Bu nasıl bir kan davası?

Kısaca özetleyelim:
Deniz Akkaya bir magazin programında sunuculuk yapıyordu. Konu dönüp dolaşıp Selin Ciğerci’nin çocuk sahibi olmak istemesine geldi.
Deniz bu konuda bence hayattaki duruşuna da kendi geçmişine de hiç yakışmayan yorumlarda bulundu.
Tekrarlamaya lüzum yok, neresinden tutsanız rencide edici şeyler, aşağılayıcı hitaplar falan...
Olabilir, insan bazen maksadını aşan şeyler telaffuz edebilir.
Önemli olan, hatasını anlayıp telafi etmeye çalışmak.
Fakat bunu yapmadı Deniz.


Tam aksine, her açıklamada dozu artırdı, konuyu bağlamadığı yer, karşı tarafa yapmadığı suçlama kalmadı.
Bu sözler nedeniyle geçen yaz 3 gün zorlama hapsine çarptırıldı.
“Paşalar gibi yattık, çıktık” dedi ama düşünsenize:
Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bir Best Model güzeli...
Şimdi de aynı kişiye “hırsız” dediği için 2 yıl hapsi isteniyor. İnanılır gibi değil. Çünkü aslında ortada fol yok, yumurta yok. Önceden bir husumetleri de olmamış.
Tanıştıklarını bile zannetmiyorum.
Her şey birkaç saçma cümle ve inat uğruna.
Ama iş, hukuk davasından çıkıp kan davasına dönüşmüş durumda.
Mahkemeleşme ilk başladığında, bu iki insanı tanıyan ortak biri yok mu, araya girse, bu saçma sapan işi tatlıya bağlasa demiştim.
Şimdi iş daha da ciddiye bindi, o kişiye her zamankinden çok ihtiyaç var.

Misafir olsa çekilmez

ABD’li iş insanı Elon Musk’ın evi yokmuş, arkadaşlarının boş odalarında kalıyormuş. “Birader otele gitsene” diyeceğim ama dünyanın en zengin adamı da kolay olunmuyor tabii.
Neyse ki arkadaş değiliz.


Akşam gelecek: “Twitter’ı satın aldım...”
Sabah kalkacak: “Bilmem ne coin fırlayacak...”
Misafir olsa çekilmez.

Telefonları kontrol eder olduk

Sosyal medyanın gündeminde hemen her gün birkaç mülteci başlığı...
Kataloğunda Arapça bölüm yer aldı diye boykot edilen markalar...
Kasiyer kızla dalga geçen Pakistanlı...
Türk kızlarını çekip Instagram’da yayınlayan İranlı...
Eli bıçaklı pozlar veren Afgan...
“Sınır dışı edildi” haberleri...
Bunlardan kimisi eski, yeni olmuş gibi servis edilmiş.
Kimisiyse taze.
Ruh halimiz öyle bir noktaya geldi ki sokakta, toplu taşımada falan telefonuyla uğraşan birini gördüğümde hemen pürdikkat kesiliyorum.
Acaba sağı-solu mu çekiyor diye...
Sanki gelenlerin istisnasız hepsi sapıkmış gibi. Elbette değil.
O yüzden bu tür mülteci uyumsuzluklarına karşı herkesten önce üyesi oldukları topluluklar seslerini yükseltmeli.
“Sizin gibiler yüzünden bu kötü olaylar hepimize mâl ediliyor” diyerek önce kendileri dışlamalı, biletlerini kesmeli bu çirkinliklere bulaşanların.

Gonca’nın kızılötesi gözleri

Oyuncu Gonca Vuslateri karşı cinste en dikkat ettiği şeyin ayaklar olduğunu açıkladı.
Olabilir, böyle güzel el takıntılı, güzel diş takıntılı tanıdıklarım var.
Ama şöyle diyor Gonca:
“Eve gelen sucuların bile ayaklarına bakarım.”
Yapma be Gonca...
Sizin Cihangir’de sucular yalın ayak mı servis yapıyor?
Bizim Sütlüce’de hepsi ayakkabılı.

Sen ne güzel bir insansın

Ev ev dolaşarak ihtiyaç sahibi ailelere yardım kolisi dağıtan Josef de Souza... Beşiktaş’ın Brezilyalı orta sahası ile eşi Danielle yardım edecekleri aileleri Kasımpaşa mahalle muhtarı ve taraftar grubu Çarşı’nın yardımıyla belirlemiş.