Paylaş
O yüzdendir ki eğitim hayatının büyük çoğunluğu devlet okullarında geçen biri olarak meslek liselerine hep mesafeli yaklaştım. Mesela kendi evladımı ilerde meslek lisesinde okutmak benim için ‘Z’ planında bile yoktu.
*
Ne zaman kadar?
*
Antalya Organize Sanayi Bölgesi Teknik Koleji’ni bizzat gidip görene kadar.
*
Öncelikle şunu açık ve net ifade edeyim; bu yazıyı ne bir şahsı ne de bir kurumu parlatmak, göklere çıkarmak için yazmıyorum.
*
Yapmak istediğim tek şey Türkiye adına, kent adına, geleceğimizin umudu olan çocuklarımız adına yapılan bir eğitim projesinin zihnimdeki ön yargıyı nasıl tuzla buz ettiğini sizinle paylaşmak.
*
O yüzden bu projeyi kimin yaptığı değil, yapılan projenin sonuçları ülkemin geleceği adına beni heyecanlandırıyor.
*
Gelelim sadede…
*
OSB Teknik Koleji ile ilgili tüm detaylar bugünkü manşetimizde zaten var. Ben sadece okulu bizzat gezen, öğretmen ve öğrencilerle konuşan bir kentli olarak izlenimlerimi paylaşacağım.
*
Okul için öyle bir planlama yapılmış ki daha bahçeye girdiğinizde önyargılarınızın çatırdama sesini duyar gibi oluyorsunuz.
*
Çünkü sizi kasvetli binalar, yıkılmış, dökülmüş duvarlar değil geniş alanlar ve planlı bir peyzaj sizi karşılıyor.
*
Hani son dönemde klişe bir anlayış var; ‘Binaların önemi yok, önemli olan içindeki anlayış’ diye.
*
Kazın ayağı hiç de öyle değil.
*
Yaşadığınız, çalıştığınız, eğitim gördüğünüz alanların başarınıza, ruh halinize birebir etkisi var.
*
Gelelim ana binaya. Giriş alanında veliler için özel bir alan ayrılmış.
*
Burada öğretmen-veli görüşmeleri yapılıyor. Görüşme yapmıyorsanız çayınızı, kahvenizi içip dinlene de bilirsiniz.
*
Koridorlar rengarenk. Karanlık renkler bu okula uğramamış. Sadece duvarlar değil öğrenci dolapları, masalar sandalyeler de aynı anlayışla tasarlanmış.
*
Gözleri parıldayan gencecik öğretmenlerimiz son teknoloji ile donatılmış sınıflarda hararetle derslerini anlatıyor.
*
Dersliklerle atölyeler iç içe. Yani öğretmenin anlattığı teorik ders, iki adımda uygulamalı eğitime dönüşüyor.
*
Spor salonu, müzik, bilgisayar odaları da cabası.
*
Teneffüs zili çaldığında tüm çocuklar okulun bahçesinde buluşuyor çünkü bu okulda kantin yok.
*
Bir bölüm öğrenci bahçede vakit geçirirken bir bölümü halı sahada maç yapıyor. Bunları tercih etmeyenler ise kapalı spor salonunda uzaman öğretmenlerden rotalı tırmanış eğitimi alıyor.
*
Her şey den öte öğrenciler de öğretmenler de yöneticiler de mutlu ve umutlu.
*
Bence bu mutluluğun kaynağı nasıl bir dönüşüm yaptıklarının farkında olmaları.
*
Bu okulda yetişen çocuklar Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olacaklar.
*
Bu okulda yetişen çocuklar eğitimle donanacak, hayal edecek ve üretecek.
*
Onlar ürettikçe de Türkiye kazanacak.
*
Ben de umut ediyorum ve istiyorum ki bu okulun başarıları Türkiye’nin sınırlarını aşsın.
*
Son sözüm; bize böyle duygular yaşattırdığınız için sağ olun, var olun.
Paylaş