Paylaş
Ah verin elime de kırayım cadının derisi kara elini / Seni gidi dilleri fitne fücur, kıyametin gelsin...
Bir şehir efsanesi halinde Sezen Aksu’nun bu sözleri sevgilisini elinden alan Yıldız Tilbe için yazdığı söylenir. Gerçek ya da efsane... Ama bu sözler yazılacak adamdı Uzay Heparı.
Kendisini hiç tanımadım.
Anne-babası Eti ve Yayla’dan dinledim Uzay’ı. “Yaşlılığı çok düşünüyorum ben. Yaşlandığım zaman bu heyecanları yine taşıyacak mıyım diyorum. Bu yüzden her şeyi yaşamak istiyorum...” demişti.
Belki de bu yüzdendi heyecanı, telaşı. Çünkü bırakın yaşlılığı, orta yaşını bile göremedi. Hatta ölümünden bir gün önce doğacağını öğrendiği oğlu Kanat’ı da.
Dünyanın bütün yeteneklerini aynı bedende toplamış gibiydi Uzay. Genç yaşına rağmen bir popüler kültür ikonu haline gelmişti. Atıf Yılmaz’ın yönettiği “Gece, Melek ve Bizim Çocuklar” filminde başrol oynamıştı.
Ama asıl kabiliyeti tutkuyla bağlı olduğu müzikti.
Dehası fark edilince çocukluğundan itibaren klasik müzik eğitimi almaya başlamıştı. Daha 19 yaşındayken Zuhal Olcay’ın “Küçük Bir Öykü” albümünde piyano çaldı.
Sezen Aksu’nun ekibine dahil oldu.
Sezen Aksu’nun yanı sıra Aşkın Nur Yengi, Sertab Erener, Levent Yüksel, Demet Sağıroğlu gibi isimlere düzenleme ve besteler yaptı, kliplerinde oynadı: “Serserim Benim”, “Kadınım”...
MTV’de gösterilen ilk Türk klibi “Gemiler”de de o vardı.
Yine aynı “hayat telaşı”: Zeynep Tunuslu’yla bir akşam Etiler Şamdan’da tanıştı. 10 gün sonra nikâh masasındaydılar; nikâhlarını dönemin Şişli Belediye Başkanı Fatma Girik kıydı.
Uzay Heparı, kolej-konservatuar mezunuydu, Fransızca-İngilizce biliyordu, motor kullanıyordu ve fena halde yakışıklıydı.
O korkunç gece...
Bir insan için tanıdığı birinin ölümüne “vesile” olmak ne zor şey olsa gerek. 20 Mayıs 1994; 23.30 suları...
Demet Akbağ, Etiler Küfe Bar’daki programına gidiyordu. Tam Koç Köprüsü’nün üzerinde arabası arızalandı.
Orası bir kör noktaydı.
Arkadan motosikletiyle hızla gelen Uzay Heparı, Demet Akbağ’ın aracına çarptı.
Ne olduğunu anlayamamıştı bile.
Aracından indiğinde yerde bir gencin yattığını gördü. Kim olduğunu tanıyamamıştı. Oradan geçen ilk taksiye bindirdiler.
Demet Akbağ o onda fark etti Uzay Heparı olduğunu
Boynu kırılmıştı. Acıbadem International’a götürdüler.
Hastaneye gidene kadar nefes alıyordu.
11 gün bitkisel hayatta kaldıktan sonra 31 Mayıs’ta hayata gözlerini yumdu.
Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.
O yoğun bakımdayken sanatçı arkadaşlarının toplandığı bir gecede Ercan Saatçi “Ah Yandım” şarkısını yazdı.
Ölümünden sonra Mete Özgencil onun için “Daha” şarkısını yazdı, Sezen Aksu besteledi, Candan Erçetin’in ilk albümünde yer aldı.
1 yıl sonra Sezen Aksu’nun yazdığı “Yas” ve Ege’nin yazdığı “Son Gemi” adlı parçalar yayınlandı.
Eşi Zeynep Tunuslu 1996’da birlikte geçirdikleri zamanları anlattığı “Mavi, Melekler ve Sen” kitabını yazdı.
2008’deyse “Uzay Heparı Sonsuza” albümü çıktı.
İçindeki 15 şarkıdan “İstersen Uzanabilirsin, Gerçekten” parçasını Zeynep Tunuslu yazdı, oğlu Kanat Heparı besteledi.
Paylaş