90’larda albüm yapmak askerlik gibi mecburi hizmetti

Cem Özer, tiyatro, sinema ve dizi oyunculuğunun yanında “Laf Lafı Açıyor” programıyla Türkiye’nin ilk talk show’cusu. Sinema ve tiyatronun yanı sıra veliahtları Beyazıt Öztürk ile Okan Bayülgen’i, yaptığı beş evliliği ve “Çılgın Zamanlar” adlı yeni oyununu konuştuk.

Haberin Devamı

◊ Oyununuz “Çılgın Zamanlar” prömiyer yaptı. Sizce sizi ilk görecek bir eleştirmen... Sahnede mi izlemeli, sinemada mı?

- Öncelikle sahnede. Çünkü eşim orada devleştiğimi söylüyor. Bir de orası gerçekten er meydanı. Seyirciyle aramızda başka hiçbir illüzyon yok. Saf oyunculuk istiyor. Ama sinemada da fena değilimdir. (Gülüyor) Farklı bir disiplini olmasına rağmen orada da iyi oyunculuk önemli.

◊ Sinema vitrininizde hangisini öne koyarsınız: “Berlin in Berlin” mi, “Neredesin Firuze” mi?

- Meyve severim. “Mandalina mı, portakal mı?” dersen her ikisi de fark etmez. Yeter ki meyve olsun.

90’larda albüm yapmak  askerlik gibi  mecburi hizmetti

◊ “Laf Lafı Açıyor” ile bugün bilinen anlamda talk show’u başlatan kişisiniz. Sizce veliahdınız kim oldu: Beyazıt Öztürk mü, Okan Bayülgen mi?

Haberin Devamı

- Ben “imparator” olmadığım için veliahdım da olmadı. Anlayan anlar. (Gülüyor)

◊ “Acemi Şarkılar” adında siz de bir albüm çıkardınız. 90’larda ne yaşadık biz: Pop rönesansı mı, tüp patlaması mı?

- O zamanlar albüm yapmak askerlik gibi mecburi hizmetti neredeyse, o yüzden ben de yaptım. Ama tabii eleği birkaç kere sallayınca üstünde pek çok değerli taş kaldı.

◊ “Kadri’nin Götürdüğü Yere Git” filminde yapımcılık da yaptınız. Bir film, yapımcı için mi daha büyük risktir, oyuncu için mi?

- Yapımcı için daha büyük risk. Oyuncu sadece kendinden ve karakterinden sorumlu. Yapımcıysa mekândan sette içilen çaya kadar her şeyden sorumlu. Bütün taşları doğru seçip, doğru yerleştirmek zorunda.

90’larda albüm yapmak  askerlik gibi  mecburi hizmetti

BENİM GÖNLÜM DAHA DA YAZMAZ

◊ Sebla Pekcan, Selin Dilmen, Esin Maraşlıoğlu, Nurgül Yeşilçay, en son Pınar Dura... Beş evlilik yaptınız. Tamam mı, Gönül Yazar mı?

- Benim gönlüm daha da yazmaz. Noktayı koydum! (Gülüyor)

◊ “Medya maymunu” lafını Türkçeye kazandıran isimsiniz. Ünlü birine miydi o laf, ortaya mı konuştunuz?

Haberin Devamı

- Bir röportajın sonunda sıra fotoğraf çekmeye gelince “Cem Bey bir de şöyle yapın, bir de böyle yapın” diye abuk sabuk şeyler talep ettiler.

Ben de “Kardeşim ben maymun değilim, siz alışmışsınız medya maymunlarıyla röportaj yapmaya, bu kadar yeter!” dedim. Çünkü o dönem medyada daha fazla yer almak için magazincilerin abuk sabuk taleplerini yerine getirenler vardı...

HAYAT BİLGİSİ

Hayatım sanat filmi olmazdı

◊ Para saadet getirir mi, getirmez mi?

- Bu tamamen nasıl kullandığın, neye harcadığınla ilgili bir şey...

◊ Bir şeyi gece planlamak mı, sabah planlamak mı?

- İstihareye yatmak.

◊ Mantık mı, içgüdü mü?

- Mantık. İçgüdü aslında zihnimizin verileri bir mantığa oturtup işlemesidir. Bunu farkında olmadan yapıyor olmamıza içgüdü denir.

Haberin Devamı

◊ Hatır için çiğ tavuk... Yenir mi, yenmez mi?

- Çok yedim. Hatır hutur oluyor, artık midem kaldırmıyor.

◊ Hayatınız bir film olsa macera mı olurdu, romantik komedi mi?

- Kara komedi türünde bir film... Ama kesinlikle sanat filmi olmazdı.

