Paylaş
Ancak özellikle 2007 yılı son çeyreğinde Amerika da başlayan ve küresel etki yaratan subprime kredilerde oluşan krizin tüm ekonomileri etkilemesi ve yine Amerika'da oluşabilecek bir resesyon, yatırımcıları olumsuz beklentilere doğru yönlendirdi. Kişisel beklentim ise böyle bir resesyon olmayacağı yönündedir.
Türkiye'ye dönersek, 2007 yılında yapılması gereken bazı yapısal ve makro reformlar yerine getiriledi. Avrupa Birliği ilişkilerinde gerekli somut adımlar atılamadı ve bu konu ikinci planda kaldı.
Enflasyon ve büyüme oranlarındaki sapma ve ayrıca cari açık rakamları baz alındığında 2008'in zor bir yıl olacağı bekleniyor. Ancak yine geçtiğimiz yıl ulaşılan ihracat rakamları ve yabancı sermaye girişi sevindiricidir.
2007 yılında YTL yüzde 17,7 ile dolara karşı en fazla kazançlı çıkan para primi oldu. YTL'nin aşırı değerli oluşu ihracatçıyı sıkıntıya sokarken, ithalatı ucuzlatmakta, dış ticaret açığı ve cari denge de dikkat çekmektedir.
Bu arada geçtiğimiz hafta Petrol İş sendikasının Danıştay'da açtığı temyiz davasında Danıştay'ın Petkim in özelleştirme sürecini durdurması, bekleyen özelleştirmeleri belli ölçüde negatif yönde etkiliyebilir. Bilindiği gibi 2008 içinde Halkbank blok satışı, Telekomun bir kısım halka arzı ayrıca Otoyol,Enerji Dağıtım özelleştirmeleri planlanıyor.
Türkiye'nin 2008 yılı makro hedefleri irdelendiğinde ise geçtiğimiz yıla göre iddialı rakamlar olduğu görülüyor. Son dört yıldır % 6,5 olan faiz dışı fazla % 5,5 ,yine büyüme oranı da % 5,5 olarak açıklandı. 2008 de hedeflenen % 4'lük enflasyonun ise açıklanan son zamlarla birlikte tutturulması zor gözüküyor.
2008 yılının tartışılacak konularından biri de IMF ile yeni bir anlaşmaya gidilip gidilmiyeceği. Bilindiği gibi mayıs ayında IMF ile olan stand by sona erecek.
Türkiye'nin mevcut durumda yabancı piyasalarla, özellikle gelişen piyasalarla bir korelasyonu olmasına karşın, yabancı yatırımcıların porföy dağılımında Türkiye'nin payı diğer benzer ülkelerle karşılaştırıldığında daha az seviyede. Beklenen not artırımlarının gerçekleşmesi durumunda Türkiye nin yatırım yapılabilirlik konusunda payının artacağı düşünülüyor. Bu yıl beklenen not artırımları ile birlikte piyasalar hareketlenebilir.
Merkez Bankası'nın ise 2008 yılında gelişmelere göre hareket edeceği ve ihtiyatlı bir tutum takınacağı bekleniyor. 0,25 lik faiz indirimlerine gideceği tahminm ediliyor.
Geçtiğimiz yıl İMKB 100 endeksi % 43 lük getirisiyle en çok kazandıran borsalar arasında 5. sırada yer aldı. Ancak 2008 yılında bu kazançlar çok zor. Endekste 52 bin-53 bin seviyelerine doğru geri çekilmeler alım fırsatları yaratabilir. Hareketli olması beklenen hisse senetleri piyasasında hisse senedi tercihleri mali veriler baz alınarak yapılmalıdır.
Paylaş