Güncelleme Tarihi:
ATF, Afrika Turizm Formu ve marka haline gelen “Quality Management Awards”-Kalite Yönetim Ödülleri’nin doğuş hikâyesini anlatan Meral, Türkiye turizminin geleceği hakkında da çarpıcı tespitlerde bulundu.
AZMİMİZLE SINIRLARI AŞACAĞIZ
Bu yıl 14’üncüsü düzenlenen QM Awards’ın nasıl filizlendiğini anlatan Meral, “Biz birbirimize çok az teşekkür eden bir sektör haline gelmiştik. Ben bu duruma itiraz etmek istedim. İlk ödül törenini 2006 yılında gerçekleştirdik. Bugün geriye baktığımda çok fazla yol almışız. Ve QM Awards çok önemli bir marka haline geldi. Bu markayla çok fazla hedefimiz var. Öncelikli hedefiniz ne derseniz; Türk turizminin medar-ı iftiharı olan turizm emekçilerini ve markalarını ödüllendirerek ön plana çıkarmak ve diğer turizm paydaşları için rol modeller ortaya koymak. Her yıl farklı bir sloganla düzenlediğimiz QM Awards’ı bu yıl ‘Kalite Işıktır’mottosuyla gerçekleştirdik. Her şey çok güzeldi. Bundan sonraki amacımız da bu organizasyonu Türkiye sınırlarının dışına taşımak. Bunu yapabilecek azmimiz ve tecrübemiz var. Bu konudaki örnekleri de araştırıyoruz” dedi.
FUAR HAZIRLIKLARI DEVAM EDİYOR
Turizm sektörünün gelişimi için çok önemli bir organizasyon haline gelen ve bu yıl 23-24-25 Ekim tarihleri arasında 6’ncısı düzenlenecek olan ATF’nin doğuşu ve gelişimini de anlatan Meral, şöyle devam etti:
TURİZMCİ OLARAK YORUMLADIM
“Zaman içerisinde fuarların ivme kaybetmesinden de yola çıkarak, bir turizmcinin kendi alanıyla ilgili bir fuarı nasıl yorumlayacağını göstermek istedim. Yapacağım şey de en iyisi olmalıydı. Elbette bu artık pahalı bir iş. Her şeyi ince eleyip sık dokuyoruz. Bu işi yapmak için araçtan benzine, dekordan otele kadar çok fazla konu var. Dolayısıyla bu iş hem ülkemize yakışır olmalı hem de bunu ödeyebiliyor olmamız lazım. Yani ortada ciddi bir yönetim anlayışı olmak zorunda.
MARKALARIMIZ OLGUNLAŞTI
Biz bu işe kafa yormaya başladığımızda ‘Bunlar boş işler’ diyen isimler çıktı karşımıza. Hedeflerimizi gerçekçi bulmayanlar oldu. Şimdi bu boş işler bugün marka haline geldi. Antalya Turizm Fuarı, ülkemize çok şey kazandırıyor. Para elbette önemli ancak ana motivasyon olmamalı. Asıl amacım ne derseniz; dünyada etki yaratmak. Hem fuar hem de ödül programını uluslararası hale getirebiliriz. Markalarımız bu olgunluğa ulaştı.
BÜYÜK RESME BAKMALIYIZ
Afrika Turizm Formu ile Mısır’da çok önemli bir iş başardık. Şimdi daha global bir hedefimiz var. Bütün Afrika Kıtası’na hitap etmek istiyoruz. Çünkü bu kıtanın büyük bir potansiyeli var. Biz bu etkinliği yaptıktan sonra çok sayıda teklif aldık. Tabii bu süreçte eleştiriler de aldık. ‘Neden Türkiye’nin turizm rakiplerini güçlendiriyorsunuz’ diyenler oldu. Şu çok önemli; etrafınız zayıfsa siz de zayıfsınız demektir. Zayıf bir Mısır turizmi bize fayda sağlamaz. Mısır, turizmde güçlenebilir. Ancak Mısır’ın yatak kapasitesi belli. Bizim yatak kapasitelerine ulaşacağı süre de belli. Bu kapasiteye ulaşabilmesi için yatırıma gerek var. Bu yatırımcı ilk başta kim olur? Elbette biz oluruz. Yani yine Türkiye kazanır. İstihdam süreci de buna dahil. Biz büyük resme bakmalıyız. Daha büyük matematikler yapmak zorundayız. Daha yukarıdan bakıp, stratejiler kurmak zorundayız. Sadece ben gelişeyim, sadece ben büyüyeyim, sadece ben zenginleşeyim formülü çalışmaz. Sadece ben diyerek turizm olmaz…
ATF İLE OYUNU DEĞİŞTİRDİK
ATF, turizm fuarcılığı içerisindeki oyunu değiştirmiş, geliştirmiş vaziyette. Bunu diğer coğrafyalarda da yapmak istiyoruz. Afrika bunun ilk adımıydı. Başka sürprizlerimizde olacak. Biz her yıl büyüyoruz. Tüm hedeflerimizi artırdık. Bunu da kendi öz sermayemizle yapıyoruz. Biz çok iyi şeyler yapıyoruz ama bize teşekkür etmeye, destek vermeye sıra gelmiyor olabilir. Biz de sıramızı bekliyoruz. Oysa Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’a yaptıklarımızı anlatma fırsatı da yakaladım. Yaklaşık 45 dakika markalarımızın sektöre kazandırdıklarını anlattım. Beni TGA’ya yönlendirdiler ancak bir süre sonra irtibatı kaybettik. Yerel yönetimlerle ilişkiler konusunda da benzer sorunlar yaşadık.
EN BAŞARILI FUAR ‘ATF’
Yerli fuarlara yönelik biraz ön yargı var. Bizim derdimiz para değil. Biz zaten bu işin finans kısmını hallediyoruz. Bizim derdimiz zaman ve saygı. Bazı yöneticiler hiç fuarımıza gelmemiş ama bizi beğenmiyor. Biz pandemi de bile durmadık. Bizim dışımızda yapılan fuarların istatistiklerini ortaya koyalım, kaç görüşme yapılmış, kaç profesyonel katılmış, kaç satış yapılmış hepsine tek tek bakalım. ATF hepsinden açık ara önde.
HEP DAHA İYİ OLABİLİRİZ
Turizm memleket meselesi. A-B-C senaryolarını hazırlayıp bu senaryolara göre hazırlanan stratejilerle yola çıkmalıyız. Biz daha iyisini yapabilir, daha iyisini satabilir, daha iyisini sunabiliriz. 2024 turizm sezonu ortada gidiyor. Aslında iyiyi kötüyü ölçebilecek birimimiz de yok. Yani hangi oteller dolu, hangi oteller boş, hangi oteller hangi fiyattan satış yapıyor? Bunları net biçimde bilmiyoruz.
SORUN HER ŞEY DAHİL SİSTEMİNDE DEĞİL
FTI’ın iflasının etkisini henüz hissetmedik ama kışın bu etkiyi hissedeceğiz. Bu markanın kısa sürede yerinin dolması da zor. Son dönemde sistem tartışmaları yine gündemde. Her şey dahil sisteminin sorunlu ilan edilmesi yanlış. Tartışmayı yaratan şey sistemin uygulanma şekilleri. Oteller bu sistemi daha çok satış yapabilmek için kullanıyor. Bu sisteme herkes kendi rızasıyla geçti, herkes kendi rızasıyla da çıkabilir.”