Paylaş
Zio Beach’ten yürütülen havlu sayısı hâlâ geçen yılın yarısında: 2500. Senelik Bora Kozanoğlu / Çağla Kubat dozumuzu bile alamadık daha. Lanetli piyade Kumluğu’nun bu yılki işletmecileri bile kaçıp gitmedi hâlâ... O zaman sen de yaz, yaz, yaz: Ege’nin incisinden lüzumlu/lüzumsuz bilgiler, ‘bronz Türk’ gündeminden yüksek koruma faktörlü havadisler...
BİR YENİLİK
AKVARYUM DİSKODA TEPİNMECE
Alaçatı’nın çözülemeyen problemi: Gece geç saate kadar eğlenmek isteyenlerle sakin tatil sevenlerin ve yerli ahalinin mücadelesi... Bana kalırsa iki taraf da haklı. “80 yaşımda uyku uyuyabilmek için nereye gideyim” diyen köylü teyze de... “Arkadaş turizm sayesinde malınız mülkünüz değerlenirken çıtınız çıkmadı, bütün yıl çalışıp bir hafta tatilimde eğleneceğim tabii” diyen hızlı clubber da... Dernekler/oluşumlar kuruldu, kampanyalar/protestolar düzenlendi; yok! Ara formüller denendi, (bkz. Tektekçi) müşterilere kulaklık dağıtılıp öyle eğlenildi; ı-ıhh! Kaymakam bizzat mekân bastı, (ahan da Port Alaçatı) ruhsatlar iptal edildi; nafile! Zıvanadan çıkıp dev kolondan mehterle karşılık verildi (buna çok gülmüştüm: Çelebioğlu ailesi); nanik!
Bu onmaz yaraya bu yıl ilk kez bir çözüm ışığı doğdu: Mikonos, Ibiza gibi benzer yerlerde yapılan akvaryum kulüpler. Önüm, arkam, sağım solum, cam! Evet, içinde eğlenen için biraz kısıtlayıcı ama en azından dışarıyı görebiliyorsunuz, çok sıcaklarda serin bir yerde eğleniyorsunuz ve kullanılan materyalden dolayı da sesiniz kimseye gitmiyor... (Deneyiniz: Köyün Diskosu)
BİR GİZLİ HİT
BÜTÜN BEACH’LERDE ÇALIYOR
Yarım saat içinde telefonuna farklı farklı kişilerden (Biri Onur Baştürk) beş mesaj düşüyor: “Şu anda Fly-Inn’de senin parça çalınıyor”... “Zio’da senin parçada dans ediyoruz”... “Otto’da çalınıyorsun”... DJ Funky C’den bahsediyorum. Yaptı, salladı iTunes’a, herkes ‘Ya Sonra’ çalıyor. Niye mi tutuyor? Çünkü nasıl dinlerseniz ona göre şekil alıyor: İsteyene dans ettiriyor, isteyene seyir, isteyene flört...
BİR TRİP
SATIP SAVIP LOS ANGELES’A...
Reklamlar yalan söylüyor, sahiller/plajlar kariyer yapacağım diye çocuk yapamamış, şirket kuracağım diye yuva kuramamış ablalarla kaynıyor. Darbe girişiminden sonra yumurta dondurmak / evlat edinmek ikilemi geride kaldı: “Bu ülkede çocuk büyütülmez” diyorlar. Sorsanız hepsinin şirketi satılık. Şirketi Arap sermayesine yamayan soluğu Los Angeles’ta alacak: “Şekerim havuzlu villa, mis gibi hayat, İstanbul’dan ucuz...”
BİR OYUNCAK
SİMİDİN MUHTEŞEM DÖNÜŞÜ
Çocukluğumuzun deniz simitleri var ya, hani önü ördek/kuğu başlı. Dev boyutta olduklarını düşünün, bütün havuzlarda/beach’lerde bir manyaklık halinde. Yalnız bunlara çocuklar değil, koca koca ablalar, deve kadar abiler biniyor.
BİR HİZMET
RAKI SONRASI KOKTEYLLERİ
Port’ta ahtapota dalmışsın, yanında votka-enerji içecek halin yok. Dalyan’da balık ısmarlamışsın, yanına cin-fiz mi söyleyeceksin? Ama yemeğe rakıyla başlayınca sonra eğlenmeye gittiğin yerde elinde yine rakıyla dolaşsaaan, bir tuhaf kaçıyor. “Rakıyla başlamışım, karıştırmak istemiyorum” deseeen alternatifin yok. Daha doğrusu yoktu. Beyoğlu’ndaki Five Cocktails, Çeşme köyiçindeki yazlığında rakılı ve rakı üstü gidecek kokteyller veriyor. Anason likorü, rakının yanında gidecek karpuz gibi meyveler kullanıyorlar.
Paylaş