Savaş Özbey

Bir geceliğine kim olmak isterdiniz? Ajda Aksu...

18 Ocak 2021
Cenk Eren önce sahne, sonra albüm şarkıcısı. En son Tanju Okan, Ferdi Özbeğen ve Selda Bağcan şarkılarından yaptığı albüm üçlemesini çıkardı. Ama o, sahnede olmayı tercih ediyor. Sahnenin önü kadar arkasında da söz sahibi, gece hayatında yıllarca popüler mekânlar işletti. Evcimen biri. Uykuyla ve omuzlarla biraz tuhaf bir ilişkisi var.

Uzun yıllar sahne sanatçılığından sonra albümler yaptınız. Sahne sanatçılığı mı, albüm sanatçılığı mı?

- Sahne... Orada aldığın enerji bir başka.

Bir geceliğine, sahne tatminini en zirvede yaşayan bu isimlerden hangisi olmak isterdiniz: Ajda mı, Sezen mi?- Ajda Aksu...

Hayatınızdaki iki önemli insandan hangisini kızdırmak daha eğlencelidir: Nükhet Duru mu, Murathan Mungan mı?

- Her ikisini de kızdırmak istemem. Hele Murathan’ı. Zaten yıllardır görmüyorum. Kızgın herhalde bana.

Popüler gece hayatı markaları yarattınız. My Pavyon mu, Piyasa mı?

- İlk My Payvon olduğu için orası. Çok eğlenceliydi. My Piyasa’da o kadar eğlenmiyordum, daha çok geriliyordum.

Yazının Devamını Oku

Vegan ve kasap kelimeleri aynı cümlede nasıl kullanılır?

17 Ocak 2021
Türkiye’nin ilk vegan kasabı Limonita, Kadıköy Moda’da açıldı. Şehrin farklı yakalarındayız ama karşıya geçtiğimde ilk işlerimden biri buraya gidip alışveriş etmek olacak. Çok kızacaklar biliyorum ama bu felsefede veganları anlamadığım birkaç nokta var.

Vegan mıyım? Yoo... Tam aksine, et yemeyince doymadığına inananlardanım.

Hatta öyle “etoburum” ki et yerken dişlerimin arasından ballı bir sıvının aktığını hissediyorum.

“Dünyada hiç sebze kalmadı” deseler, belki biraz patates için üzülürüm, biraz havuç için.

Ha bir de karalahana.

Geri kalan sebzeler benim için yeşillikten ibaret. Hatta üstüne “Lütfen çimleri yemeyiniz” tabelası asılmalı.

Ama et yemenin gezegenin su kaynaklarına, atmosferine yük olduğunu biliyorum.

Haliyle yaşam tarzımın, beslenme biçiminin dünyaya daha az zarar verecek

Yazının Devamını Oku

“Giderli pop”a iki sıkı söz yazarı

15 Ocak 2021
Reddedilmiş/tercih edilmemiş iki kadının, can yanmasından dökülen sözleri, ciğerden gelen kelimeleri bunlar... Gerçek hayatın kristalleştirdiği cevherler... İki erkek için arka arkaya sarf edildi. Giderli şarkı sözü arıyorsa Demet Akalın bu mecralara göz atabilir.

İkisi de hedefe kilitli, yüksek isabetli füze gibi.

İkisi de isimsiz ama adrese teslim.

İkisi de bir erkeğe.

İkisi de canının yandığını saklamıyor.

Hatta giderli sözlerinde bunu ilan ediyor. İkisi de yerin dibine sokma amaçlı.

Alenen.

Reddedilmiş/tercih edilmemiş iki kadının...

Can yanmasından dökülen gerçek sözleri, ciğerden gelen kelimeleri bunlar.

Yazının Devamını Oku

Nerede toplanıyorsanız beni de çağırın

13 Ocak 2021
WhatsApp’a kızdık, bize “ikinci sınıf dünya vatandaşı” muamelesi yapıyor diye silmeye başladık.

80 milyonluk ülkede sayıların milyonları bulduğu söyleniyor.

Bence asıl çoğunluk, benim gibi teknolojiden zerre anlamayan “başı kesik tavuklar”...

E tamam, madem öyle Telegram’a, Signal’e ya da Bip’e geçelim diyoruz...

Bu sefer de diyorlar ki “Telefon rehberi gibi kişiye özel bilgileri onlar da istiyor.”

Haydaa, dönüyoruz başa.
Zaten ben her şeyin “beleş”inden korkarım.

Kimsenin kimseye çıkarı olmadan bedava hizmet sunacağına inanmıyorum.

Yazının Devamını Oku

Hazal Kaya’nın süt anneliği

12 Ocak 2021
Bizim ailenin yaşlıları anlatırdı: Filanca, falancanın süt annesi...

Köyde kadınlar tarlaya, ormana, yaylaya gittiklerinde çocuklarını başka kadınlara emanet edermiş, onlar da çocuklara “gerçek annesi gibi” emzirmek dahil her türlü bakımı yaparlarmış.

Süt emen çocuklar da büyüdüklerinde o kadına “anne yarısı” muamelesi yaparlarmış.