◊ 5 Ekim, Terazi erkeği... Nesinden daha çok çektiniz: Kararsızlığından mı, kinciliğinden mi?

- Vallahi kinciliği olup olmadığı konusunda hâlâ kararsızım.

◊ Zorla güzellik olur mu, olmaz mı?

- Estetik doktoruna bağlı. (Gülüyor)

◊ Zaman makinesi icat ettiniz, nereye giderdiniz: Geçmişe mi, geleceğe mi?

- Aynı filmi iki kere seyretmek mi? Yoksa yeni bir film izlemek mi?

◊ Bir yemek olsanız: Tatlı mı, tuzlu mu?

- Sen hiç tereyağlı ekmeğin üstüne zeytin dizip, üstüne toz şeker döktün mü? Dene bak... Çok lezzetli oluyor. İşte ben o ekmek olurdum.

Haberin Devamı

◊ 25 yaşınıza dönmek mi, Çırağan Sarayı mı?

- 30’lar olmaz mı?

POPÜLER ŞEYLER

Karım Brigitte Bardot’ya benziyor

90’larda albüm yapmak  askerlik gibi  mecburi hizmetti

◊ Katıldığınız bir söyleşide seyircilere “Sorusu olan var mı?” diye sorduğunuzda o dönem henüz ünlü olmayan Cem Yılmaz “Saat kaç?” diye sormuş, siz de “Sana kaç lazım?” diye karşı kapak yapmışsınız... Şehir efsanesi mi, doğru mu?

- Doğru bu. Cem ilk zamanlar gösterisinde bunu anlatıyordu. Sonra da kaldırdı.

◊ Hande Yenerlerin, Yıldız Tilbelerin, Kenan Doğuluların yer aldığı müzik grubu kurdunuz. Özgeçmişlerinde adınızın hiç geçmiyor olması... Kasıtlı mı, vefasızlık mı?

- Bilinmesi için adımın geçmesi gerekmiyor, ayrıca bilen biliyor. Bak mesela sen biliyorsun...

Haberin Devamı

◊ Zeki Alasya mı, Metin Akpınar mı?

- Zeki Abi’yi tanırdım. Hayatıma dokunmuşluğu var. Metin Abi’yi de tanırım ama teğet geçti. Bir de oyunculuğumda çok emeği olan Ahmet Gülhan var. Hatırlatırım, Devekuşu Kabare üç kişiyle kurulmuştu...

◊ Şairlerden Orhan Veli mi, Nâzım Hikmet mi?

- Nâzım Hikmet gibi düşünüp, Orhan Veli gibi yaşadım diyelim buna.

◊ Hangisiyle komşu olmak isterdiniz: Marilyn Monroe mu, Brigitte Bardot mu?

- Marilyn Monroe öldü. Brigitte Bardot yaşıyor. Üstelik karım da onun gençliğine çok benziyor.

90’larda albüm yapmak  askerlik gibi  mecburi hizmetti

◊ Hangisi daha çok çekti: Külkedisi mi, Pamuk Prenses mi?

- İkisi de çok mutlu oldu finalde, asıl üvey anne çok çekti... (Gülüyor)

◊ Eski bir hatıranın yâdına hangisi daha güzel eşlik eder: Sezen mi, Ajda mı?

- Sezen Aksu’nun “Küçüğüm” şarkısını Ajda Pekkan’ın söylemesi.

◊ Arabeskten: Müslüm Baba mı, İbrahim Tatlıses mi?

- (Gülüyor) Yaşasın demokrasi, kahrolsun monarşi! (İbrahim Tatlıses’in İmparator lakabına göndeme yapıyor.)

KÜÇÜK KEYİFLER

Odacıyım ben, ne isterlerse onu getiririm

◊ Deniz-kum-güneş mi, orman-ağaç-temiz hava mı?

- Deniz-kum-güneş. Şöyle güzel ağaçlı bir koyda şahane olur.

◊ Gün doğumu mu, gün batımı mı?

- Gün batımı. Bodrum Turgutreis’te çok güzel batar.

◊ Bodrum-Gümüşlük mü, Çeşme-Alaçatı mı?

- Karımla bunu tartışıyoruz ama bir sonuç elde edemedik. Galiba Marmaris-İçmeler olacak cevap.

◊ Tren yolculuğu mu, gemi yolculuğu mu?

- Deniz ve mehtap. Raylar ve mehtap diye bir şarkı yok.

◊ Tavla mı, satranç mı?

- Tavla ya... Hayat kısa, kuşlar uçuyor falan...

◊ Twitter mı, Instagram mı?

- Şöyle söyleyeyim, Twitter’ımı yıllar önce kapattım.

