And the Oscar goes to... Mali müşavir!

Ödül törenleri iyidir. Yapılan işler ve onları ortaya çıkaranlar hatırlanmış, anılmış olur; kendi aralarında kıyaslanıp hangisinin daha iyi olduğu tartışılır, dereceye girenler daha önce dikkatini çekemedikleri insanların da radarına girer.

Ödül törenleri iyidir yani. Kötü olsa bile iyi.

Ama bazen öyle şeyler oluyor ki insan şaşırmadan da edemiyor.

Mesela geçen akşam Göktürk Dergisi tarafından ‘Yılın En’leri Ödül Töreni’ yapıldı. Bu yıl beşincisi verilmiş bu ödüllerin. Sonuçlar, Göktürk bölgesinde yaşayanlar arasında yapılan anketlerle belirlenmiş.

Verilen ödüller arasında Sinan Akçıl’ın aldığı “en iyi söz ve müzik yazarı” ya da Sadettin Saran’ın aldığı “yılın iş insanı” gibi aklı başında kategoriler var ama devamına gelin...

◊ Yılın en çıkış yapan güzellik merkezi:

◊ Yılın en iyi çıkış yapan organik ürün markası: ◊ Yılın bitkisel ürün işletmesi:

◊ Yılın mali müşaviri: ◊ Yılın enerji içeceği markası:

◊ Yılın şifalı taşlar ve biyoenerji uzmanı:

◊ Yılın çıkış yapan şiir kitabı yazarı:

Burada ismi geçen kişi ve kuruluşların hepsinin de saygın, alanında başarılı isimler olduğuna eminim.

Bu tür ödül organizasyonlarında törene katılan ünlüleri ve bu işe destek veren, sponsor olan markaları hoş tutmak, bir vesileyle onların isimlerini de onurlandırmak gerektiğini de anlıyorum.

Ama arkadaş “yılın kadın/erkek şarkıcısı”, “yılın dizi oyuncusu”, “televizyon programı” gibi kategorilerin yanında... “Yılın mali müşaviri” nedir?

Diyelim ki Necmettin Bey çok başarılı bir mali müşavir ve Göktürk halkının anketlere verdiği oylarla seçildi...

Peki “yılın şifalı taş uzmanı” Belgin Dal?

Kim merak etmiş bu kategorinin sonucunu?

Şifalı taşlar mı?

Bakalım seneye neler göreceğiz:

Yılın en iyi kilo vereni, yılın en iyi alt komşusu, en canım ev sahibim... Yılın en iyi... Kulunç ovan arkadaşım...

Hadi canım!

(And the Oscar goes to: Oscar törenlerinde kazanan adayın adını söylemeden önce tekrarlanan “Ve Oscar filancaya gidiyor” anlamındaki meşhur cümle.)

Sen ne yaptın koruma?

Mersin’de Kibariye sahneye çıktı. Ona sarılmak isteyen erkek hayranı, vahşi doğa belgesellerindeki yırtıcı canlılar gibiydi.

Saklandığı yerden ok gibi fırlayıp Kiboş’un üstüne atladı.

Daha doğrusu tam atlayacaktı, koruma görevlisi de hayranı durdurmak için aynı hızda yerinden fırladı.

Kiboş, koruma ve hayran, sahnenin tam ortasında bilardo topları gibi çarpıştı.

Hani bilardoda vurduğunuz top yerinde sabit kalır, onun çarptıkları savrulur ya...

Bu kez aynı şey sahnede oldu.

“Vücut cüsse indeksi” daha yüksek olan güvenlik sahnede sabit kaldı; Kiboş ve hayran savruldu.

Masanın dışına, sahneden aşağı, seyircilerin arasına.

Baygınlık geçiren Kibariye hastaneye kaldırıldı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca müşahede altında tutulduğunu, durumunun iyi olduğunu açıkladı.

Koruma, işini iyi yapıyor anladık. Hayran daha Kibariye’ye ulaşamadan o çoktan ulaşmıştı bile.   

Ama işini bu kadar ciddiye almasa mı?

Hayran n’apacaktı? En fazla sarılacaktı.

Güvenlik, koruyacağım derken kadına daha büyük zarar verdi.

Hilal Yamuk-bilek

Teknede verdiği mayolu pozları paylaşmak isteyen Hilal Altınbilek, photoshop’u abartınca ortaya tuhaf bir görüntü çıktı.

Belini ince göstermeye çalışırken yanlışlıkla kolunu yamultan oyuncuya takipçilerinden “Efekti fazla kaçırmışsın, bileğin bayağı yamulmuş” gibi yorumlar geldi. 

Hayatta her şeyin bir bedeli var işte.

Parmak inceliğinde bel görüntüsününki de “yamuk bilek”...