Paylaş
Hamdi Alkan’dan ayrıldıktan sonra bir açılıp pir saçılan Selen Görgüzel şimdi de sahne aldığı bir mekânda seslendirdiği Kayahan şarkısı “Yemin Ettim”le gündemde.
Öyle detone oldu ki insana yeminini bozdurur. Selen’e sahnenin yolları, bize kurşunlar.
Olabilir, demek talibi var, alıcısı mevcut ki kadını çıkarıp söyletiyorlar.
İlk müdahale Işın Karaca’dan geldi. Selen Görgüzel’in zorlama performansına “Ama neden” diye tepki gösterdi Karaca.
Biliyorsunuz, böyle bir misyonu var Işın Karaca’nın. Sektöre kimin girip kimin girmeyeceğine o karar veriyor. Daha önce şarkıcılık denemesi yapacağını açıklayan Merve Boluğur’a da “Bir sen eksiktin” yorumunu yapmıştı.
Işın Karaca’dan bu vizeyi almak da yeterli değil.
Sonra sahnede ne giyip ne giymeyeceğinize de kadar veriyor. Kulis kulis gezip etekler dizaltı mı, saçlar düzgün örülmüş mü, tırnak kontrolü falan yapıyor.
Az çektirmedi Gülşen’e, Simge’ye...
Ama söz konusu bir Kayahan şarkısıysa rol çalmak olmaz. Orada Kayahan’ın kapı gibi kızı Beste Açar var. Daha önce üvey annesi İpek Açar’la dakarşı karşıya gelmişti.
Selen Görgüzel’in “Yemin Ettim” yorumu için “Kulaklarımı kapatma ihtiyacı hissettim. Belki de müzikal olarak duyduklarımın beni rahatsız edişinden. Babamın gözüyle dinlemeye çalıştım, o hiç olmadı zaten. Babam olsaydı herhalde gözyaşlarıyla izlerdi. Herkes şarkı söylememeli. Nasıl herkes araba kullanamıyor, önce ehliyet alıyorsa ve ehliyeti olmayana ceza kesiliyorsa, bu da öyle olmalı. Keşke bunun da cezası olsa” dedi.
Şimdi Işın Karaca dış kapının mandalı burada. Ona söz düşmez. Hem de hiç düşmez. Çünkü Beste Açar, Kayahan’la birebir konuşup, en taze havadisleri getirebiliyor.
Malum, 13 yaşında ilk temasını kurup uzaylılar tarafından kaçırıldığını iddia eden Beste Açar, 8 yıl önce kaybettiğimiz Kayahan’la da iletişim kurabildiğini söylemişti.
Şöyle karşı açıklama yaptı Görgüzel:
“Babasının şarkısını bir tek ben mi okuyorum? Gündeme gelmek için konuşuyor. ‘Keşke herkes şarkı okumasa’ diyor. Ben de ‘keşke herkes konuşmasa’ diyorum...”
Biri öbürüne “Şarkıyı okuma, ölmüş babam istemiyor” diyor, öbürü berikine “Ben söylemeyeceksem o zaman sen de konuşma, keşke herkes konuşmasa” diyor.
Biz de tenis maçı izler gibi bir ona, bir buna dönüyoruz.
Buralar birazdan fena karışacak, ışınla bizi Scotty.
Fazıl Say yine küstü
Fazıl Say, hayatında yeni bir sayfa açmak istediğini, artık susacağını ve fikirlerini yazmayacağını açıkladı.
“Sadece müziğim konuşsun” diyen Say, daha önce polemiğe girdiği Meral Akşener ve Ali Koç’tan da özür diledi.
Kültür-sanat camiasından kavga ettiği insanlar için de “Cevaplarım sertti. Özür değilse bile, keşke hiç cevaplamasaydım” diyor ünlü müzisyen.
Fazıl Say’ın bu kararı almasında seçim sonuçlarının etkili olduğu aşikâr.
“Fikir dünyası bir yere varamıyor” diyor. Belli ki kendi içinde bir kırgınlık yaşamış.
Bütün sanatsal olgunluğuna ve ermişliğine rağmen, biraz genç ruhlu, çabuk kızıp çabuk küsen bir varoluş Fazıl Say.
Toplum, siyaset, futbol gibi konularda fikirleri var ama bunların hepsini kabullenmek, yahut ifade ediliş biçimlerine katılmak mümkün değil.
Yine de sanatçıların çeşitli konulardaki görüşlerini açıklamalarını çok değerli buluyorum.
Riskli olmasına rağmen değerli.
Bu kadar kamplaşmış bir toplumda kendi görüşünden insanlar sanatçıya destek verirken, karşı görüştekilerin küstürülme, kızdırılma ihtimali doğuyor.
Bu da bir sanatçı için her şeyden önce ticari bir risk.
Sizi sevecekler, kendilerinden belleyecekler ki filmlerinize gitsinler, albümlerinizi alsınlar.
Bu yüzden ister bir tarafı, ister diğer tarafı desteklediğini açıklayan bir sanatçı sırf buna cesaret edebildiği için bile alkışı hak ediyor.
Zaten sanatçılar konuşmasında kim konuşsun hayat üzerine?
Aşk, siyaset, para, savaş ya da barış adına kimin söyleyecek daha çok sözü var?
Fazıl Say da şimdi böyle konuşuyor, sonsuza kadar lâl olacağını söylüyor ama dedik ya genç bir ruh Fazıl Say. Duramaz yerinde, tutamaz kendini.
Zaten tutamıyor da.
Geçen aralıkta da sosyal medyaya ara vereceğini duyurmuştu, sonra şubatı zor etti.
Paylaş