JET HIZIYLA DÖNÜŞÜYORUZ

İki kişi bir araya gelip, “Hadi Antalya’nın geleceğini konuşalım” dese konu dönüp dolaşıp kent estetiğine gelir.

Haberin Devamı

Neden? Çünkü maalesef planlı bir kentte yaşamıyoruz. Bu plansızlığı görmek için mimar olmaya, öyle detaylı bir inceleme yapmaya da gerek yok.

*

Sadece falez bandındaki yapılaşmaya şöyle bir göz atsanız ne demek istediğimi zaten anlarsınız.

*

Tabii bir de güvenli yapı sorunu var.

 

Hep var olan ama sadece depremlerden sonra hatırladığımız!

*

Peki hatırladığımızda ne yapıyoruz?

*

Konuyu jet hızıyla kentsel dönüşüme getiriyoruz.

*

Ben de size Antalya’daki kentsel dönüşüm anlayışını madde madde sıralayayım:

1-Önce rantı yüksek bir mahalle bulalım.

2-Sonra bu mahallede çok katlı yapabileceğimiz bir bina bulalım.

3-Binadakileri renkli görsellerle dönüşüme ikna edelim.

4-Ve vuralım kazmayı…

*

İşte size sorgusuz sualsiz jet hızıyla dönüşüm.

*

Haberin Devamı

O dönüşen binanın bir yanında gecekondu diğer yanında 70-80 yıllık bir bina daha varmış.

*

Sokaklar darmış, altyapı yokmuş, elektrik hatları 100 yıllıkmış, park yokmuş, bahçe yokmuş…

*

Ne gerek var bunları düşünmeye. Maksat dönüşüm olsun!

*

Örneği de yaşadığım mahalleden vereyim.

*

Bahçelievler 138 sokağın başından sonuna kadar yürüyelim.

*

80 yıllık binalarla 2020 model akıllı binalar iç içe. Hatta bazı binaların arsası içinde gecekondular bile var!

*

Ve bu mahalle Antalya’nın göbeğinde.

*

Peki neden böyle? Çünkü biz dönüşümü ada bazında değil parsel bazında yapıyoruz.

*

Ameliyat yerine lokal anesteziyle işi geçiştiriyoruz.

*

Sonuç: Yapılaşması kangren olmuş bir şehir…

ANTALYA RENKLENSİN

Kent estetiği konu olunca Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın, “Mural Antalya” projesini konuşmadan olmaz. Projenin ayrıntılarını ATSO Başkanı Davut Çetin’den dinledim. Son derece akılcı ve göze hitap eden bir proje. Şehir Plancıları Odası da projeyi destekliyor. Projenin özeti ise şu: Şehir merkezindeki uygun olan duvarlar duvar resim sanatı ile renklendirilecek.

BAŞARILI ÖRNEKLER VAR

Benzer çalışmaları İstanbul’da ve bazı Avrupa kentlerinde görmüştüm. Çok başarılı örnekler var. Eğer doğru kişilerle çalışılırsa kısa sürede kentin çehresi değişebilir. Hatta turizm için bile faydası olabilir. Davut Bey’in bu konudaki tek isteği de kamu kurumlarının biraz daha bu işe yaklaşması, destek olması. Ben bu kentte bu tür projeleri anlayacak ve destek olacak vizyon sahibi yöneticilerin olduğuna inanıyorum. Umarım haklı çıkarım…

İSTEYİNCE OLUYORMUŞ

Haberin Devamı

Yaklaşık 1 ay önce, “Kapalı kutu fakülteler” başlığı ile bir yazı yazmıştım. O yazıda da Akdeniz Üniversitesi Turizm ve Ziraat Fakültesi başta olmak üzere kentin sorunlarına uzak kalan fakülte ve bölüm yönetimlerini eleştirmiştim.

AMAN KUTU KAPANMASIN

Bu yazıdan sonra, “Eleştirinde haklısın” veya “Yazdıkların gerçeği yansıtmıyor” diyen olmadı ama şöyle bir şey oldu: Bu fakültelerimiz turizm, çevre, tarım gibi ana konularda ardı ardına bilimsel açıklamalar yapmaya başladı. Kentin tartıştığı birçok soruna yönelik çözüm önerilerini Türkiye ile paylaştı. Hatta bazı fakültelerimizin hiç bilinmeyen başarılarını da bu açıklamalar sayesinde öğrenmiş olduk. Bunların hepsi güzel şeyler. Umarım fakültelerimizin bilgi kutusu bir daha hiç kapanmaz.

 

Yazarın Tüm Yazıları