Paylaş
Benim için yurtdışına çıkmak milli maç gibi. Elimde değil, gittiğim her yeri Türkiye’yle kıyaslıyorum, güzel şeylerle karşılaştığımda kıskanıyorum.
Parkları, köprüleri, heykelleri, müzeleri Türkiye’ye ışınlamak istiyorum, İstanbul’da nereye yerleştiririm diye hayal ediyorum.
Geçen hafta Katar’daydım. Binalar, altyapı dışında başka kıskandığım şeyler de oldu. Mesela başkent Doha’nın her ama her köşesinin temizliği.
“Bütün bu saydıkların parayla hallolan şeyler” diyebilirsiniz. Ama parayla sağlanamayacak bir şey daha vardı:
Kadınların hiçbir surette rahatsız edilmemesi.
Kadınlı-erkekli bir grup olarak sadece müzeleri, restoranları, kültür sanat alanlarını gezmedik.
Mesela merkezdeki Vakıf Çarşısı’nı da ziyaret ettik. Bizdeki Eminönü-Mısır Çarşısı-Tahtakale’ye tekabül ediyor.
Türkiye’de insanların yıpratıcı bakışlarından yanınızdaki kadınlar adına siz rahatsız olursunuz. İstanbul’un birçok yerinde yaşamışımdır bunu.
Yahu Katar’da böyle bir şey görmedik!
İki kadın arkadaşımız, üstelik de akşamın ilerlemiş bir saatinde, ekipten ayrılıp yalnız başlarına alışverişe gitti.
İşte hurmaydı, hediyelikti vs.
Yaklaşık iki saat boyunca dükkân dükkân gezmiş, girip çıkmadık yer bırakmamışlar. Restorana döndüklerinde onlar da aynı şeyi söyledi:
“Tek bir Allah’ın kulu dönüp de bize bakmadı.” Turist oldukları da her hallerinden belli.
Türkiye’de olsa satın aldıklarının yanında 50 çeşit tacizle dönerlerdi yanlarında.
Bakın Avrupa, Amerika değil; kadınların çarşafla, erkeklerin entariyle dolaştığı, muhafazakâr bir Arap toplumundan bahsediyoruz.
Aklım hayalim almıyor; onlar bu iklimi sağlayabiliyor da biz neden bir türlü beceremiyoruz?
O sırada Türkiye
“Çocuklar Duymasın”da meşhur olmuş bir “sanatçımız”. Fıs Fıs İsmail olarak tanınan Süleyman Yağcı.
Herhangi biri değil, tiyatrocu. İşi gereği en medeni ortamlarda bulunmuş biri.
Katıldığı “Pembe Pijama” adlı programda kadınların tayt giymemesi gerektiğini savundu, sunucuyla tartıştı.
Şöyle diyor: “Öyle erkekler var ki 40-50 yaşına gelmiş, bir kadın eli tutmamış. Sokağa, kafeye gidiyor, cilveli kadınlar. Adamlar sapıtıyor. Giyimini biraz doğru yapacaksın...”
Tayt görünce sapıtıyor... Etek görünce sapıtıyor... Pantolon görünce zaten öteden beri sapıtıyor...
E bunun sonu yok ki. Aynur Aydın’ın dediği gibi: “Damacanaya tecavüz eden insanlar var.
Ona ne diyeceksin? Transparan mıydı bidon?” Fıs Fıs’a sorsak, “O saatte ne işi vardı bidonun orada” diyecek.
Bizdeki başka bir açlık, başka bir saldırganlık.
Ve kendini her koşulda haklı gören bir saldırganlık. Arkadaş, madem sapıtmaya bu kadar müsaitsiniz...
Acaba sapıtmamayı öğrenene kadar siz mi sokağa çıkmasanız?
Birkaç ay Katar’a staja falan mı gitseniz?
Sebep hijyenik mi?
Demet Akalın, “İbo Show’a katılacak mısınız?” diye soran bir takipçisine “Never/Asla” diye yanıt verdi.
Neden olabilir diye düşündüm. Geçmişte temizlik üzerinden yaşadıkları iki polemikten başka bir şey gelmedi aklıma.
Birincisi, yıllar önce Tatlıses’in özel jetini kiralayan Akalın’ın kabinden yaptığı yayında “Boş zamanım olsa şuraları silerdim, leş gibi” demesiydi. Bunun üzerine ikili arasında tazminatlaşmaya varacak bir sürtüşme çıkmıştı.
İkincisiyse önceki yıl programları için ayrı stüdyoyu kullandıkları sırada Tatlıses’in konuklarından birinin Akalın’ın kişisel tuvaletini kirletmesiydi.
Bu “never”ın arkasında başka ne olabilir ki?
Sen ne güzel bir insansın
Sincan’daki bir özel okulda öğrencisinin saygısız davranışı sonucu soruşturma geçiren ama çocuğu affettiğini açıklayan İngilizce hocası Eyüp Sağlık...
35 yıllık eğitimci, “Herkesin geçmişte hataları var. Bir hata ile bir Türk evladı kaybedilemez” diyor.
Çocuklardan biri öğretmene tuhaf hareketler yapmış, bir diğeri kameraya çekmiş, öğretmen de çocuğu sakince yerine oturtmuş. Ertesi gün de veliler özür dilemeye gelmiş.
Öğretmenin bu davranışını özel okulda çalışmasına bağlayanlar var. “Mecburen yapacak” diyorlar.
Yahu biz de özel okulda okuduk, böyle bir şey yapsak var ya...
Tebrikler Eyüp Sağlık. Allah size Mahmut Hoca sabrı ve olgunluğu vermiş.
Paylaş