Enis Arıkan, Hazal Kaya’nın da sette hasta bir çocuk için süt anneliği yaptığını açıkladı.

Hatta hasta çocuk zaman içinde iyileşmiş.

Hazal Kaya da mutluluktan gözyaşlarına boğulmuş.

Süt anneliği lafını İzmir depremine kadar epeydir duymamıştım.

Çocukluğumun “hayal meyal kavramlar”ı arasında kalmıştı.

İzmirli bir kadın, depremde kendi çocuğu için yeterince sütünün olduğunu, annesiz kalan bebekler ya da korkudan sütü kesilen anneler için süt yollayabileceğini duyurmuştu sosyal medyadan.

Yazının Devamını Oku

Sosyal medyada kendimi tutamıyorum

11 Ocak 2021
Oyuncu, sunucu ve eski manken. Pınar Altuğ, mankenliğe lisede başladı, 20 yaşına geldiğindeyse artık “Miss Turkey” olmuştu. Çeşitli dizelerde oynadı, programlar yaptı ama kariyerine damgasına vuran “Çocuklar Duymasın” adlı uzun soluklu sitcom oldu. Çok “ama” bir kadın: Bodrum seviyor ama denizden, deniz seviyor ama kumsuz, sosyal medya seviyor ama kendini tutamıyor... Çok beğenilen ayakları içinse “Fetişistler hep vardı, şimdi kendilerini daha özgür hissediyorlar” diyor.


 ◊ Başak burcu olarak hangi özelliğiniz daha yorucu: Detaycılık mı kıskançlık mı?

- Eskiden gerçekten yorucu boyutta detaycı ve programlıydım ama kendimi eğittim. Kıskançlık kısmına gelince... Sevdiklerim beni sevsin isterim yoksa klasik kıskançlardan hiç değilim.

◊ İstanbul’un... Anadolu yakası mı Avrupa yakası mı?

- Avrupa. Çünkü orada doğdum, büyüdüm. Ama Caddebostan Sahili’nin yeri, kalbimde hep bambaşka.

◊ Deniz-kum-güneş mi orman-ağaç-temiz hava mı?

- Deniz benim için vazgeçilmez. Ama kum olmasın lütfen ya...

◊ Peki, Bodrum mu Çeşme mi?

Yazının Devamını Oku

Trabzon’da, 26 yaşında...

10 Ocak 2021
Bilimkurgu filmi sanki. Kim, gerçekte kimdir, belli değil. Alt karakterlerinden biriyle yorumlaşıyor, emojileşiyor bile olabilirsiniz. Herkesin alternatif kişilikleri var. O popçu kimmiş derseniz, bildiniz: İrem Derici.

“Çok sahte hesabım var. Birinde Trabzon’da yaşayan 26 yaşında bir kızım. Kedim de var, adı Fısfıs. Muhabbet ediyorum takipçilerimle.”
Sosyal medya keşfedilmemişken, bu insanlar “çoklu kişilik parçalanması”na benzer afili isimli hastalıklarla anılırdı.
Bugün ülkenin en medyatik pop starlarından biri tarafından demeç olarak çok rahat verilebiliyor.
Bilimkurgu filmi sanki. Sosyal medyada herkesin alternatif kişilikleri var.
Senin kaç?
- Benim dört abi, ancak idare edebiliyorum. Sonra kendi kendimi layklıyorum falan, rezil oluyorum...
Daha geçen hafta, çok uzun zamandır tanıdığım bir arkadaşım da benzer bir şeyden bahsetti.

Yazının Devamını Oku

Sosyal medyadan kendisi çıksa daha iyi

8 Ocak 2021
Murat Dalkılıç delirip, geçen hafta eski sevgilisi Hande Erçel’i, bu hafta da aralarında Acun Ilıcalı gibi çok önemli ismin bulunduğu dostlarını takipten çıkardı, köprüleri attı. Canı yanan bir ergen gibi. Neden bir süre bir yerlerde ruhunu ve markasını dinlendirmiyor?

Murat Dalkılıç’ın kendi kendine ettiğini dışarıdan gözlemleyip üzülmemek zor.

Canı yanan bir ergen gibi davranıyor. Delirip delirip yaptığı şeyler “cool” havasına şuna buna değil, artık doğrudan sosyal çevresine, kişisel ilişkilerine, önemli dostluklarına zarar veriyor.

En son yılbaşı programına eski sevgisi Hande Erçel ile Kerem Bürsin’i çıkardı diye Acun Ilıcalı’yla köprüleri attı, sosyal medyada takibi bıraktı. O ve başka birçok insanı.

Bir nevi erken girilmiş 40 yaş bunalımı yaşıyor gibi. Yeteneklerinizin ve fiziki kuvvetinizin zirvesinin artık geride kaldığını hissedersiniz.

Üstelik ömrünüzün önemli bir kısmı da geçmiştir...

Bir erkek gücünü kaybedince, kadınların saygısını yitirir” gibi açıklamalar yapmaya başladı. Bu söylediklerinden 37 yaşındaki Dalkılıç’ın aslında hangi kafada olduğunu anlıyoruz biraz...

Gücünü kaybetmiş...

Yazının Devamını Oku