Paylaş
Sağlık Bakanlığı, rekor kıran aşılama hızının daha da artması için ünlülerle bir kampanya başlattı.
Cem Yılmaz, Şener Şen, Ezgi Mola gibi halkın itibar ettiği isimler destek veriyor, çektikleri videolarla halkı aşılanmaya davet ediyorlar.
Dünyanın başka yerlerinde de görülen bir uygulama.
Şimdiye kadar da hep yapılagelmiş. Mesela Zeki Alasya-Metin Akpınar’ın televizyonda yayımlanan aşı kampanyalarını hatırlar mısınız: “Çocuk? Çocuğa aşı olmaz. Aşı zeytine olur, zeytine...”
Fakat nasıl becerdiysek, aşı kampanyasında oynayan sanatçılar üzerinden yine kamplaştık.
Cem Yılmaz’ın kampanya videosuna denk gelmişsinizdir sosyal medyada.
Zaten gündemler arasında en üst sıralarda.
Aynı videoyu Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da paylaştı.
Aman altlarına gelen yorumları bir görseniz...
Vah efendim, Cem Yılmaz muhalifmiş, bakanlık onu kampanyasında neden oynatmış...
Karşı mahalleye bu şirin gözükme çabası da neymiş...
Bu arada onların “karşı mahalle” dedikleri taraf da durmuyor tabii.
Vay Cem Yılmaz hakiki muhalif değilmiş, gerçek yüzü şimdi ortaya çıkmış...
Vay aşı kampanyasına destek vermek için kaç para almış...
Bu videoda Cem Yılmaz değil; Seda Sayan, Sibel Can, Hülya Koçyiğit, Orhan Gencebay gibi sanatçılar oynamalıymış...
Aşı karşıtlarıysa her iki tarafa da veryansın ediyor.
Aşı olup da başına bir şey gelirse Cem Yılmaz sorumluluğu bizzat alıyor muymuş?
Böyle ciddi bir meselede komikçiler eksik kalır mı?
Onlar da tartışmanın içinde.
Vay efendim Cem Yılmaz ciddi konuşunca bile güldürüyormuş, bunu nasıl başarıyormuş...
“Sanki”lerden bir demet
Sanki Cem Yılmaz’ı bir kesim beğeniyor da diğerleri esprilerini komik bulmuyor.
Sanki Fahrettin Koca bir tarafın bakanı da diğer tarafa başkası bakıyor.
Sanki virüs şu partiye oy verenlere bulaşıyor da bunlara verenlere bulaşmıyor.
Ne kamplaşmaymış arkadaş! Virüse karşı bile tek yürek, tek ses olamıyoruz.
Böyle cepheleşmiş bir toplumda bakan olmak da, sanatçı olmak da çok zor, yorucu, yıpratıcı.
Çok iyi bir şey yapmışsınız, ellerinize sağlık Sayın Koca ve Sayın Yılmaz.
Aşırı uçları görmezden geliniz, bu ülkenin makul çoğunluğunun mücadeledeki ortak çabanızı takdir ettiğine inancınız tam
olsun.
Sadece başsağlığı dilesek
Şeyma Subaşı, Mısırlı sevgilisi Mohammed Alsaloussi’den beklediği bebeğini stres yüzünden kaybettiğini açıkladı sosyal medyadan.
Daha önce hamile olmadığını, evlenmeden bunun mümkün olmayacağını...
En son hamile olduğunu ve yakında evleneceklerini...
En en sonsa evleneceklerini ama düğün stresine girmemek için izdivacı ertelediklerini açıklamıştı.
Dolayısıyla tüm bunlar kafa karıştırıyor.
◊ “Zaten hamile değildi” diyen var.
◊ “Hanımefendi ne stres çekmiş ki, partilerde az zıplasaymış” diyen var.
◊ “Adamın zengin olmadığı ortaya çıktı, çocuğu aldırdı” diyen var.
◊ “Meedo sonunda buna tekmeyi vurdu” diyen var.
Arkadaşlar, isterseniz oturup sabahtan akşama kadar “Şeyma”yı eleştirip tartışalım.
Ama “Çocuğumu kaybettim” beyanatı yapan bir kadın için yeri mi, zamanı mı şimdi bu yorumların?
Böyle durumlarda, “Başınız sağ olsun, büyük geçmiş olsun” demekten başka ne düşer ki iyi niyetli insanlara?
Var da mecalim yok...
◊ Dizi tarihinin en ikonik kahramanlarından Bihter Ziyagil’in 11’inci ölüm yıldönümüymüş... Helva kavurup konu komşuya dağıtasım...
◊ Can Yaman’ın ailesiyle tanışmak için Türkiye’ye gelen Diletta Leotta’ya... “Bak niyetin ciddi değilse bizim oğlanı üzme” muhabbeti açasım...
◊ Öykü Çelik,
Bodrum’da bir partide mini elbiseyle yakalandı ya... “E hani mini etek giymiş kızla senin kültürün aynı olmazdı?” diye sorasım...
Paylaş