Art Basel stili

Bir aceminin gözünden yeni başlayacaklar için Art Basel; Art Basel’in gözünden Türkler; biraz stil, az biraz çıplaklık, çok az dedikodu ve çok çok az sanat!

Haberin Devamı

Art Basel stili

Basel’in Türk ‘sakin’leri


Murat Ülker özel uçağıyla getirdiği misafirlerine katalogları önceden inceleyecek vakit bulamadığını, ne beğenirse artık Basel’de bakacağını anlatıyor. Bir galeriden diğerine koşturan Vuslat Doğan Sabancı beğendiği tabloyu almak için sıkı bir pazarlığa hazırlanıyor. Bülent ve Oya Eczacıbaşı, kızları ve Mustafa Taviloğlu’yla birlikte sanata Dünya Kupası arası vermiş, fuar salonunun dışarısındaki kafede maç seydediyorlar. Dünyanın her yerinden Art Basel’i tavafa gelen sanatseverlerin ilk durağı Fondation Beyeler’in muhteşem bahçesinde, kafenin garsonu Alexandra’yla sohbet ediyoruz. “Türkler ne kadar eğitimli insanlar... Hepsi ,birden fazla dil biliyor. Bir de çok ama çok sakinler” diyor. Basel’de tanıdığı Türklerden böyle ‘cool’, böyle sakin bir Türkiye imajı edinmiş Alexandra’yı bozmuyorum. O sırada gözüm, karşı masaya takılıyor. Güler ve Sevil Sabancı oturmuş, fuar kataloglarını inceliyorlar. Sakin sakin...

Haberin Devamı

Dünyanın en ilginç ahalisi


İsviçre, Almanya ve Fransa sınırlarının tam kesişimine kurulmuş kasabadan hallice Basel şehri, yılın en hareketli günlerini Art Basel sanat fuarı sırasında yaşıyor. Dünyanın dört bir tarafından sanatçılar, galericiler, koleksiyonerler ve sanatseverler ne otellerde yer, ne havalanında özel uçakların ineceği alan bırakıyor. Evet, moda haftasında Paris’i dolduran sülün gibi kadın ve erkekler yok belki ama Art Basel de kılık kıyafet konusunda dünyanın en ilginç insanlarını bu sakin orta Avrupa şehrine topluyor. Tek fark, söz konusu moda değil de sanat ahalisi olunca, erkek kısmının haremlikten çok daha göz alıcı, çok çok daha çarpıcı olması.
Art Basel’de danışmanının emrettiği ne var ne yoksa toplamaya azmetmiş zengin koleksiyoner portresi çizmek istemiyorsanız, birkaç aykırı fırça, hatta spatula darbesi atmanız gerek dış görünüşünüze. Kıyafetlere bu son rötuşlarda en başarılılar Hintliler ve Uzakdoğulular. “Hazır Art Basel’e gelmişim, dur ben de bu stil kodlarından esinleneyim” derseniz, bol bol fotoğraf çekmeniz gerek. “Beni ne çekiyorsun, eserleri çeksene” bakışlarından yırtmanın yolu da şu: Gözünüze kestirdiğiniz stil ikonunun gittiği yönü kestirip önceden oraya konuşlanıyorsunuz, sanki ortamı çekiyormuş gibi makinenizi hazırlıyorsunuz, hedef kadraja girdiği anda da deklanşöre basıyorsunuz.

Haberin Devamı

Anadan üryan çarpıcılık

Sanat mı dediniz? Eğer benim gibi Art Basel’e yeni başlayanlardansanız oturup Richter’in ‘Ekim’ tablosunu çözmeye çalışmakla boşuna vakit kaybetmeyin. Anladığınızı sandığınız her şeyin ‘Kasım’ ve ‘Aralık’ tablolarında da olduğunu görüp filmi başa sarmak zorunda kalıyorsunuz. Naçizane tavsiyem Matisse, Picasso gibi daha ‘ana akım / bilindik’ sanattan yürümeniz. Şekilleri eğri büğrü de olsa en azından surat ve hayvan figürlerini seçebiliyorsunuz.
Basel Sanat Fuarı devasa bir binanın içinde bölüm bölüm düzenlenmiş. Konferans ve paneller ayrı, galeriler ayrı, dev eserlerin sergilendiği ‘Unlimited/Sınırsız’ bölümü ayrı yerde. 2014’ün en iç gıcıklayıcı bölümü, Damien Hirst’ten Marina Abromoviç’e uzanan bir yelpazede, 14 çağdaş sanatçının performanslarının sergilendiği ‘14 Oda’ bölümüydü. Her sanatçıya eşit büyüklükte bir oda verilmiş, orada kendi performansını yapması istenmiş. 19 Euro karşılığında bu bölümü gezenlere ‘anadan üryan’ bir çarpıcılık da bonus: Mesela Marina Abromoviç kendi odasında duvara bir bisiklet selesi çaktırmış, üzerine de tamamen çıplak bir manken oturtmuştu. Joan Jonas’ın odası daha bir striptiz havasındaydı: Önce giyinik olan model, gözünüzün önünde tamamen çıplak kalana kadar soyunuyor ve sonra bir küçük aynayla vücudunun her yerini evet her yerini, en ince ayrıntısına kadar inceliyor. Sonra yeniden, sonra yeniden... Sabahtan fuarın bittiği saate kadar! Ama bölümün en etkileyici odası fuarın genç sanatçılarından Jordan Wolfson’ın robotunun bulunduğu odaydı. Birebir insan boyutlarındaki bu kadın robot, bir yüz tanımlama yazılımı sayesinde, kendisini randevuyla ve teker teker ziyaret eden izleyicilerle bir ayna üzerinden gözlerinin içine bakarak iletişime geçiyordu.

Yazarın Tüm Yazıları