Güle güle Ali ağabey…

*

Her işini ciddiye alır, yaptıklarını, yapacaklarını anlatırken gözlerinin içi parlardı.

*

Sevdiğini tam sever, sevmediğine fırsat verirdi.

*

Türkiye’nin yetiştirdiği en yetenekli iş insanlarından biriydi.

*

Analitik zekâsı muazzamdı.

*

Liderdi.

*

Fikirlerini tartıştırmayı severdi.

*

OSB Başkanlığı dönemi boyunca çok önemli projelere imza attı.

*

Kadın istihdamı ve ara elaman sorunu konusundaki çalışmaları Türkiye’ye örnek oldu.

Vizyon projesi olan OSB Teknik Koleji, meslek lisesi kavramını sil baştan şekillendirdi.

*

Hayallerinden biri de ATSO-OSB arasında güçlü bir köprü kurmaktı.

*

Onu da başardı.

*

Kendi tarifiyle iki kurumu ‘çift kanatlı meleğe’ dönüştürdü.

*

Ama bu da yetmedi.

*

Çünkü yorulmuyordu.

*

Çalışarak dinleniyordu.

*

Ne zaman konuşsak yeni projelerinden bahsediyor, Antalya sevdasını anlatıyordu.

*

Korkuteli OSB ile yatıyor, yapay zekâ ile kalkıyordu.

*

Yani daha çok yapacak işi, yürüyecek çok yolu vardı…

*

Ama olmadı!

*

Olamadı!

*

Elim bir kaza, Ali ağabeyi sevdiklerinden, âşık olduğu bu kentten kopardı.

*

Önce hiç kimse inanamadı, inanmak istemedi belki de.

*

Ama gerçekti!

*

Güle Güle Ali ağabey.

*

Bu kent seni hiç unutmayacak…

 
İSMİ OKULDA YAŞASIN 

Ali Bahar’ın kırmızı çizgisi gençlerdi.

*

OSB Teknik Koleji’ni bu kadar önemsemesinin nedeni de buydu zaten.

*

O kolejin temeline katılan çimentonun kalitesiyle, koridorlardaki dolap kapağı rengine kadar bizzat ilgilendi.

*

Öğrencilerle basket oynadı, tırmanma duvarında yarıştı.

*

İşte bu nedenle Ali Bahar’ın ismi en çok bu eğitim yuvasına yakışır.

*

Umarım bu önerim ilgili kurullar tarafından hızla gündeme alınır ve sonuçlandırılır…

BU ACININ TARİFİ YOK

Ali Başkan, son sohbetimizde kardeşi Berkay Bahar’dan uzun uzun bahsetmişti.

*

“Bu kadar yoğunlukta kendi işleriniz aksamıyor mu” diye sorunca, “Dağ gibi kardeşim var. O olmasa böyle rahat olmazdım. O benim canım” demişti.

*

Ateş düştüğü yeri yaktı.

*

Böyle bir acının tarifi, tesellisi olmaz ama biz Ali ağabeyi İbrahim amcaya emanet ettik artık…