Paylaş
Dağda hayvanları otlatırken tren yolunun yanında bulduğu bir gazete parçasındaki New York fotoğrafı Zeynel Erdem’in hayatını değiştirmiş. Çocukluktan gençliğe New York’a gitme hayalleriyle geçen yılların sonunda bu amacına ulaşmış. Üstelik orada bir başarı hikâyesine imza atmış. Hikâyeyi kendisinden dinledik.
*Erzincan’ın bir köyünde çobanlık yaparken ABD’ye gidiyorsunuz. Zor olmadı mı, masrafı, vizesi?..
Benim için çok zor bir karardı dağ başından kalkıp New York’a gitmek. Önce Trakya Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Bölümü’nü kazandım. Burada New York’a nasıl gidebileceğim konusunda daha fazla bilgi edindim. Akşamları bir otelde çalışıp New York için dolar biriktiriyordum. Önce pasaportumu çıkardım. Taksim’de bir ajans buldum; dil okulu ayarladılar, vizemi aldım. Arkadaşlardan yardım topladım, uçak bileti param çıktı. Çok az bir miktar da bana kaldı.
* Önce bir restoranda bulaşıkçı olarak çalışmaya başlıyorsunuz, sonra oranın sahibi oluyorsunuz. Nasıl oluyor bu?
5 aydan fazla evsiz ve işsizdim. 2002’de 75 Main’de bulaşıkçı olarak işe başladım. Çok çalıştım. Patronum çok yaşlı biriydi. Bir gün benim için müdüre diyor ki: “Bu çocuğun saat ücretini iki katına çıkarın, bütün işleri o yapıyor.” Birkaç ay daha çalıştım. Sonra Nello diye bir yer açılıyor diye duydum. Barmen olarak işe alındım. Sonra Nello beni müdür yaptı. Nello’da 7 yıldan fazla çalıştım. Üst kattaki mutfakta kutuların üstünde yatıyordum. İşi, müşterileri öğrendim. Yunan ortak beni kovunca tekrar 75 Main’e gittim. Sahibi artık çok yaşlandığını söyleyince de mekânı almaya karar verdim. Paranın bir kısmını ödedim, kalanı borçlandım.
Joe Biden, 75 Main’in müdavimlerinden...
* Güney Hamptons’ta iki restoranınız, iki gece kulübünüz ve bir oteliniz var. Bu mekânlarda Leonardo DiCaprio, Jennifer Lopez, Justin Bieber, Beyonce, Jay Z gibi ünlü isimleri ağırlıyorsunuz.
75 Main çok iyi bir konumda. Leonardo (DiCaprio) sadece yemek için gelmez, oturur birlikte çay-kahve içeriz. Joe Biden (ABD Başkanı) gelir, kahve içeriz. Sonra gider golf oynar. Geri gelir, öğlen yemeği yeriz. Akşam olur, yine gelir. Başka birçok ünlü gelir. Yemek yer, sonra benim kulüplerde eğleniriz. 75 Main’in dışarıdaki masaları sanki bir film sahnesi gibi. Herkes dışarıda oturmak ister.
* Son olarak Discovery+’taki ‘Serving the Hamptons’ (Hamptons’a Servis Yapmak) programıyla TV yıldızı oldunuz...
Program 75 Main’de geçiyor, benim günlük hallerim gösteriliyor. Neler oluyor, restorana kimler geliyor... Evsiz kaldığım o sokaklarda, otobüs duraklarında, Times Meydanı’nda şimdi fotoğrafımı görüyorsunuz. Program Amerika’da gösteriliyor, 5 bölüm. Yakında Türkiye’de de gösterime girecek.
Nusret Gökçe ve Zeynel Erdem
Nusret de ben de Aşkale’deniz
* Başarı hikâyeniz Nusret’le paralellik gösteriyor. Sizce benzeşen ve ayrılan yönleriniz neler?
Nusret de çok başarılı bir arkadaşımız. O da Aşkale’den (Erzurum), ben de... Nusret kendi çabalarıyla bir yerlere geldi, sonra başkalarının yardımıyla büyüdü. Ben kendi başımayım, yatırımcım yok.
Binayı da satın aldım
* Pandemide neler yaşadınız? Buradaki esnaf çok zor zamanlardan geçti...
Pandemide benim işler çok daha arttı. New York’tan herkes Hamptons’a taşındı. İşlerim iki katına çıktı. Pandemi sırasında 75 Main binasını da satın aldım.
Leonardo DiCaprio, mekâna kahve içmek için de uğruyor.
Serviste en iyisiyiz
* Türkiye’deki yeme-içme dünyası dışarıdan nasıl görünüyor?
Ailem orada. Her yıl üç-dört kez gelirim. Türkiye yeme-içme ve serviste çok iyi. Hatta serviste dünyanın en iyisiyiz. Amerika’da bazı kesimler Türkiye’ye çok iyi bakmıyor. Hatta bir arkadaşımla Türkiye’ye gitmeye karar verdik. Uçmadan bir gün önce ikimiz, Rudy Giuliani’yle (eski New York Belediye Başkanı) sohbet ediyorduk. Arkadaşıma Türkiye’ye gitmemesi gerektiğini, güvenli olmadığını söyledi. Geldik, bir hafta kaldık. Dönüşte o arkadaşımız Rudy’yi aradı ve kendisine Türkiye hakkında hiçbir şey bilmediğini söyledi. Foodgod da (Kim Kardashian’ın yakın arkadaşı) önce çok korkuyordu, sonra Türkiye’nin çok büyük destekçisi oldu.
Paylaş