Paylaş
GECENİN NUTKU: Tam 13 dakika 23 saniye!
Bülent Ersoy’un ‘50’nci Yıl Özel Ödülü’ teşekkür konuşmasından bahsediyorum... Bence yanlış anlamış meseleyi; Pantene Altın Kelebek’in değil, kendisinin 50’nci yılı kutlanıyor gibi, bütün hayatını anlattı.
Bir ara dikkatimi kaybetmişim, “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözüyle kendime geldim. Galiba ‘Gençliğe Hitabe’yi falan da sıkıştırdı araya.
Yanlış hatırlamıyorsam bir kere de Ali Kocatepe böyle uzun konuşmuştu ama Diva onu da katladı.
Yalnız sosyal medyada kıyafetine çok haksızlık edildi Bülent Hanım’ın. Marul diyen mi ararsın, roka, lahana diyen mi... İlle de bir bitkiye benzetmek zorundaysak lahana mahana değil, şöyle en görkemli, en debdebelisinden bir yılbaşı ağacı derim ben.
BASGİTARİSTİN ZOR SENESİ: En iyi müzik grubu ödülünü alan Dedublüman’ın bütün üyeleri tek tek konuştu.
Mesela öğrendik ki basgitarist Kıvanç Kumlu zor bir sene geçirmiş. İş, aile, aşk gibi her cephede kaybetmiş.
Neyse ki geçirdiği bu zor yılda kız arkadaşı çok yanında olmuş. Ama şu anda birlikte değillermiş artık. Yine de teşekkürmüş. Arkadaş, aranızdan bir temsilci seçseniz, herkes adına o konuşsa ne güzel olur. Altın Kelebek için söylemiyorum. Türkiye’deki bütün ödül törenlerinde böyle. Dünyada hiç böyle değil.
Teşekkür konuşması o ödülü almanızda hakikaten payı olan birisi varsa, mesela yönetmeniniz, iş partneriniz, anneniz, hocanız, kocanız; onun hakkını teslim etmek için yapılır. Tanıdıklara “Feys’te layk” atar gibi, “Anama da teşekkür, babama da teşekkür, eltime, kaynımgile, hala kızlarıma teşekkür... Emekli Salih Öğretmen...”
Olmuyor yani.
Sahne ayakta salon ayakta
Törenin açılış gösterisini Ömer Yeşilbaş’ın kurduğu Dans Fabrika ekibi yaptı.
120 dansçının görev aldığı koreografide 70’ler, 80’ler, 90’lar ve 2000’lere damga vurmuş parçalar seslendirildi, dönemin kıyafetleriyle danslar sergilendi.
Son sahnedeyse çocuk-yetişkin 120 kişilik bütün ekip Atatürk’ün 10’uncu Yıl Nutku eşliğinde saygı duruşunda bulundu, izleyenler tarafından ayakta alkışlandı.
Göz yaşartan ithaflar
- ‘En iyi erkek dijital üretici’ ödülünü alan Alper Rende, evlilik teklifine boyut atlattı.
Sevgilisini teşekkür konuşması için kandırıp sahneye çağırdıktan sonra herkesin önünde diz çöküp hayatlarını birleştirmeyi teklif etti.
Cevap mı? -Eveeeet!
- Bir anne için herhalde tarif edilmez dakikalar olmalı.
Cem Davran ile birlikte gecenin sunuculuğunu yapan Çağla Şıkel, “Yeni Bir Gün” programıyla ‘en iyi kadın sunucu’ ödülünü aldı. İşin sürpriz kısmıyla ödülünü oğullarının vermesiydi.
Çok etkilenen Şıkel konuşmakta güçlük çekti.
- ‘En iyi kadın oyuncu’ seçilen Demet Evgar kadınlara, ‘en iyi kadın arabesk-fantezi’ ödülünü alan Ebru Yaşar Filistin ve dünyadaki diğer çocuklara, “İnci Taneleri” için ‘en iyi dizi’ ödülünü alan Hazar Ergüçlü ise depremde hayatını kaybedenlere adadı ödülünü...
Gecenin komik anları
-Zavallı Yasemin Sakallıoğlu tasarımcısının azizliğine uğramış. Kendi deyişiyle “battaniye”siyle gelmiş törene. Çok da sıcaklanmış, yanıyormuş.
‘En iyi kadın dijital içerik ödülü’nü almış, almış ama tam da etkileşimin en düşük olduğu saate rast gelmiş. Battaniyeyle paylaşım yapmayacakmış, eve gidince başka elbiseyle çekinip koyacakmış sosyal mecralara...
- Simge Sağın’a ‘en iyi kadın şarkıcı’ ödülünü Sinan Akçıl verdi. Sinan elbette ki fırlamalığı elden bırakmadı; Simge’nin Icardi’ye yakıştırılmasına gönderme yaparak, “Aman Wanda duymasın” diye anonsladı Simge’yi.
- ‘Meslekte 30’uncu Yıl’ ödülünü alan Ata Demirer, orkestrayla “Bahçe Duvarından Aştım” ve “Arapsaçı” şarkılarını seslendirdi ve komşusu Teoman’ı anlattı. Pandemiden beri sürekli poliklinikte karşılaşıyorlarmış. Ata Demirer “Teo, n’aber baba?” diye soruyormuş, “Eeeayii babaa” diye çatallı rock sesiyle cevap veriyormuş. Yazıyla tarif etmekle, okumakla falan olmaz. Eğer kaçırdıysanız, açın Ata Demirer’in taklidiyle izleyin “Poliklinik Teoman”ı...
Törenin en acımasız piştisi
Oyuncu Özge Borak tüller, beyazlar içinde kuğu gibiydi. Fakat o da ne? Törenin sunucularından Tara De Vries de aynı kıyafeti giymemiş mi? Ne bahtsızlık...
Gerçi her ikisi de birbirinin şıklığına iltifat
etti ama baştan aşağı süzmeler falan, o “pişti elektriği” her ikisinden
de hissediliyordu.
Sunucu dayanamadı, en sonunda sigortalar attı: “Neden tercih ettiniz bu elbiseyi?”
Ama ikisinin de kabahati yoktu bu işte.
Tasarımcı Mehmet Korkmaz’ın ayrı törene aynı kıyafetle giden müşterilerini uyarması gerekirdi.
Çekecek lazım mı abla?
Altın Kelebek’e pembe bir elbiseyle katılan Banu Alkan, kırmızı halı merdivenlerinde rahat yürüyemeyince ayakkabılarını çıkarıp eline aldı. Evet, yine. Daha önce de yalın ayak takıldığı olmuştu Altın Kelebek’te. Demek ayakları büyümeye devam ediyor kadının. Yahut da televizyonda Sophia Loren’i falan gördü böyle çıplak ayak, onu havalı bir şey belledi zaar.
Paylaş