Paylaş
*
Sadece bina dönüştürmenin bu kente ihanet olduğunu gücüm yettiğince anlatmaya çalıştım.
*
Ne değişti şu ana kadar?
*
Hiçbir şey!
*
Yalan yok, bu konu Antalya'da kimsenin dikkatini çekmiyor diye hayıflanıyordum.
*
Meğer öyle değilmiş.
*
Antalya iş dünyası da bu işten fazlasıyla rahatsızmış.
*
Bu rahatsızlığa Antalya İş İnsanları Derneği’nin düzenlediği “ANTİAD Buluşturuyor” etkinliğinde bizzat şahit oldum.
*
ANTİAD’ın konuğu Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Ali Bahar’dı.
*
Ali Bey, birçok konuya değindi ama ben en fazla kentsel dönüşüm ve imar sorunu konusuna odaklandım.
*
Kendisi bu konularda daha önce de yorum yapmıştı ama hiç bu kadar sert cümleler seçtiğine şahit olmamıştım.
Ali Bey sözlerine, “Şehir hiç iyi bir noktaya doğru gitmiyor” tespitiyle başladı ve şöyle devam etti:
MAKYAJLI BİNALAR
“Kentsel dönüşümde parsel bazında ruhsat vermeyin. Verirseniz dönüşümün bir anlamı kalmıyor. Varlık Mahallesi’ne gidiyorsunuz bir tarafı dönüşmüş bir tarafı dönüşmemiş. Biri makyajlı biri makyajsız. Bunun dışında hiçbir fark yok. Yollarımız araç dolu. Hele Aksu’daki Altıntaş Mahallesi beni çığırımdan çıkarıyor.
ALTYAPI YOK PROJE VAR
Mikrofonu alınca ‘dünya şehri Antalya’, ‘Turizmin başkenti’, ‘Dünyaya açılan kapı’ diyoruz. Sonra Altıntaş’a gidiyoruz. Her şey değişiyor. Algıda seçicilik oluşsun diye her yerde, ‘Para verin ortak olalım Altıntaş’ta vidanjör işine girelim’ diyorum. Neden? Çünkü altyapı yok, elektrik yok, su yok. Kardeş Kentler Caddesi var tam 40 metre. Bu yola saplanan yollar 1 metre aşağıda kalıyor. Çünkü kırmızı kot verilmemiş. Bu nedir ya!
MAHALLELER DÖNÜŞMELİ
Ada bazında kentsel dönüşüm istiyorsunuz değil mi? Hayır. Mahalle bazında dönüşüm olmalı. Bu dönüşümü yaparken de ileriyi gören bir anlayışla yapmalıyız. İmar konusu bu kentin kanayan yarası. İmara ihtiyaç var. İmar geçirirseniz imar rantından bahsetmenize gerek kalmaz. Bakın trafik büyük bir problem. Yeni binalar yapılıyor altında iş yerleri var. Her yer böyleyken biz neyin vizyonunu konuşuyoruz.
DÖNÜŞEN TEKRAR DÖNÜŞECEK
Eğer biz bu tip bir kentsel dönüşümle yola devam edersek şehirlerimizde adım atacak yer kalmayacak. Biz, yıkmak zorundayız, yapmak zorunda değiliz. Şehri boşaltmalı, rezerv alanlarını çoğaltmalıyız. Antalya’daki bir mahalleyi tamamen dönüştürelim. Bu mümkün. Çünkü dönüşüm böyle devam ederse dönüşen binaların tekrar dönüşmesi gerekecek.
ANTALYA’DA CİNAYET İŞLENİYOR
‘Trafik nedeniyle evimize gidemiyoruz’ diyorsunuz. Daha çok gidemeyeceksiniz. Yeni yapılan bir binada belediyeye para ödeyip otoparkın bir kısmını yapmıyorsunuz. Yani parayla belediyenin yolunu kiralamış gibi oluyorsunuz. Apartmanın altına otopark yapmamak bana göre cinayet. Bu şehirde de cinayet işleniyor. Bunu yaptırmamalıyız, yapana da parmak sallamak zorundayız.”
*
Yanlış dönüşümün ve imar sorunlarının kente verdiği zarar daha başka nasıl anlatılır bilemedim.
*
Belediye başkanı, milletvekili olsam şu cümlelere dikkat kesilir, tüm enerjimi bu sorunun çözümü için harcar, kentin geleceğine dinamit döşenmesine izin vermezdim.
*
Ha umursamadık mı?
*
Sonucu çok ağır olur.
*
‘Dünya kenti’ diye övündüğümüz Antalya geri dönüşü mümkün olmayan bir yola girer.
*
Peki, kim kaybeder?
*
7’den 70’e hepimiz…
Paylaş