◊ Kedi mi, köpek mi?

- Köpek. Ama kediye de fit olabilirim aslında.

◊ İmkân olsa hangisini seçerdiniz: Tüm müzik aletlerini çalabilmek mi, bütün sporları yapabilmek mi?

- Kayak yaparken gitar çalabilmek. (Gülüyor)

◊ Hangi üçlü sizinki: Rakı-balık-Ayvalık mı, kebap-şalgam-Adana mı?

- Alkol sevmem. Kebap-ayran-Adana. Balık-kola da olur.

◊ Çerkez baba, Ermeni anne... Çerkeztavuğu mu, topik mi?

- Kuru fasulye pilav!

◊ Biraz yoldan çıkmak istediniz: Mantı mı, iskender mi?

- Çıktığımız yol Bursa’daysa iskender, Kayseri’deyse mantı. 

◊ Çaycı mısınız, kahveci mi?

- Odacıyım ben, ne isterlerse onu getiririm.

◊ Bebek’in daha day day yaptığı zamanlarda Bebekliydiniz, şimdi Caddebostanlı oldunuz. İstanbul’un Asya yakası mı, Avrupa yakası mı?

- Avrupa yakası daha Asya oldu. Asya yakası da daha Avrupa...

GÜNDELİK HALLER

Gevezeye hiç tahammül edemem

◊ Evdeki halinizi hangi üçlü daha iyi tanımlar: Telefon-YouTube-sosyal medya mı, pijama-terlik-televizyon mu?

- Pijama-terlik-televizyon. Reklam aralarında da telefon, sosyal medya.

◊ Ayaklarınıza kara sular inmiş: İyi bir roman mı, iyi bir film mi?

- Bir film ne kadar iyi olursa olsun, onu çekenin hayalidir. Bir roman ne kadar kötü olursa olsun, okuduğumu ben hayal ederim.

◊ Sofrada hangisine tahammül daha zordur: Obura mı, gevezeye mi?

- Obura sofrada, gevezeye hiçbir zaman tahammül edemem.

◊ Asla hatırlamadığınız biri size çok samimi davranıyor. Yekten hatırlamadığınızı mı söylersiniz, dolambaçlı sorularla kim olduğunu mu anlamaya çalışırsınız?

- Dolambaçlı yollardan kim olduğunu anlamaya çalışırım. O kişi hâlâ kim olduğunu anlamadığımı anlamazsa direkt sorarım. Ya da suç mahallini terk ederim. Neden? Çünkü çok insanla karşılaşıyorum ama herkes hayatımda ve hafızamda yer etmiyor.

◊ Evinize yatılı misafir geldi, horlamasından uyunmuyor. Uyandırır mısınız, uykusuz mu kalırsınız?

- Vazelinli kulak pamuğu diye bir şey icat edildi. Eczanelerde var. Bir takıyorsun, hiçbir şey duymuyorsun.

◊ Uçakta/otobüste ha bire omzunuzda uyuyan bir teyze var. İnce ince ittirir misiniz, hostese mi şikâyet edersiniz?

- Ben de o sırada uyuyor olduğum için fark etmem bile. 

◊ Patronun mangal partisinde köfteleri beğenmediniz. Tabakta bırakmak mı, çaktırmadan köpeğe vermek mi?

- Hatır için çiğ tavuk yedikten sonra bunu mu yemeyeceğiz! (Gülüyor)

ÖZEL MESELELER

Affedersen yaşatırsın

Aşkta alıcı kuş musunuz, çantada keklik mi?

- En büyük Beşiktaş, Kara Kartal oley! (Gülüyor)

Yılın hangi dönemi daha romantik? İlkbahar-yaz mı, sonbahar-kış mı?

- Bu romantizmden ne anladığınıza bağlı. Benim için kesinlikle ilkbahar-yaz.

Gece hayatında hangisi çok iç gıcıklar: Gülümsemek mi, göz kaçırmak mı?

- Galiba gülümseyen birinden gözünü kaçırmak...

Az tanıdığınız birine... Telefon açmak mı, mesaj atmak mı?

- Onu daha iyi tanıyan birine telefon açtırmak...

Hangisini tercih edersiniz: Tek başınıza ağlamak mı, birinin omzunda ağlamak mı?

- Karımın omzunda ağlamak.

Aşkın karşıtı: Nefret mi kayıtsızlık mı?

- Aşk bittiğinde kayıtlar da kapanır bende.

Affetmek mi, unutmak mı?

- Yaşatmak istiyorsan affetmek. Öldürmek istiyorsan unutmak. Yani affedersen yaşatırsın, unutursan öldürürsün.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları