel iş birliğiyle geçen yıl Yalıkavak’ta açıldı.
İlk kez bu yıl görebildim.
Aslında iki Momo arasında kıyaslanacak bir şey yok, şaşırtıcı derecede birbirinin aynısı. Hani Çinliler, Sidney Opera Binası, Eyfel Kulesi gibi ikonik yapıların birebir aynısını kendi ülkelerinde inşa ediyorlar ya onun gibi. Sanki Çeşme Dalyan’dan buraya ışınlanmış.
Günbatımına bakan, üstü saçaklı o dev çardak-kulübe... Aynısı. Önünde sallanan şamanik rüzgar süsü. Aynı. Altı yine bar, etrafı parti alanı.
“Bodrum’da Çeşme rüzgârına en benzeyen yer neresi?” diye sorsanız, hiç düşünmeden “Yalıkavak” derdim. Şezlonga karşıdan gelen rüzgâr bile aynı rüzgâr.
Minnak, kendi içinde kapalı, dar kumsal bile benziyor. Sadece burası daha sahici.
Çeşme’de kumsala bakan taş duvarın aynısını buraya da koymuşlar.
Herhalde Çeşme’deki Momo ile aynı mutfak, aynı servis, aynı eğlence hatta aynı göz zevki standartlarına vurgu yapmak için. Çünkü küçük ayrıntılar dışında mutfak, menü, müzik politikaları da aynı. Dejavu yaşamış gibi oluyorsunuz.
Buna mukabil Bodrum Momo, Çeşme’dekinden daha ferah. Yoğun zamanlarda Çeşme’deki dipdibeliği burada hissetmiyorsunuz.
Yaş ortalaması Çeşme’ye göre sanki bir 5 yaş daha gençmiş hissi verdi. Çeşme 35-40 ise burası daha 30-35.
Tabii ki hesaplar yine Türkiye’nin en tanınmış soyadlarına göre açılıyor. “Ya oğludur ya kızı ya da yeğeni falandır” diye düşünüyorsunuz.
Menüden hesaplı bir öneri isterseniz, kabak-patlıcan tempura derim. Patlıcan ve kabaktan bir kule şeklinde geliyor, hem doyurucu hem de aşırı lezzetli. 275 lira. ımarmak isteyene ızgara deniz levreği var, 750 lira.
Bir gün her beach’in filmi olacak
Ruins, Bodrum Yalıkavak’ta geçen yıl açılan bir sanat beach’i. İsmini, onarıp, aydınlatıp bir sanat ve event alanına çevirdikleri eski bir yapıdan alıyor. Mesela havuz başını iki metrelik camdan bir kadın heykeli süslüyor.
Ruins’te cumartesi akşamı ilginç bir gala vardı. Türkiye’de ilk kez bir beach için çekilen ve katıldığı Seattle, Los Angeles, Croatia ve Bucharest Film Festival gibi uluslarası organizasyonlardan birçok ödülle dönen “Ruins” kısa filminin galası.
Geceye Birand Tunca Seray Sever, Merve Boluğur, Ece Vahapoğlu ve Elif Dürüst gibi isimler katıldı.
Muhteşem Bodrum ve beach görüntüleri eşliğinde bir hazine avını konu alan filmin yönetmenliğini Emir Mavitan, yapımcılığını Emir Mavitan ve Ruins beach’in sahibesi Nurçe Erben yapmış.
Başrollerde Birand Tunca, Gülcan Aslan ve Müjde Uzman var.
Sezonun asıl sürprizi: Lika
Önce biraz ortamı anlatayım. Sağlı sollu zengin villaları yol.
Park Şamdan’ı, Pilevneli Gallery’yi, Şişko Perihan’ı sağlı sollu bırakıp kıvrıla kıvrıla Birdcage 33 otele çıkıyor. Yeşilliklerle çevrili, tamamen izole, inanılmaz şık, 11 odalı bir butik otel.
Denizden kopuk ama denize yakın, mutlaka havuzu olan, kapalı devre/kapalı çevre otelleri bunlar. Mesela Kaz Dağları’ndaki Simurg Inn. Mesela Çeşme’deki The Stay.
Birini oyuncular bellemiş, diğerini müzisyenler.
Zeynep Bastık düğününü orada yaptıktan sonra The Stay’deki düğünler patladı mesela. Yahut da aralarında aşk var mı tartışmaları sürerken İbrahim Çelikkol ile Birce Akalay Simung Inn’de tatil yapıyordu.
Bu da o kafada bir otel.
Bu sene Luxury Lifestyle tasarım ödülü almış.
Etraftaki doğa ve Ortakent Koyu manzarasıyla nefes alması için cam ağırlıklı, önden bakıldığında ağaçların arasında, tek katlı gibi görünen bir yapı.
Etraf, günbatımında ayrı yangın kızılı, gece ışıklanınca ayrı gece mavisi...
Bitmedi. Bu sene Birdcage’in terasına Lika adında bir restoran açıldı.
İnanılmaz şık ve romantik. Şöyle anlatayım...
Müzik olarak Fransız cazı, ya da Özdemir Erdoğan’ın “Keman Öğretmeni”nin, “Anlamazdın Anlamazdın”ın İtalyancalarını çalıyorlar mesela.
Sunduğu tabağa hâkim, pırıl pırıl, prezantabl garsonlar ve mutfakta genç kadın şef Melisa Yördem. Karma mutfak.
Paprika marine yağlıkarasına da bayılıyorsunuz, kapaklı bakraçta servis ettiği erimiş peynirli moules marinieres’e de... Hepsi resmi geçit yapabilsin diye en iyisi tadım menüsü ısmarlamak, ortaya gelecek yemekleri kişi sayısına göre miktarlıyorlar.
Paylaş