Paylaş
Uzay fotoğrafçısı Uygar Mitat, Türk astronot Alper Gezeravcı’nın da içinde bulunduğu Uluslararası Uzay İstasyonu, Ay’ın önünden geçerken videosunu çekti.
Eskişehir’den çekilen görüntü sosyal medyada 7 milyon insana ulaştı. Uzay fotoğrafçısı astronotumuz Türkiye’ye döndüğünde kendisiyle tanışmak istediğini söylüyor.
Sahi nasıl karşılayacağız uzayda giden ilk vatandaşımızı?
Gezeravcı, 14 günlük misyonun ardından 2 Şubat’ta dünyaya dönmüş olacak.
Prosedür nasıl işler, bilmiyorum. Belki sağlık kontrollerinden falan geçmesi gerekebilir. Ama bir aksilik olmazsa 3 Şubat’ta yurda dönebilir Gezeravcı.
Bence güzel bir karşılama hazırlamamız gerek ilk astronotumuza.
Çünkü o bir kahraman.
Bundan yüzyıllar sonra bile Türk uzay tarihi yazıldığında en tepede onun ismi olacak.
Belki Türk hava sahasına girince F16’larımız eşlik edebilir uçağına. Ulaşım kolaylıkları sağlanabilirse havalimanında güzel bir kalabalık hazır bekleyebilir memlekete indiği anda.
Biliyorsunuz, çeşitli ülkeler ülkeler farklı isimler veriyorlar uzaya çıkan insanlarına:
Amerikalılar astronot diyor, Ruslar kozmonot, Fransızlar spasyonot, Çinliler taykonot. Artık biz de bir “uzay milleti” olduğumuza göre astronotlarımıza Türkçe bir isim bulmamız gerekir diye yazmış; Türkonot, göktegezer ya da TDK’nın önerdiği gibi gökmen gibi seçenekleri saymıştım.
Ali Erkin adlı bir okurumuz Atatürk’ün “İstikbal göklerdedir” sözünden yola çıkarak Göktürk sözcüğünü önermiş.
Bence bu da hiç fena değil. Hem bu sayede geçmişteki bir Türk devletinin ismini de yaşatmış, göklere kazımış oluruz.
Shakira örneğini ne yapacağız?
Keremcem’in sevgilisi Sena Seçen “Kendine güvenen kadın kıskanmaz” buyurmuş. Biraz düz mantık, biraz ters mantık var bunda. Tamam, sen yine kendine güven, güven de... Şöhret desen şöhret, yetenek desen hem müzikte hem dansta, para desen para, güzellik desen güzellik... Koskoca Shakira aldatıldı be canım ablam. Özgüveni mi azdı...
AYM’nin soyadı kararı
Anayasa Mahkemesi evlenen kadınların artık tek başına kendi soyadını kullanabileceğine, eşlerinin soyadlarıyla birlikte kullanma zorunluluğu olmadığına hükmetti.
Çok ünlü insanlar için pratikte bazı faydaları olabilir. Mesela Seda Sayan evrak işlerinde sıkıntı yaşadığı gerekçesiyle eşi Çağlar Ökten’in soyadının kaldırılması için mahkemeye başvurmuştu.
Ama bir de bu yeni kararı “feminizmin zaferi” olarak yaşayanlar var.
İşte orada kafam biraz karışık benim. Ha kocanın soyadını da ekletmişsin, ha sadece babanın soyadını kullanmışsın. Sonuçta ikisi de erkekten gelen soyadları.
Feminizmle ilgisi ne ki bunun?
Kişi, eğer isterse annesinin soyadını seçebildiğinde yahut kişi 18’ine gelince soyadına toptan kendi karar verebildiğinde neşeli olmaz mıydı ortalık?
Üç heceli olmasını tercih ederdim tabii.
Ama ben Özbey’imden memnunum, mümkünse böyle kalsın hakim bey...
Maraş’a bir-iki
Kahramanmaraş’a hayatımda tek bir kez, deprem zamanında görev için gittim.
Ve tahmin edersiniz ki mutfağıyla, gastronomisiyle ilgilenecek halimiz vaktimiz yoktu.
Aradan bir sene geçtikten sonra yeni fark ettim ki fırıncılık kültürü, daha doğrusu fırında tepsi yemekleri kültürü çok gelişmiş.
Maraş mutfağının bir şubesi Zeytinburnu’nda, diğeri Etiler’de olan önemli bir temsilcisi var İstanbul’da: Maraşlı kadın girişimci Serap Kral’ın kurduğu Tepsi Et.
Başta karkas et olmak üzere malzemelerin çoğu Maraş’tan geliyor; tıpkı orada olduğu gibi bakır tepsilerde pişiriliyor.
Aman yarabbi, onlar nasıl şeyler! Tepside et çeşitleri, mumbar, eliböğründe, paça çorbası...
İnanılmaz bir içliköfte, şahane bir lahmacun ve yöresel olarak enine kesip hazırladıkları kuzu kaburga.
Böyle çok daha güzel pişiyor. Steak, burger falan gibi dünya mutfağı da var ama sakın yüz vermeyin.
Maraşlı ustaların elinden çıkma, Maraş usulü, Maraş lezzetleri tadın.
Pişman olmayacaksınız.
Bunları tabii bir de Kahramanmaraş’ta denemek farz oldu haliyle.
Ünlülerinin metroyla imtihanı
Oyuncu Hazal Subaşı, hayatı ünlü gibi yaşamadığını açıkladı. Neden?
Çünkü metroya, vapura biniyormuş...
Sizi de çok sıkmadı mı ünlüler dünyasında yaşanan bu “Türk’ün metroyla imtihanı” meselesi. Sanki pazarda sandık taşıyor.
Keanu Reeves de metroya biniyor, hatta ayakta kadın varsa kalkıp yerini de veriyor ama bundan kendine “ermişlik” biçmiyor.
Megaloman olmadığınızı ifade etmek için başka örnekler mi bulsak...
Paylaş