Paylaş
Pucca’yla laflıyoruz. “Bu mevsimde hiç gelmemiştim Çeşme’ye, ne güzelmiş” diyor.
Henüz diğer masaların çoğu boş. Ama açılış gecesi için o kadar çok rezervasyon var ki garsonlar kimi nereye sığdıracaklarının telaşında.
Saat sekiz gibi ahali hücum etmeye başlıyor, 90’lar Türkçe pop/arabesk çalan Esnaf, yavaş yavaş yazki halini almaya başlıyor. Tek fark, tepesine geçirdiği brandadan kapüşon. İnsanlar yine duvarların/masaların üstünde.Herkes avazı çıktığı kadar şarkı söyleyip dans ediyor.
Sadece Esnaf mı? Bilindik mekânların yarıdan çoğu açık Alaçatı’da. Şöyle bir tur atıp, tekmil alıyorum:
Göz?
- Burada!
Adımemiş, Delimemiş, Kapari Bahçe?
- Burada! Burada! Burada!
Asmayaprağı?
Mis gibi kokular geliyor... Keyifle’den klarnet, Komşu Kahve’den saksofon sesi yayılıyor.
Varsın Zeplin pazartesi-salı kapalı olsun, İki Kapı’nın biracıları erkenden toplanmış bile.
Öteden beri yaz-kış açık mekânlar vardı ama artık açılışlar falan derken Alaçatı ciddi ciddi kışlık eğlence merkezine dönüşüyor. Bu kadar yüksek senelik kiralarla başka alternatifleri de yok zaten.
Ahaliyi soracak olursanız, son doğum 1970’lerde olmuş gibi. Ortalıkta hiç 20-25’lik yok, 30’luklar, 40’lıklar padişahlıklarını ilan
etmiş.
E madem saltanat bizde... Pucca’yla daha sık gelme kararı aldık.
ESKİŞEHİR’E GİTMEK İÇİN 3 NEDEN
- Daha önce bir türlü kısmet olmamıştı, yedi-sekiz arkadaş doluştuk bir minibüse, 4 saat sonra tarihi Odunpazarı mevkiindeyiz. Cam müzesi, Kırım’ın çiğböreği ve nihayet Porsuk turu. Nehir boyu park, plaj, köprü, gondol! Sanki bozkırın
Venedik’i...
- Her yan kafe, restoran, bar... Hepsi geç saatlere kadar açık, içleri cıvıl cıvıl genç dolu. İnsanlar nazik, sokaklar güvenli.
Kadın kadına çıkmış, keyif yapan bir sürü grup gördük. Sanki İç Anadolu’nun İzmir’i...
- Akşam şehrin yenilerinden Zamane’ye gittik. Kocaman. Sağınız akademisyen masası, solunuz dernek buluşması. Servisinize pırıl pırıl hanım garsonlar bakıyor. Bir kadın şarkıcı tatlı tatlı canlı müzik yapıyor, isteyen sohbet ediyor, isteyen eşlik. Ama bağırmadan/böğürmeden. Yahu rakı aynı rakı. Neden burada kimse kimseyi rahatsız etmiyor? Sanki İstanbul’un eski hali...
MODERN MEYHANE
Önünüze gelen mezeleri görmeseniz Zamane’nin meyhane olduğuna kimse inandıramaz sizi.
ŞEHRİN ÇALIŞAN ERKEK ARILARI
Ünlü yatırım bankacılığı firması Stifel’in Paul Westra diye bir analisti var. Bundan birkaç ay önce ortaya çok tartışılan bir tez koydu: “Yeme-içme sektöründeki durgunluk, ekonomik krizin ön habercisidir” diyor en basit haliyle.
Bizde kriz yok tabii. Lokanta Maya, Yeni Lokanta, 115 yıllık Pandeli... Hepsi dolardaki ani düşüşü protesto etmek için kepenk indirdi. Sektörde kimle konuşsanız, mekânını devredecek birini arıyor.
Ama böyle bir ortamda bile fırtınaya karşı kanat açanlar çıkıyor. Cihangir’de Hazine, Taksim’de İstiklal Palas, Asmalımescit’te Clinique, Suadiye’de Laila... Alkışlamak/desteklemek lazım bu cesareti.
Rüzgâra en son kafa tutanlarsa minik kanatlarıyla arılar. Karaköy’de perşembe akşamı açılan yeni gece kulübü Drone’un ilk anlamı ‘çalışan erkek arı’ymış.
500 kişilik. Kabinde 80’ler, 90’lar ve 2000’lerin sevilen yabancı parçalarıyla DJ Can Parlak var. Perşembe-cumartesi, sabah dörde kadar açık.
(0212) 293 00 78.
22.5 TL
Ankara’da bugün ve yarın Ankara Palas’ta yapılacak olan kahve ve blues festivaline giriş ücreti
DERSAADET’TE YAŞIYORSUN, PEKİ BUNLARI BİLİYOR MUSUN?
- Maçka Parkı’nda sabah saatlerinde simsiyah giyinmiş eli kılıçlı iki adamın dolaştığını...
Tai Chi hocası Esat Ataç ile çekirgesi Mehmet Başkak’ın herkesi bu sporu yapmaya davet ettiklerini...
- Zorlu PSM’de Studio adında yeni bir canlı müzik/dinleti/parti/konser alanı açıldığını...
Aralık boyunca Beteko, Tristano, Ed Harcourt gibi elektronik dehalarının partileyeceğini/partileteceğini...
- 35 yıllık Nişantaşılı Park Şamdan’ın Ortaköy’e, Les Ottomans otelinin içine taşındığını...
Şef Hüseyin Gürsoy’un kurbağa bacağı, salyangoz gibi imza tabaklarını orada da devam ettireceğini...
- İstanbul Tasarım Bienali’ni hâlâ göremediyseniz, sadece bugün ve yarınınızın kaldığını...
Bomontiada’daki bölümü ücretsiz, Arkeoloji Müzesi’ndeki kısmı da müze biletiyle gezebileceğinizi...
- Kars’a kar yağmasıyla birlikte kaz mevsiminin başladığını, ilk kazların kar altına verildiğini...
Etiler’deki Galliard’ın bu taze kazlardan getirterek porsiyonu 60 liradan satmaya başladığını...
Paylaş