Ajda’nın tavana yansıtmalı saati

Simsiyah perdeli odada uyur, saat kullanmaz ve zamanı bilmek istemezmiş. Ama yakın çevresinden duyduğuma göre konseri olduğu zaman tavana yansıtma yapan bir saati var.

Haberin Devamı

Bülent Ersoy’u duymuştuk... O taşlı, Swarovski’li makyajları bazen altı buçuk saat sürüyormuş.
Makyaj bozulmasın diye de gece yatakta, sağa sola hiç dönmeden mumya gibi uyurmuş.
Ama daha tuhafını geçen hafta duydum: Biliyorsunuz, Ajda Pekkan da zamansız, Kleopatra gibi bir kadın...
Süt banyosu var mı bilmiyorum ama simsiyah perdeli odada uyur, saat kullanmaz ve zamanı bilmek istemezmiş.
Samsun Demir’le yaptığı yeni 20 yıllık sözleşme de bunun göstergesi değil mi?
Kim bilir, biz görür müyüz ki o günleri...
Ajda Pekkan için bunun tek bir istisnası varmış: Konserler!
Yakın çevresinden duyduğuma göre konseri olduğu zaman tavana yansıtma yapan bir saati varmış.
Düşünsenize odanın tavanında yazıyor: Konsere 14 saat, 22 dakika, 30 saniye kaldı. 29... 28... 27...
Acaba Madonna, Lady Gaga da böyle şeyler yapıyor mudur?
Star olmak zor iş vesselam. Ama daha zoru, böyle bir stara aşık/eş olmak galiba.

Haberin Devamı

Kendi yiyeceklerimizi kendimiz mi yetiştirsek?

Büyük şehirlerde ucuz sebze-meyveye ulaşabilmemiz için tanzim satış yerleri kuruldu.
Büyük şehirlerde çünkü üretildiği yerde zaten bu kadar pahalı değil.
Acaba kesin çözüm kendi üretimimizi yapmak olabilir mi?
Recolte’m adında bir oluşum var.
İstanbul’a yakın yerlerde araziler tutmuşlar, insanlara kiralayıp tarım yapmalarını sağlıyorlar.
Üretim sürecinde danışmanlık veriyorlar. Üzüm yetiştiren de mevcut, zeytin yetiştiren de: Ayşe’nin Zeytinliği, Fatma’nın bağı...
Sonra kendi zeytinyağınızı üretmek isterseniz, ona da yardım ediyorlar.
Keşke bunun hayvancılık versiyonu da olsa.
Ben de hep Pekin ördeği yetiştirmeyi hayal ederim mesela.
Yoksa kaz daha mı iyi acaba?
Aslında arıcılık da fena fikir değil bak.
Mis gibi: Sen otur; arılar balı toplasın... Aranızda arıdan korkmayan ortak adayı var mı?

Bergüzar Korel’in hayatını değiştiren olay

O gün öyle demeseydim kim bilir ne olurdu?
Şu gün şunu yapmasaydım acaba hayatım nasıl değişirdi?
O uçağı kaçırmasam karımla/kocamla hiç tanışabilir miydim?
Gündelik hayatta aldığımız küçücük kararlar, mesela o sabah köpeği gezdirmeye çıkarmak ya da çıkarmamak...
Ömrümüzün geri kalanını nasıl etkiliyor? Bergüzar Korel ile Engin Akyürek’in bu hafta vizyona giren filmi “Bir Aşk İki Hayat” filmi, işte bu konu üzerine kurulu.
Küçük bir tercihin ardından oluşan iki ayrı hayat akışını eşzamanlı olarak anlatıyor. Peki filmin başrol oyuncuları bu konuda ne düşünüyor?
Bergüzar Korel ile Engin Akyürek’in hayatında da kendilerini tamamen değiştiren böyle ayrıntılar var mı?
Merak ediyorsanız, Hakan Gence’nin pazar röportajını kaçırmayın.

Yazarın Tüm Yazıları