Paylaş
Hatta ayrıldığı eşi Emre Altuğ ile aralarında çocukların korunması için başka ilişki yaşanmayacağına dair boşanma sözleşmesi olduğu bile iddia edildi. Sonradan taraflar bunu yalanladılar ama yaşanılan ilişkinin çocuklara nasıl yansıtılacağı konusunda ne kadar özenli davrandıklarına bizzat şahit oldum Avukat Nail Gönenli ile ilişkisi sırasında.
Çağla’yı oğluyla birlikte kitap-kırtasiye alışverişi yapmak için gittiği bir AVM’de görüntülüyor magazinciler. Belli ki o anda çok konuşma taraftarı değil ama gelen ısrarlı sorulara ayaküstü de olsa hızlıca cevap veriyor.
Sonra konu dönüyor dolaşıyor, ayrıldığı sevgilisine geliyor Çağla’nın. Kaş göz işareti yapıyor, yanındaki küçük oğlunu işaret ediyor. “Çocuğun yanında bana bunu sorma” demek istiyor ama muhabirin umurunda değil, devam ediyor. Çağla bir yandan çocuğu uzaklaştırmaya çalışıyor, bir yandan kibarca “Sence doğru zaman mı?” diyerek hâlâ magazinciyi uyarmaya çalışıyor. Sonra internet sitesinde bu video ve başlık: “Çağla’yı sinirlendiren sorular”...
Sinirlense yeri ama kadın sinirlenmemiş, gayet kibar şekilde derdini anlatmaya çalışmış, anlamayan sen.
Anlamayıp, daha da üstüne gidip, ısrarcı davranan sen.
Çocuğun yanında kadının özel hayatını konuşmak isteyen sen...
Sinirli olan Çağla Şıkel.
Arkadaşlar, hani çocuk korunmalıydı bazı şeylerden?
E bunu yapmaya çalışan bir anneye niçin bu muameleyi reva görüyoruz?
Sonra da “Sinirlendi” falan deyip ikinci haksızlığımızı yapıyoruz?
Bize yapıldığını düşünsenize aynı şeyin. Ne hakkımız var bu kadar camcı dükkânındaki fil olmaya?
Tilbe bizi gözetliyor
Yıldız Tilbe hayatının film olmasını kesinlikle istemiyormuş:
“45-50 senelik bir ömür 1 saate sığdırılamaz. Bu tarz filmleri ve senaryoları hiç beğenmiyorum...”
İlahi Yıldız! Ne yapacaktık, hiçbir şey kaçırmayalım diye eşzamanlı mı çekecektik filmi? Mesela cumartesi pazarlar, gece uyanıp saç kesmelerin, boyamaların anbean dahil mi olacak filme? Ben varım. Varım da sıkıntı şu: Filmleri senin istediğin gibi çekerlerse bir insan ömrü boyunca sadece bir film izleyebilir, ikincisi yarım kalır...
Hande Erçel’in isyanı
Hande Erçel hedef gösterildiği iddia etti: “Artık bundan çok yoruldum. Kendi halinde bir insanım, beni salın. Hem oyunculuk hem özel hayatım konusunda hedef gösteriliyorum. Ben bunun sebebini bilmiyorum...”
Ben hemen söyleyeyim sebebini: Aşırı ünlü olman olabilir mi sebep?
“Ben kendi halinde bir insanım” derken pardon? Sadece Türkiye’de de değil, yurtdışında da ünlüsün.
Sadece sen değil, sevgilin Hakan Sabancı da ülkenin en ünlü ailelerinden birinin oğlu. Sadece sen değil, ablan da fenomen. 4.7 milyon takipçisi var. Bu kadar göz önünde olan insanların konuşulmasından daha doğal ne olabilir?
Zaten toplam kaç kişisiniz ki? Evir çevir yine aynı 50 isim. Kıyafetin de konuşulacak, oyunculuğun da, özel hayatın da. Ve kusura bakma, herkes devamlı olumlu şeyler söylese olmaz.
Bayılanlar olduğu gibi, kıskanan da olacak, gerçekten beğenmeyen de çıkacak.
İşinin bir parçası da bu. Şöhretin bedeli. Bunu yönetmeyi bilmek de yine işinin bir parçası.
Durup durup yakınınca sanki işinden sıkılmışsın gibi duruyor.
Adam haklı beyler
ABD’li sapık milyarder Epstein’in pedofili ağı kurduğu özel adasına gidenlerin listesi döküldükçe ağzım açık kalıyor.
Devlet başkanları, bilim insanları, iş insanları, prensler falan...
Aralarından onlarca kez giden varmış. Dünyanın bu kadar kirlenmiş bir yer olabileceğine inanmak istemiyorsunuz.
Küçük kızları adaya taşıyan uçağın takma adı “Lolita Ekspresi”. Bakalım bu küresel skandalın filmini ilk kim yapacak?
Kim yaparsa yapsın başrolünde ABD’li oyuncu Ricky Gervais oynasın. 2020’deki Altın Küre konuşması yine gündemde. Yüzlerine yüzlerine haykırmış:
“Bu salonda dünyanın en büyük yapımcıları var. Her kesimden insan var. Hepiniz adına konuşuyorum sapıklar! Kesin sesinizi! Hepinizin Epstein’ın arkadaşı olduğunu biliyorum!”
Paylaş