Ajda’ya bir Ajda şarkısı

Hep birlikte bir mucizeye tanıklık ediyoruz aslında: Hâlâ cıvıl, herdem kıpır, mütemadiyen ışıl ışıl.
Muhteşem bir ses, inanılmaz bir disiplin, eşi az bulunur bir stil ikonu. Yabancı arkadaşlarıma onu tanıtırken gurur duyuyorum. “Türk Madonnası”nın karşısında afalladıklarında mest oluyorum.

Ama bir kusurcuğu var:
Dans edemiyor.
Sanki Allah her şeyi gani gani vermiş de bir nazar boncuğu kondurmuş gibi. Orkestra şarkıyı ondan önce ya da geriden çalsa detone olmuyor ama...
İş elini/kolunu, belini/gerdanını uyumlu hareket ettirmeye geldiğinde...
Her biri ayrı telden çalıyor.
Koskoca Süperstar’ın üzerine...
Çocuksu bir acemilik çöküyor.
Kötü mü? Haşa! Eksiklik mi?
Ne münasebet!
Fakat fazla mükemmelliyetçi olduğundan ve kafayı “Ajda Pekkan” markasını en iyi şekilde taşımakla bozduğundan...
Hiç lüzumu olmadığı halde bundan üzülüyor.
29 Ekim’de Kuruçeşme Açıkhava’da konser verdi.
İki buçuk saat boyunca insanları mest etti. Yine enfes, kırmızı bir kıyafet giymişti.
E şarkılar da malum...
Daha Demet Akalın suya bu derken “giderli şarkı”ların şahını yapmıştı Ajda:
“Sana Neler Edeceğim”, “Yaz Yaz Yaz”, “Bambaşka Biri”... “Arkanı dön ve çık istenmiyorsun artık!”
Düştüğünde, kolun kanadın kırıldığında ayağa kaldıran şarkılar.
İnsan dans etmeden de duramıyor. E Ajda da duramadı. Aksesuvar olarak kullandığı çantasına vura vura o bildik hareketlerini yaptı.
Sosyal medya da tabii bunu diline doladı.
Hatta ünlülerin kılık kıyafetleri, sahneleriyle dalga geçen bir fenomen var: Tansu Dayan.
O hareketlerin taklidini yaptı, yerlere yatarsınız.
Ama Ajda Pekkan da üzülüyor işte...
Artık dans etmeyeceğini açıkladı:
“Uzaylı gibi dansı var diyorlar, gönlümü kırıyorlar” dedi. O “gönlümü kırıyorlar” lafı çok dokundu bana.
Tanısam etsem, gidip başını seveceğim, öpüp koklayacağım, teselli edeceğim. O kadar yani. Tanısam etsem, şöyle fısıldayacağım kulağına:
“Üzüldüğün şeye bak... Sen tek bir şarkınla yıllardır milyonlarca gönlü kırığın ayağa kalkmasını sağlamış kadınsın. Bundan mı gönlün kırılacak? Böyle durumlarda insana en iyi ne gelir biliyor musun? Bir Ajda şarkısı dinlemek. Hadi gel, açalım bir tane de keyfimiz, enerjimiz yerine gelsin: “Başım yukarda meydan okuyorum hayata ve sana...”

İki evrende tek parti

Influencer Deniz Saatçioğlu, Teşvikiye’deki Bono’da 50’nci yaş gününü kutladı pazartesi. Bu partinin özelliği, aynı anda hem gerçek hayatta hem de Metaverse’de yapılmasıydı.
Davetliler kendilerine özel hazırlanan avatar ve kostümleriyle eğlendi.
Bu, burada kalmaz size söyleyeyim. Bundan sonra gelsin meta-kınalar, gitsin meta-diş buğdayları...

Beşik kertmesi diye buna derim

Umut Onat ve Gülçin Boy, 22 yıl önce Aydın’da, aynı gün, aynı hastanede doğdular.
Doğuma giren doktor bile aynıydı.
Aynı liseye gidip, aynı üniversiteyi kazandılar.
Tesadüfe bakın, birbirlerine âşık oldular. Böyle olunca da 22 yıl önce kordon bağlarını kesen doktora, bu kez nişan kurdelelerini kestirdiler.
Ben beşik kertmesi diye buna derim!
Hayat bazen ne garip değil mi? Milyarlarca olasılık var ve bunların arasından en olmazı gerçekleşiyor.