Bence herkes haklı

◊ Zeynep Bastık diyor ki: “Hepimiz yaşanan savaştan, yiten canlardan son derece üzgünüz, korkunç görüntülerin etkisindeyiz. Ve fakat bizim de herkes gibi bir mesleğimiz, sürdürmek zorunda olduğumuz bir işimiz var. Bir acıyı paylaşırken beklenen ilk ve tek şey, konserlerin, tiyatro oyunlarının, tüm sanat aktivitelerinin, yani insanların aylarca maddi manevi emekler verdiği işlerinin iptal edilmesi mi olmalı? Kocaman bir sektörüz. Binlerce insanın evine ekmek götürdüğü, ciddiyetle yürütülen, nice zorluklara rağmen varlık göstermeye çalışan sanatçılar ve emekçilerle dolu büyük bir sektörüz. Tıpkı diğer sektördeki insanlar gibi bizim de sorumluluklarımız, ailemiz, sürdürmek zorunda olduğumuz bir yaşantımız var. Bir karar alınacaksa buna saygı duyuyoruz. Zaten gayriresmi şekilde günlerdir yastayız. Sadece neden acıyı paylaşmak demek binlerce insanın işlerinin durdurulması mesleğini icra edememesi demek, bunu anlamak istiyorum, anlayamıyorum.”

TEPKİ GÖSTERENLERE KATILIYORUM ÇÜNKÜ:

3 gün konsere çıkmadığı için kimse ölmez. Kaldı ki konserler iptal edilmiyor, erteleniyor. Milli yas dönemlerinde şarkı söylemek, dans etmek gibi eğlenceler yakışık almaz.

HAKLI BULANLARA DA KATILIYORUM ÇÜNKÜ:

Müzisyenlerden, eğlence yerlerinden böyle bir fedakârlık bekleyip açıklamalara tepki gösterenler, milli yas süresince maaşlarının o kısmı kesilse buna nasıl yaklaşır onu da merak ediyorum bir yandan.
◊ Demet Sağıroğlu diyor ki: Evet, yasımızı tutalım. Ürdün, İran gibi 1 gün değil, 3 gün tutalım. Bütün eğlence mekânlarını kapatıp, konserleri, oyunları, gösterileri iptal edelim.
Ama futbol maçları oynansın mutlaka. Yas; bir tek bu sektörü vuruyor. Sanatçısı, oteli, organizatörü, garsonu, mekân sahipleri için de dua edelim. Onlar için yas tutan yok çünkü. Keşke devlet baba yas kararı alırken kapattığı mekânlar ve iptal ettiği organizasyonlarda, evine ekmek götürmek için hafta sonunu bekleyenler için yardım fonu oluştursa...”

TEPKİ GÖSTERENLERE KATILIYORUM ÇÜNKÜ:

Ürdün ve İran örneklerini ön plana çıkarmak, konuyu bağlamından çıkarıyor. Araplar, İranlılar bile 1 gün yas tutarken biz niçin 3 gün tutuyoruz gibi bir muhasebeye götürüyor işi. Her ülke, hangi konuda, ne kadar yas tutacağına kendi karar verir.

HAKLI BULANLARA DA KATILIYORUM ÇÜNKÜ:

Böyle dönemlerde belki devletin vergi indirimi gibi araçlarla sektörü desteklemesi, varsa kayıpları mümkün olan en aza indirmesi iyi bir fikir olabilir.

◊ Dilan Çıtak Tatlıses diyor ki: “Milli yas sebebiyle etkilenen tek sektör neden müzik sektörü? Evlendirme, temizlik, yemek programları ve bilumum bu tarz programlar hâlâ TV’de... Müzik sektöründeki insanlar için çalışmak sanırım bir lüks olarak algılanıyor. Milli yas ise bu, sen de TV’lerdeki bu konseptte her mecraya yas getireceksin. Sadece sanatçı ve müzik sorumlu bırakılmamalı.”

TEPKİ GÖSTERENLERE KATILIYORUM ÇÜNKÜ:

Yas bir tek müzik sektörünü vurmuyor. Bakın olup bitenlerden dolayı döviz kurları 10 günde nasıl yükseldi. Yaşananlar daha az ya da daha çok, hepimizi vuruyor aslında. Ayrıca her sektörün bazı spesifik dönemlerde kendine has zorlukları, kısıtlamaları vardır. Mesela kış döneminde turizm gelirleri azalıyor diye ağlaşan otelci gördünüz mü hiç?

HAKLI BULANLARA DA KATILIYORUM ÇÜNKÜ:

Bir yas milli ise her alanda eşit şekilde temsil edilmeli. Eğer böyle olmazsa Simge Sağın konserine gidip “Aşkın Olayım” şarkısına eşlik etmek yanlış ama Icardi gol attığında stadyumda tezahürat olarak söylemekte beis yok gibi bir durum ortaya çıkıyor.